Bu konuda o kadar çok yazı yazmış olmama rağmen, bu gün yine ayni konuya değinme ihtiyacı hissedişim sanırım çok acı bir durum.

Yine “kredi kartı borçlarını ödeyemiyoruz” feryatları sıklaştı bu günlerde.

“Peki, kim size kart alıp borçlanın dedi “ kardeşim diyesi geliyor insanın.

Zorla mı veriyorlar insana bu kredi kartlarını.

Çok mu cazip gösteriyorlar da aldanıyorsunuz acaba.

Peki, alıyorsunuz da neden ödeme gücünüzü aşan miktarda alışverişler yaparak güç durumda kalıyorsunuz.

Neden, hiç ödemeyecekmiş gibi hesapsızca harcamalar yaparak hem kendinizi, hem çoluk çocuğunuzu zor durumda bırakıyorsunuz.

Geçtiğimiz yıllarda bir kaç kez yine bu konuda yazdığım yazılarda belirtmiştim ve bankaların köşe başlarına koydukları elemanlarla önüne gelene kredi kartı doldurup verdiklerini hatırlatmış.

Şimdi böyle durumlar yok tabiî ki ama yine de kart verirken gösterilmesi gereken hassasiyetin göster,ildiği inancında değilim..

Kim olduğunu, gelir düzeyinin ne olduğunu, ödeme gücü olup olmadığını bilmeden doldurulan ve limitleri bir hayli yüksek olan bu kartların verilmesinin hiçte doğru bir yöntem olmadığını vurgulamıştım.

1750 lira aylıklı bir kişinin cebinde limitleri dört beş bin lira olan 3 adet kredi kartı bulunduğuna tanık oldum.

Bu kartlar ile yapmış olduğu alışverişler sonrasında ödemede tıkandığı için icralık duruma düştüğünü de biliyorum.

Yani,1750 lira maaş alan bir kişinin bu kadar yüksek limitli ve fazla kredi kartı neyine.

Hiç ödemeyecekmiş gibi yaptığı alışverişler ile dolan limitlerin geri ödemesi başlayınca da başlıyor bağırmaya tabiî ki..

Kişiler bu ayarlamayı yapamadıkları yani hadlerini bilemediklerine göre bankalar bu konuda daha dikkatli ve seçici olmalılar bana göre.

Kart verirken, onlayn sistemi ile zaten kişinin diğer bankalar ile olan irtibatını ve borç durumunu görmek mümkün.

Buna göre hareket edilirse, bu kişilerde ileride doğabilecek olan felaketlerden kurtulmuş olacaklardır.

Şimdi borç batağına kendi isteği ile girmiş, hesapsız harcamalar ile bütçesini alt üst etmiş, belki de çoluk çocuğu için yaptığı harcamalardan çok kendi zevk ve eğlencesi için kredisini doldurmuş olan bu insanlar, bas bas bağırıp kredi borçlarını ödeyemediklerini ve kendilerine yardım edilmesini istiyorlar.

Ayağını yorganına göre uzat demiş atalarımız.

Hayat şartları zor ne yapsınlar paraları olmayınca kredi kartını kullanmak zorunda kalıyorlar, diyenleri duyar gibi oluyorum.

Elbette zor, geçim şartları her geçen gün artıyor bunu kabul etmemek mümkün değil elbette.

Ama, bunun çıkış yolu bu değil.

Bu durum daha çok batağa saplanmak anlamını taşır bana göre.

Bu durum biraz da moda oldu aslında.

Kredi kartı kullanmak çok doğal ve çağdaş bir yenilik ama kullanmasını bilene tabiî ki.

Borcun tamamı yerine, asgari ödemesini yapıyorsanız bu işin sonu yok demektir ki, ödediğiniz tüm taksitler faize gider ve ana borç birikir durur.

Hele hele bir kere ödemeyip takla attırdıysanız

Vay halinize.

İşte bağrışlar o zaman başlıyor işte.

Aile facialarına dönen durumlar dahi ortaya çıkabiliyor ne yazık ki.

O nedenle, benim sevgili okurlarımdan isteğim ve dileğim, şu fani dünyada bu tür ömür törpüleyici huzursuzlukların yaşanmasına neden olan bu tür yanlışlıklardan kaçınmalarıdır.

“Te geldik, te gidiyoruz, şen olsun Halep şehri” demiş atasözümüz.

Huzurlu ve mutlu yaşamak, çok şey almak, çok şey yemek, çok yer gezmek demek değil, onurlu ve sağlıklı yaşamaktır.

Bunu düstur edindiğinizde zaten bu tür feryatları seslendirenlerden olmayacaksınız.

Cebimizdeki para bizim paramız,kredi kartında ki limit bizim değil bankanın ona göre….

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.