Güç şartlarda varlığını sürdüren mahalli basın kuruluşları,sosyal medyanın yaygınlaşması ile ayakta kalmaları daha da zora girdi.

Sosyal medya ile haberlerin daha kusa sürede  topluma ulaşması ulusal medya denilen yayın kuruluşları gibi mahalli basını da olumsuz etkiledi.

Bu mandomi tehlikesi yerel basının etki alanını daha da daralttı.Kısıtlamalar nedeniyle halk yerel gazetelere ulaşmada zorlanıyor.Gelir kaynaklarının da daralması nedeniyle yerel basın  tıpkı esnaflarımız gibi zor dönemden geçiyor.

  Bu hastalık tehlikesinin bir süre daha devam etmesi yerel basının  daha da açmaza girmesine neden olabilir.

Arkasında destek olacak sermaye gücü olmayan gazeteler kapanma tehlikesi ile yüz yüze kalabilir.

-------------------

BASIN EMEKÇİLERİNİN GAYRETİ İLE YÜRÜYOR

Mahalli basın zor durumda olsa da bu zorluklar basın emekçilerinin gece gündüz gayreti ile ayakta kalma savaşı veriyor.Gazeteciliğin bir sevgi,gönül işi olduğunun bilincinde olan,başka iş imkanı bulamama endişesi taşıyan basın mensupları, kısılan imkanları ile de olsa görevlerini eksiksiz yerine getiriyor.

Özellikle mahalli basının maddi kaynaklarının azalması basın çalışanlarının gelirlerini de engelliyor.

Bu imkanlardan yoksun kalan gazete sahipleri zorunlu olarak gelirlerinden basın çalışanlarına kaynak aktarmada zorlanıyor.

Tüm bu güçlükler içinde mahalli gazetecilerin görevlerindeki kararlılığı ne yazık ki ülke yöneticilerinin dikkatinden kaçıyor.

Bu nedenle mahalli basın devlet desteğinden yararlanamıyor.

Bu kuruluşlar kendi  imkanları ,ile varlıklarını sürdürmeye çalışıyor.

-------------------------------

MAHALLİ BASIN KALICI BİR BELGE

Mahalli gazeteler her gün resmi kuruluşlara ve İl Halk kütüphanesine  verilme zorunluluğu var . Bu gazeteleri hem kütüphanelerde hem de başbakanlıkta arşivleniyor.Yıllar geçse de o gazeteler orada birikiyor .Birer belge olarak kalıyor. Eski günlerin haberlerinden yararlanmak isteyenler kütüphane arşivlerindeki gazetelerden yararlanıyor.

Mahalli basının böyle bir görevinin olduğu unutulmamalı.

Ben buna tanık oldum 1980’li yıllarda çalıştığım Trakya’nın en çok satılan bölge gazetelerinden bir olan  Tekirdağ’da çıkan Trakya Doğuş gazetesinin Edirne’de de aboneleri vardı.

Kütüphaneden o zamanki gazeteleri incelediğimde o yılların gazetelerini buldum.  40 yıl öncesi gazete sayfalarını inceleme imkanım oldu.

Yine  kütüphane arşivlerinde 1930 yıllarının mahalli basını ve bazı ulusal basın arşivleri de var. Onun için mahalli basınımız  gelecek açısından önemli bir belge olduğunu unutmayalım.

Çocuklarımız  o arşivlerden yararlanacak.

Bugün mahalli basını önemsemeyenler yerel gazetelerin bu denli önemli görevlerinin olduğunu,  günlük tarihi yansıttığını dikkatten uzak tutmamalı,

 Yerel gazetelerin yaşaması için halkımız gerekli desteği sağlamalı.

Çünkü  başımız dara düştüğünde sorunu kamuoyuna duyurmanın en düzenli yolu mahalli basınımız oluyor.

------------------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?

İLK OSMANLI YAPISI HACI ÖZBEK CAMİİ

İlk Osmanlı mimarisi örnekleri Orhan Gazi döneminde başladı.Erken Osmanlı mimarisi üslubu da denilen yapıların ilki İznik’te Hacı Özbek Camii oldu.

  Bu cami 1333 yılında yapılmış, kitabesi bulunan ilk  Osmanlı eseriydi.

  İznik’te Süleyman Paşa Medresesi,Osmanlı medreselerinin en eski olanıdır.

Osmanlı mimarisinde ilk kez tek sütun kullanılan yapıdır.

Bursa’daki Orhan Camii (1339-1340) yıllarında yapılmıştı.Bursa’da Alaeddin Bey Camii,Bursa’nın ilk yapılarındandır.

Orhan Beyin ağabeyi Alaeddin Bey tarafından yapılmıştır.Bursa’da Zarphane Mescidi Orhan Gazinin karısı,Nilüfer Hatun tarafından yaptırılmıştır.Bursa’da Bey Hanı,Orhan Gazi Külliyesine ( bir çeşit üniversite )gelir sağlamak amacıyla yaptırıldı.

------------------

FIKRA

 ONU DA GÖSTERDİ

Otobüste seyahat eden yaşlı bir adam yanında oturan kıza kur yapıyordu.

Devir maksi devri…

Yaşlı bay da, kıza dizini gösterdiği takdirde kendisine 50 lira vereceğini söyledi. Kız bu para karşılığında dizini ve biraz yukarısını da gösterdi. Sonra yanındaki yaşlı adama sordu:

“Apandisit ameliyatı da olduğum yeri gösterirsem bana ne kadar para verirsin?”

Adam  anında kıza 100 lira verdi.

Otobüs o anda bir hastanenin önünden geçiyordu.

Kız hastanenin ikinci katındaki pencereyi göstererek”

İşte orada apandisit ameliyatı oldum” dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.