Mezopotamya diye öğrenmiştik o bölgeyi. Dilimiz dönmezdi de genellikle mezotopamya derdik.

Çok önceleri oraları sulak ve batakmış…Buna rağmen bir çok devlet kurulmuş; yıkılmış. ETİ’ler, Akat’lar … aklımda kalanlardan.Ünlenen isim Şuphulilima yı da söyleyemezdik. Dilimiz dönmezdi.

Uzun yıllar sonra o bölge çöle dönüştü. Mezopotamya oldu Ortadoğu. Kazanın adı da Ortadoğu kazanı. Bu kazan zaman zaman küllense de her zaman için için kaynamış, büyük çalkantı ve patlamalara neden olmuştur. Daha dün Irak’ın defteri dürüldü. Mısır-İsrail kapışmasında yenilgiye uğrayan bir Mısır ve ağlayan bir Abdül Nasır.

O bölgede anaçların desteklemesiyle Israil Devleti kurulmuş. Dünya’nın dört yanına dağılmış. Yahudiler orada toplanarak devlet olmuştu.Ondan sonra Ortadoğu, yeniden gerilmiş saldırılar savaşlar çıkmıştır. Suriye ile savaştıktan sonra Golan Tepeleri İsrail’e geçmişti. Hele Filistin’le uyuşmazlıklar yıllarca sürmüş, barış bir türlü gerçekleşmemişti. Bu gün de aynı durum sürmekte.

Bir ara İran ve Irak kapışmıştı. Sanırım yedi yıl süren kapışmada ölen öldüğü ile kalmış, iki devlette üstünlük sağlayamamıştı.

Bilindiği gibi Arap Yarımadası müslümandır. Kurulan devletlerin çoğu şeriat yönetimi içindedir. Baskının ve petrol zenginliğine rağmen halklar yoksuldur. Ülkelerin hemen hepsi yasaklar ve baskı rejimleri ile haşır neşirdir. Giyim konusunda bile, özellikle kadınlar çile çekmektedir.

Bölgenin en önemli özelliği petrol üretimidir. Günümüzde petrol önem kazanmış, çıkaramayan ülkelere varil varil satılmakta ve dünyanın parası Arap kasalarına aktarılmaktadır. Buna rağmen ulusal gelir dağılımının eşitsizliği yüzünden halk kitleleri sürünmektedir.

Geçmişe baktığımızda bitmeyen olaylar ve süregelenler petrolün çekiciliği ve eşitsizliğin olması nedeniyledir. Ülkelerin çoğu otokratik bir yapıya sahiptir. Krallıklar çağımıza rağmen yaşatılmakta,özgürlükler kısıtlanmaktadır. Haç nedeniyle bölgeye dünyanın parası girmesine rağmen rejim sürmekte sürdürülmektedir. İran devrimi ülkeyi Humeyni yüzünden çok daha gerilere taşımış, yenilik yanlılarını temizlemiştir.

Önce Sudan’da başlayan direnme hemen öteki ülkelere sıçramış en çok da Mısır’ı etkilemişti. Sudan Yatıştı gibi görünse de Mısır diktatörü Enver Sedat koltuğa yapışmış gibi görünmektedir.

Öteki bakıcı rejimlere de sıçrar mı? Olasılık dahilinde…

Anlaşılan şu ki baskıcı rejimler, çağ dışı diktatörler eninde sonunda halkın direnişine dayanamamakta. Çoğu ülkesini terk ederek kaçmakta. Bizim son padişah gibi ülkeyi terk etmekte ve canını kurtarma telaşına düşmektedir.

Benin en çok çekindiğim şey yönetimler bu ülkeleri daha gerilere taşırlarsa…

Bilindiği gibi bir çok ülke şeriata dönme eğilimini taşımaktadır.İran’da olan budur. Ve ilericilerin çoğu hayatından olmuştur. Buna yüksek rutubet

li subaylar da dahildir.

Kaynayan kazanın altına benzin dökenler de var elbet. Çünkü , özellikle Dünya’nın doruklarında bulunanların gözü Ortadoğu’da, yani petroldedir.

Bir şiirle havayı yumuşatmaya ne dersiniz bilmem ama ben öyle yapacağım.

Şiir sepetim de bana yardımcı olacak, sanıyorum.

YORUM ve YARIM

Arı/yorum

Köz dağlarında yanar söner böceği ateş

Soru/yorum

Yetenek-sizsiniz buzlanınca saçaklar

Kar-küre biriktiği damdan

Küre küre kar küre

Sobada odun mangalda yorum

Kuru/yorum deplasmanda

Yolunu şaşıran düş/ince yolla

Yürü/yorum

Kırkından sonra da

Sevi/yorum

Mum alevinde uçurum

Kar beyazı rengine dönüşünce viraj

Yorum içinde yarım siz

N. T

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.