Köylerimiz genellikle tarımsal üretimde ön planda tutuluyordu.Bunu dikkate alan Atatürk,”Köylü Milletin Efendisidir” demiştir.
Tarımda kendi, kendine yeterli dünya genelinde 7 ülkeden biriydik
Bir süre öncesine kadar tarım ürünü ithal yerine başka ülkelere ihracat yapıyorduk.Tarım ihmal edilip tarım ürünlerinin ithal yoluna kapı açılınca bugün tüm ürünleri ithal eder duruma geldik.Türkiye’de 34 bin 434 olan köy sayısı geçen yılın sonu itibariyle 30 büyük şehir sınırları içinde bulunan 16 bin 220 köy mahalle kapsamına alındı.
Bu arada 1053 belde de mahalle konumuna geldi. 2002 yılında ülkemizde 25 bin 87 köy okulu bulunuyordu,bu okulların 20 bin 243’ü kapatıldı Köylerdeki öğrenci sayısı 3 milyon 275 bin 458’den 622 bin 295’e indi. Öğrenci azlığı nedeniyle okulları kapatılan köylerde şu anada 49 bin 813 cami, 60 bin 808 imam ve 12 bin 28 müezzin bulunuyor. Okulları kapatılan köylerdeki çocuklar taşımalı eğitim modeliyle 1 milyon 152 bin öğrenci köylerden 923 ilçeye taşınıyor.
Devlet taşımalı eğitim sistemi nedeniyle her yıl milyonlarca lira ödeme yapıyor .Bu alanda geçen yıl 12,5 milyon lira ödeme yapıldı. Köy okulları ise harabe halinde.En iyi okulun öğrenciye en yakın okul olduğu söylenir.Okul ve öğrencilerden mahrum olan köylerin bugünkü durumu ortada.
Öğretmenler devlet temsilcisi olarak halkla bütünleşmeyi sağlayan en güvenilir devlet görevlileriydi.Köy enstitülerinin açılması ile bu bağ sağlandı.Köylülerin aydınlanmasına karşı çıkan ”öğretmenler köylere geldi bizim itibarımız azaldı ”diyen köy ağaları köy enstitülerinin kapanmasına neden oldu.
Bu okullardan yetişen eğitimciler bir süre eğitimin sağlıklı şekilde devamını sağladı.Öğretmen okullarının kapatılması, herkese öğretmen olma hakkının tanınmasıyla.ülkemizdeki eğitim sistemi irtifa kaybetti.
Köy enstitülerini bizden örnek alarak kullanan ülkelerin eğitim düzeyi bizden kat kat ileri seviyeye ulaştı.Köy okullarının kapatılması, tarımın ihmal edilmesi sonucu köylüler büyük sanayi kentlerine göç etti.Tarımla uğraşan insan sayısı iyice azaldı.Böyle devam ederse köylerimiz iyice boşalacak.Köylerin boşalması tarımın da gerilemesine neden oluyor.
Köylülerimiz bir öğretmenimizin dediği gibi pazara ürün getirme konumundan pazardan her ihtiyacını karşılar hale geldi.Köylüler toprağında koparıldı.Ekilecek tarlalar girdi fiyatlarının artması sonucu ekilemez hale geldi.Şimdi de kendi üreticilerimizden esirgediğimiz kaynakları başka ülkelerin üreticilerine aktarılan yüksek fiyat ile karşılamaya çalışıyoruz.
---------------
TARIM KURULUŞ TEMSİLCİLERİ SESLERİNİ DUYURAMIYOR
İnsanlarımızı besleyen, dünyada stratejik ürün haline gelen tarım ürünlerini üreten çiftçilerimiz girdi fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle tarlalarını ekemez duruma geldi .çoğu borca boğulmuş,tarlalarını satmak zorunda kalıyor.
Bu verimli topraklar henüz kime gittiği belli olmayan kişilerde toplanıyor.Köylülerimiz kendi topraklarında,köylerinde bir süre sonra işçi konumuna gelecek.Tarım kuruluş temsilcileri köylülerin sorununu çözmede gerekli gayreti gösteremiyor.
Masa başında göstermelik demeçleri vererek bu sorunlar çözümlenemiyor.Tarım gibi ekonomide önemli bir yeri olan kesim böyle ihmal edilmemeli.Bunu sonucu ağır olacaktır.Bu konuda ihmali olanlar halk nezdinde hayırla anılmayacak.