31 Mart seçimleri sonrasında oluşan Recep Gürkan Başkanlığında oluşan Belediye Meclisinin yapmış olduğu her toplantı sonrasında bu günkü yazı içeriğimi kaleme almak isterim ama bir türlü olmaz.

Bana ne herkes kendi düşüncesini uyguluyor deyip geçiştirdim bu güne kadar Ta ki; iki dönem Edirne Milletvekilliği yapmış ve şu andaki İktidara ve Cumhurbaşkanına karşı görüş sahibi bir eski Parlamenter olarak bu paylaşımı yapınca yazmak ve kafamda olan bu düşüncelerimi okurlarım ile paylaşmak geldi içimden.

Bakın ne yazmış değerli Vekilimiz;

“””OLMADI CHP

Bugün TBMM açılıyor.

Açılış konuşmasını yapmak üzere T.C Devlet Başkanı salona giriyor.

Ve Siz grup olarak ayağa kalkmıyorsunuz.

Gerginlik, karşıtlık, kamplaşma, cepheleşme günleri değil, aksine uzlaşma, diyalog ve birlikte hareket edebilme günleridir.

Yakıştıramadım.

Yadırgadım.

Doğru bulmadım.

Okyanusları geçip derede boğuluyorsunuz.

Eski hastalıklarınızı terk edin!

Ayağa kalkmadığınız kişi değil, T.C Devletinin kendisidir.

Saygılarımla

Erdal Kesebir

19.ve 20.Dönem Edirne Milletvekili”””

Sayın Kesebir’in şu anda yaşamış olduğu duyguları inanın ben her Belediye Meclisi toplantısının başında yaşıyorum.

Eski bir Belediye Meclisi Üyesi ve seçilmiş bir insan olarak beş yıl boyunca benim gibi seçimle göreve gelmiş, Edirne halkı tarafından Şehri-emin olarak görülerek görev tevdi edilmiş olan Belediye Başkanı salona girerken ayağa kalkmamak bana göre de Milli İradeye saygısızlıktır.

Kalkarsan ne kaybedersin, kalkmazsan ne kazanırsın?

Kimse kimseye madalya takmaz hatta aferin de demez.

Veya kalkmazsan Belediye Başkanı ne kaybeder?

Kaldı ki; Belediye Başkanı Recep Gürkan bir kere olsun ceketinin düğmelerini iliklemeden, sıralarındaki Meclisi üyelerine hatta basın mensuplarına selam vermeden ve Kürsüye çıktıktan sonra hazır ol durup başıyla Meclisi selamladıktan sonra eleriyle oturun lütfen demeden koltuğuna oturmaz.

Böyle bir davranış süresince sende; “Ben muhalefet Meclis üyesiyim ayağa kalkmam” deyip oturacaksın.

Çok yanlış buluyorum, Kesebir gibi yadırgıyorum ve yakıştırmıyorum ama yapacağım bir şey yok elbette.

Gelelim güncel olay olan Yasama yılının açılışında muhalefetin ayağa kalkamamasına.

Belediye Meclisi muhalefet Meclis üyelerinin ayağa kalkmama eylemini ne kadar yanlış buluyorsam bir Devlet Başkanının veya Cumhurbaşkanının Yüce Meclise gelişinde Milletvekillerinin ayağa kalmamasını o kadar yanlış buluyorum.

Ne oldu ayağa kalkmamakla.

Muhalefet olarak ne kazandı kalkmayanlar veya iktidar olarak ne kazandı kalkanlar.

Saygı her zaman sevginin üzerindedir.

Hem de birkaç basamak üsttedir.

Biz asil Türk Milletinin bir ferdi olarak saygı ve sevgiyi her zaman ön planda tutarak beşeri ilişkilerimi sürdürmüşüzdür.

Büyüğe saygı, küçüğe sevgi bizim şiarımızdır.

Kesebirin dediği gibi lütfen bu tür hiçte makbul olmayan davranışlar ile birilerini rahatsız etmeye çalışırken kendimizi rahatsız etmeyelim.

Muhalefet olarak görevimizi sonuna kadar yapalım.

 Bu ülkenin ve şehrimizin menfaatine olan her konuda destekçi, aleyhine olacak konularda da gereken muhalefeti gösterelim.

Ama saygı ve sevgiyi elden bırakmayalım lütfen.

Çünkü bu ülke hepimizin ve hepimiz de kardeş olarak yaşayacağız bu ülkede..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.