Mahalli seçimler yaklaşırken, siyasi partilerin   seçim kazanma taktikleri farklılık oluşturuyor.

İktidar Partisi AKP Bu dönemde Edirne ve genelde Trakya’da seçimi kazanmak için tüm imkanlarını kullanacak.

Bu partinin taktikleri  bölgeye hizmet odaklı olacak. Deniyor ki  Edirne hizmet istiyorsa bizim partimize oy vermek zorunda, aksi halde bu ile hizmet yok.

Böylece gözdağı vererek seçim kazanmak isteniyor.

CHP’nin  taktiği ise iktidar partisi Edirne’de seçimi kazandığı takdirde Edirne’deki partililer saf dışı olacak.  Belediyeye İstanbul’dan deneyimli  yöneticiler gelecek Edirneliler ikinci planda kalacak. Belki de Edirne’de yönetici profili değişecek Bu da gözdağı niteliğinde bir  açıklama.

Edirne’nin politik yapısı biliniyor. Bugüne kadar halkın büyük bölümü  Sosyal Demokratlara oy vermiş. 

Bu demek değildir ki bu seçimde de aynı sonuç çıkacak.

Edirne halkı kendisini ucuz vaatlerle kandırmak isteyen  her iki görüşte olanlara da öyle bir ders verir ki unutamazlar.

Geçmiş yılları bir hatırlayalım.  Ülkemizde 5 millet vekilliği için ara seçim vapılacaktı. CHP Edirne’de 60 bin fark atmış Edirne’deki bir milletvekilini  kazanmayı garanti  görüyor, bu farkın kapanmayacağını sanıyordu. Demirel ise Trakya  şivesiyle  “Bej-bej” diya Edirne’yi  turalıyor. Sonuçta Edirne’de  CHP’nin  bu kadar  oy farkına rağmen seçimi  Demirel kazandı.

Onun için seçimlerde rehavet olmaz. Garanti denilen yerlerde bir bakarsınız hezimete uğramışsınız.

Diğer yandan iktidar partisi de “ şimdi Edirne’ye hizmet yok  biz gelirsek hizmet gelecek” mantığı ile yaklaşırsa  onda da sonuç alamazlar. Edirne’de seçim ancak halkın güvenini kazanarak elde edilir.Trakya başka illere benzemez.

************************************************************************* 

 PAZARYERİ İÇİ ASFALTLA KAPLANIR MI?

Cumartesi  pazarının zemini bir süre önce asfaltla kaplandı.

Hani şu yollara atılan petrol ürünü asfalt atıldı.

Bunun  sağlık açısından sakıncalı olup olmadığını bu işi bilen kişilere sordum.

Hiç bir kapalı Pazar alanında böyle asflt zemin olmadığını, asfaltın çevreye koku yaydığın mikrop üretebileceğini ı temizlenmesinin de beton zemin gibi  kolay olmayacağını söylediler.

Atalın asfalta da bakıldığında tezgahların kenarlarında asfalt atılmayan boşluklar görülüyor.

Buralara biriken yiyecek atıklarının temizlenmesi zor olacak. Bu tür pazaryerlerinin zeminin asfalt yerine betonla kaplanmasının daha sağlıklı olacağı yönünde genel bir kanı var.

Edirne’nin en büyük semt pazarı olan haftanın üç günü Pazar yapılan Cumartesi pazarı zemininin asfaltla kaplanması ne derece doğru oldu. onun yorumunu yetkililere bırakıyorum.

****************************************************************************

SÜRÜCÜLERE OTOPARK ALIŞKANLIĞI GETİRİLMELİ

Edirne’de  otopark yetersizliğinden yakınanlar var. Buna rağmen çok yakınında otopark olmasına karşın, aracını yol kenarına park etme alışkanlığı devam ediyor.

Sürücülerimize  yolların otopark alanı olmadığı hatırlatılmalı. Aslında bazı semtlerimizde yeterli otopark var.

Bazı vatandaşlar oralara araçlarını park etme yerine  yollara park etmelerine müeyyideler, yaptırımlar getirilmeli.

Edirne’de  yollara park eden araçlarla kent trafiği iyice tıkanıyor.  Bunda en büyük sorumluluk şehrimizdeki araç sürücülerinin.

Bu durumda işi olduğu için kısa süreli aracına park yeri arayanlar köşe bucak park yeri aramak zorunda kalıyor.Bazı Araç sahipleri ise araçlarını  park ederek  gün boyu yol kenarlarını işgal ediyor.

Bu soruna çözüm bulunmalı. Böyle devam ederse bir süre sonra  yollarda araçlardan yayalara yürüyecek kaldırım dahi kalmayacak.

******************************************************************************

YAYA KALDIRIMLARI YÜKSELTİLMELİ

Edirne merkezde  bazı yollardaki yaya kaldırımlarının  yol seviyesine inmesi sonucu araç sürücülerimiz  buralarını  araçları  için otopark gibi kullanıyor.

Bu konuda örnek isteyenler  şehir içinde şöyle bir kısa tur yapmaları yeterli.

Yol düzeyinde olan tüm yaya kaldırımları otoparka dönüşmüş durumda.

Yetkililer bun  çözüm bulmalı. Bu durumda sürücülere ceza yazmak da çare olmuyor.

Önemli olan  kaldırımlara araçların girmesini önlemek” park yapılmaz” levhaları ve oralara konulan  babalar da kaldırımların otopark olmasını önlemiyor, daha caydırıcı önlemler gerekli.   

GENÇLER  TOPLUMSAL  KONULARA İLGİSİZ

Günümüz gençliği, gelişen teknolojiden de etkilenerek genelde ilgi alanının buradan kaynaklanan konulara yönlendiriyor. İnsan aklını yönlendiren telefonlar her gün bu yönde yapılan yenilikler genç nesli gereğinden fazla  etkiliyor. Tüm gençlerimizin en büyük   tutkusu cep telefonları ve bilgisayar.

Gençlerimiz telefonların ve bilgisayarın  her türlü kullanım fonksiyonlarını biliyor ve istediği gibi ondan yararlanıyor. Buradan edinilen bilgiler gençlerimizin ilgi duyması gereken konulardan uzaklaşmasına da neden olabiliyor.

      Bu konuda üniversitede okuduklarını söyleyen gençlerimizle sohbet ettim ve  ülkenin güncel konularından haberleri olup olmadığını sordum.

Örneğin; siyasetten, ekonomiden, gündemde olan meselelerden, bölgemizin ekonomik durumu, ilçelerini ve şu anda parlamentoda kaç parti temsil ediliyor diye sorular yönelttim.

    Bunun yanında bir süre önce kutladığımız Edirne’nin kurtuluş tarihini Edirne’nin hangi tarihte fethedildiğini  sorduğumda  bir kısmından olumlu yanıt alamamam  beni endişelendirdi.

Teknoloji ile ilgilenen gençlik yarınına yön verecek siyasi, ekonomik, toplumsal konular hakkında da bilgi sahibi olmalı.

    Ne acıdır ki gençlerimiz bu konulara fazla ilgi duymuyor.

Bir öğrenci kardeşimiz gerçekten ilginç bir konuya değindi ve siyasetten nefret etmesini ona bağladı. Gerekçesi şuydu “ Bugün bakıyoruz siyasi parti yöneticilerimiz meclisi kör dövüşüne çevirdi. Her gün bir biri ile kavga ediyorlar. Konuşmaları sokak ağzı laflarla oluyor. Bundan bizlerin yararlanması mümkün mü?

     Biz istiyoruz ki, iki karşı görüşte olan siyasi parti yetkilisi televizyona çıksın fikirlerini ortaya koysun,  bizler onları izleyip kendi fikrimizle hangisinin doğru olup olmadığına karar verelim.

    Bakıyoruz her siyasetçi kendi görüşünü karşı fikirde biri olmadan kendi fikrinin  doğru olduğunu savunuyor.

Kimse yoğurdum ekşi demiyor. Karşılıklı fikir tartışması olmadan doğrular nasıl bulunacak?”

Bu kardeşimiz yerden göğe kadar haklı. Gerçekten medyada siyasiler uygar bir şekilde eskiden olduğu gibi karşılıklı tartıştıklarına tanık olamıyoruz.

Bu şartlarda gençlerimiz kimin söylediklerine inanacak? Onların siyasetten soğumalarına hak vermemek mümkün mü?

    Yine de gençlerimizin bu kargaşa ortamında ülke sorunları ile ilgilenmeleri gerektiğini öneririm. Bugünün biriken yanlışlıkları ilerde onlara fatura edilecek. Bunları çözmek için zorluklarla karşılaşacaklar.

    O nedenle şimdiden o zorlukları göğüslemeleri için siyasetin ekonominin , toplumsal sorunların  bugün işleyen yöntemini bilmeleri ona göre hazırlıklı olmaları gerekir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.