8 Temmuz 2018 tarihinde Çorlu’da meydana gelen tren kazasında 25 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Üç yüzü aşkın kişi yaralandı.
O gün bugündür mağdurlar haklarını arama peşinde.
Başvurmadıkları yer kalmadı.
Gittikleri yerden ters yüz geri döndüler.
Bazen göz yaşartıcı gazla ve copla toplantıları dağıtıldı.
Bu yetmiyormuş gibi evladını kaybeden bir anne sorguya çekildi, suçlu muamelesi gördü.
İşte bu olmuyor.
Canını kaybeden bir anne bu tür muameleye maruz kalmamalı.
Onların istedikleri sadece bu kazada esas suçluların ortaya çıkması .
Bunun birkaç DDY görevlisinin üzerine atılmaması.
Tren yolu raylarının altında selden meydana gelen boşluğun sorumlusu birkaç görevli olamaz.
Bu kurumsal bir suçtur.
Benzer ihmalden gelen kazalarda yurdun başka yörelerinde de çok canlar gitti.
Onlar da öyle gerçekle bağdaşmayan gerekçelerle kapatıldı.
25 can ve üç yüz yaralı.
Bu başka bir ülkede olsa acaba böyle sürüncemede bırakılır mıydı.?
Gerçek suçlular bulunup ceza almaz mıydı?
Ne yazık ki, bizde ikinci derecede sorumlu olanlar bu suçların faili gibi gösterilip cezalandırılıyor.
Oğlunun acısı ile kıvranan, hakkını arayan bir annenin suçlu gibi muamele görmesi ona evladını kaybetmekten daha acı gelmiştir.
Uzunköprü ilçesine gittiğimde kaza mağdurları ile görüştüm.
Bu kazaya devlet yetkililerinin ilgisizliğinden yakınıyorlar.
Bu kadar insanın canına mal olan bir kazanın öyle geçiştirilmemesi gerektiğini , yoksa bu ilgisizliğin bir başka kazaya neden olabileceği uyarısında bulunuyorlar.
İnsanların kaza sonrası tren ile yolculuk yapmaktan çekindiklerini ifade ediyorlar.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
HANİ TREN YOLCULUĞU EN GÜVENLİ EYOLDU
Halk arasında tren yolculuğu en güvenli yolculuk olarak biliniyordu. Her ne kadar kazalar olsa da halk en güvenli seyahatin tren yolu ile yapılacağı inancındaydı.
Tren yollarının kara yolları karşısında yok edilmek istenmesi , ihmal edilmesi sonucu tren yolu ile seyahate ilgi azaldı.
Yolların güvenliği de ihmal edildi. Yetkililerin ifadesine göre daha önceleri tren yollarında rayları kontrol eden bekçiler varmış.
Bu uygulama sonra kaldırılmış.
Eğer bekçiler olsaydı böyle bir kaza olmazdı diyorlar.
Bekçiler mahalle asayişlerinde olduğu gibi bu işte de çok duyarlı olduğunu her zaman tren raylarını kontrolden geçirdiklerini belirtiyorlar.
Tren rayları altındaki o boşluğun görülmemesi mümkün mü?
Devletten üvey evlat muamelesi gören DDY böyle giderse iyice değerini kaybedecek. Korkarım bu ihmaller daha çok cana mal olacak.
Kaza mağdurları bu konuya siyasi partilerin ve tüm demokratik kuruluşların özellikle bölge parlamenterlerinin duyarlı olmasını istiyorlar.
Ateş düştüğü yeri yakmaması gerektiğini , acıyı herkesin paylaşmasının acıları azaltacağı uyarısında bulunuyorlar.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
İLİMİZDE YENİ EYIL YENİ İMKANLAR YARATMALI
Edirne hizmete , yatırıma muhtaç bir il . bugüne kadar yeterince bu hizmeti aldığını sanmıyorum. Bu hizmetlerin gelmesinde başta milletvekilleri , odalar ve diğer demokratik kurumlar olmak üzere herkese önemli görevler düşmektedir.
Bugün olduğu gibi toplumun genelini ilgilendirmeyen mevzi göstermelik hizmetlerle Edirne’nin ekonomisi ve işsizlik sorunu çözümlenmez.
Hamzabeyli kapısına araç park alanı açmak, yıllar sonra gerçekleşecek bir hizmeti bugün halka müjde gibi sunmak bu kente yarar getirmez.
Bölgemizin acıl olarak işsizliğe çare olabilecek yatırımlara ihtiyacı var.
Bakıyoruz köyler iyice boşalmış insanlarımız tarımla geçimini sağlayamıyor.
Çerkezköy ve Çorlu’da Edirne’den göç eden insanlarımızdan oluşan mahalleler oluştu.
Edirne gibi bir ile bu yakışmıyor.
Halkımızı köylerinde tutacak imkanlar yaratmalıyız. Edirne’nin bu imkanları var.
Bu güzel ile yatırım yapmayıp başka yörelere yapanlara kentimizin imkanlarını yeterince tanıtamadığımız için bu yatırımlar Edirne’ye gelmiyor.
Bu konuda Kırklareli’nden daha geri duruma düşüyorsak bunun suçunu kendimizde aramalıyız.
Bu konuda yeterli çabayı gösteremiyoruz.
Ağlamayan çocuğa meme verilmez diye bir tabir vardır.
Biz yeterince ağlamasını bilmiyoruz ki yatırmalar başka yörelere gidiyoruz. Bu duyarsızlığı üzerinizden atmalıyız.
Bu tür hizmetlerde küçük hesapları bir kenara bırakıp bir ve beraber olmalıyız.
Başka iller bunu beraber ve tek yumruk olarak kazanmışlar.
Bizim kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp yek vücut olarak bu kente hizmet etmeyi ne zaman öğreneceğiz.
---------------------------------------------------------------------
BAHÇE KAZILDI EKİM YAPABİLİRSİN
ABD’de bir kadın cezaevinde yatan eşine şöyle bir mektup yazar.
“ Sevgili kocacığım, evimizin arka bahçesinde domates salata yetiştirmek istiyorum. Bahçeyi kime kazdırayım ve bu iş için kaç dolar ödemem gerektiğini bana bildirebilir misin?”
Hapisteki adam eşine şu cevabı yazdı.
“ Sevgili karıcığım, sakın arka bahçeye dokunma. Çünkü yaptığım soygundan sonra çaldığım bütün paraları oraya sakladım”
Bir hafta sonra adam eşinden bir mektup daha alır.
“ Sevgili kocacığım, ne oldu bilmiyorum fakat dün bahçemize birkaç adam geldi arka bahçeyi kazarak altını üstüne getirdiler.”
Cezaevindeki koca eşinin bu mektubuna şu yanıtı verir:
Bahçeyi kazmana gerek yok şimdi rahatlıkla sebzelerini ekebilirsin”
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
HARABE BİNADA BU ÇİRKİN GÖRÜNTÜLER GİZLENMELİ
Talatpaşa Mahallesi yanındaki Ayrancı sokağı Yunan ve Bulgarların kentimize alışveriş için yoğun olarak bulunduğu bir sokak.
Bu sokakta ahşap harabe bir binanın içi çöplüğe dönüşmüş durumda akşamcıların mekanı olmuş.
Mahalle sakinleri hiç olmazsa bu çirkinliklerin gizlenmesi gerektiğini bu görüntülerin Edirne’ye yakışmadığını belirterek, “ Her gün bu sokağa yüzlerce yabancı geliyor ve bu çirkinlikleri görüyor. Mikrop yuvasına dönüşen bu harabe bina görüntülerinin hiç olmazsa kapatılması gerekmez mi?
Bunu yetkililere sunuyoruz” dediler