Geçtiğimiz hafta sonu Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Edirne’deydi.

Sn. Bakan, onarımı yıllardan bu yana devam eden Saatli Medrese’nin açılışını yaptı.

Bilindiği gibi; Saatli Medrese Fatih Sultan Mehmet’in ilk öğrenimini yaptığı okuldur. Çağ açıp çağ kapayan bir büyük hükümdarın okuduğu okul, elbette ki hem maddi ve hem de manevi olarak büyük bir değerin sahibidir.

Hiç şüphemiz yoktur ki; Saatli Medrese yeni görünümü ile Edirne Turizmine çok şeyler katacaktır.

Kültür ve Turizm Bakanı, Saatli Medrese’nin açılışından farklı olarak şehrimizin diğer tarihi, turistik ve ekonomik değeri olan yerlerini de gezdi.

Bunlar güzel şeyler…

Ancak ben, Kültür ve Turizm Bakanı sorumluluğu taşıyan bir değerli kişiden insana yönelik bazı girişimlerde bulunmasını da isterdim.

Açıkçası şunu isterdim; Bu şehrin kültürüne bir şekilde hizmet etmiş, katkıda bulunmuş, kitap yazmış, şiir yazmış, beste yapmış, sanat ve edebiyat erbabı kişilerle kısa da olsa bir sohbet yapmak ihtiyacını duymalıydı.

Geçtiğimiz hafta başında Saraçlar Caddesinde yürürken; karşıma bizim Tarihi Kırkpınar Davul-Zurna ekip başı Alaaddin Zurnacı çıktı. Kollarını yana açarak ve de gayet bir yüksek sesle; “Hocam sana Merzifon’dan, Amasya’dan ve Samsun vilayetlerimizden selamlar getirdim. Oralarda ki Yağlı Güreşler’de senin besteni (Kırkpınar Marşı) çaldık. Belediye Başkanları, güreş ağaları, başpehlivanlar bizden özellikle Kırkpınar Marşı’nı çalmamızı istediler. Ve her etkinlik sonrasında sana kucak dolusu selam ve saygılarını gönderdiler. Ben de sana iletmiş olayım.” Dedi.

Kırkpınar Marşı; Tarihi Kırkpınar’ın ve artık  tümüyle Türkiye’deki Yağlı Güreş organizasyonlarının simge müziği olmuştur.

Bu memleketin Kültür Bakanı olan değerli şahsiyetin Kırkpınar Marşı’ndan haberdar olmaması mümkün değildir. Bu nedenle Saatli Medrese açılışında yakınlarında dolaştım. Hatta AKP İl Başkanı Sn. İlyas Akmeşe’den de “Beni tanıştır” ricasında bulundum.

Ancak ve ne yazık ki bu isteğimiz cevap bulmadı.

Demem o ki; tarihi eserler, bir şekilde yaşam kültürümüzün çok değerli hatıralarıdır. Ancak o eserlerin kültür değerlerini bize kazandıranlar; Ediplerimiz, yazarlarımız, şairlerimiz ve bestekarlarımızdır. Yani kültür derken; önce bu kültür kahramanlarının elinden tutmalıyız. Onları onore etmeliyiz.

Bilmem anlatabildim mi?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.