Her ne kadar Milli bayramların kutlamaları farklı yöntemlerle kısıtlanmış olsa da ulusal bayramların kutlamaları halka bir başka heyecan veriyor.
Milli hislerini heyecanını her şeyin üzerinde tutan halkımız bu gün geldiğinde ülkenin o zorluklarla geçen kurtuluş günlerini hatırlayarak bizlere bu günlere ulaştıranlara minnet duyuyor.
Bu sevgi asırlardın hür yaşamayı vazgeçilmez görev sayan Türk milleti için vazgeçilmez bir tutku.
30 Ağustos Zafer Bayramı da bu milli heyecanınızın doruk noktaya ulaştığı bayramlarımızın başında geliyor.
Bu Büyük Taarruzun zaferle noktalandığı günde halkın coşkusu bir başka oluyor. Bayram gününde düzenlenen törenlerle ülkenin işgal altında bulunduğu günlerden bizi bu mutlu günlere getiren fedakar milli kahramanlarımız bir kez daha hatırlanıyor.
Onun için halkımız her şeyden vazgeçebilir fakat milli beraberliğinden ve bu ülkenin kurtuluşunu sağlayan İstiklal Savaşı önderlerimizden ,başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere canını vatanı uğruna harcayan insanların sevgisini kalbinde taşımaktan asla vazgeçmez.
En olumsuz koşullarda da bu sevginin ön plana çıkması halkımızın vatan sevgisinin birlik beraberliğinin hiçbir güç tarafından engel olamayacağını gösteriyor.
--------------------------------------------------------------------------------------------
POŞET PARASI HALK İÇİN İŞKENCE
Bir süredir uygulamaya konular alışverişlerde 25 kuruşluk poşet ücreti toplum için işkence haline geldi. Aslında çevre temizliğinden öte devlete katkı amacıyla yapılan bu uygulama ile poşet kullanımının önüne geçmek mümkün olmuyor. Marketlerden başkan tüm satış yerlerinde naylon poşetler yene kullanılıyor.
Çevremiz yine naylon poşetlerle kirlenmeye devam ediyor, bunun için farklı bir yöntem izlenmeli. Öyle sadece marketlerde 25 kuruşa poşet satışı yapılarak halkın naylon kullanmasının önüne geçilemez.
Bunun bilinmesine karşın halk için işkence haline gelen poşet uygulaması vatandaşları alışverişlerde zor durumda bırakıyor.
Cebindeki parasını alacağı ürünlerin fiyatına göre ayarlayan o anda da elinde bez poşeti bulunmayan vatandaşlar yanında poşet alacak parası bulunmadığı zaman alacaklarını dahi vazgeçmek zorunda kalıyor.
Bazen de aldığı ürünleri elinde taşıması gerekiyor.Poşet uygulaması amacına ulaşmamıştır. Devlet sadece buradan kazanacağı üç kuruş parayı hesap ediyorsa o da doğru değil
Zaten ürünlere uygulanan vergilerle bunun kat kat fazlasını alıyor.
Marketlerden alışveriş yapan vatandaşlar, devletin bu poşet uygulamasından vazgeçmesi gerektiğini , zira bu sistemle poşet kullanılmasının önlenmesinin mümkün olamayacağı görüşündeler.
BU ÖNERİ UNUTULMAMALI
Geçtiğimiz yıl yapılan tüm demokratik kuruluş temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda Edirne turizmi konusu gündeme getirilmiş sorunlar masaya yatırılmıştı.
Bu toplantıda en dikkat çeken konu ise, Edirne’ye hafta sonları gelmesi yoğunlaşan turistlerin yanında hafta arasında da turistlerin gelmesini sağlamak için yapılması gerekenler olmuştu,
Toplantı sırasında Edirne’de yatılı olacak turistlerin kentin ekonomisine katkılarının daha çok olacağı gündeme getirilip tartışılmıştı.
Bu arada, turistleri hafta içi günlerde Edirne’ye çekebilmek için başta otel sahipleri olmak üzere işyerlerinin hafta için günlerde turistlere fiyat indirimi yapmasının Edirne’ye hafta içinde gelecek turist sayısını artıracağı yönünde öneriler sunulmuştu.
Bu konuda daha sonraki günlerde otel sahibi eski ETSO Meclis Başkanı Mehmet Eren tarafından da gündeme getirilmişti. Bu öneriler günlerin rutin haberleri arasında kaynadı gitti.
Edirne yönetiminde söz sahibi olanların Edirne’ye hafta içinde turistlerin gelmesini sağlamak için yeni yöntemler aramaları gerekir.Ne yazık ki bu alanda turizm konusunda yetkili çevrelerden yeterli çaba yok.
Sözden öteye gitmeyen vaatlerle Edirne turizminin gelişmesi mümkün değil.
Bu alanda turizmi gelişmiş illerden örnek almalıyız.
Özellikle hafta içinde turistlerin yatılı olarak Edirne’ye gelmesi konusunda çaba harcamalıyız.
Bu sağlandığı takdirde paraları değerli olan komşu ülke vatandaşları özellikle emeklileri de haftanın birkaç gününü Edirne’de geçirebilir.Yurtiçindeki vatandaşlarımız için de bu imkan sağlandığında Edirne güzelliklerini daha iyi tanıtmış oluruz.
Günübirlik gelip giden turistlerle Edirne turizmini geliştirmemiz mümkün olmayacağı ortada. Bunun için de kentimizde turistlerin faydalanacağı gezip eğleneceği altyapıyı oluşturmamız gerekiyor. bu konu Edirne turizmi için hayati bir konudur.
FIKRA
AMAN ALLAHIM
Orta halli bir memur,oğluna hazır bir elbise almak için sahibi Yahudi olan bir dükkana gitmişti. Tezgahtar hemen kendisini buyur etti.-“ Hoş geldiniz elleseler sizin için mi yoksa küçük bey için mi? Elimizde çok yüzel kostümlerimiz var size uygun fiyatlarla verelim”
-“ Çocuk için şu elbisenin fiyatı kaça?”
-“ sizin için 500 liraya olur”-“ Omza fiyatı çok yüksek”-“ peki daha ucuzlarından verelim.Bu mala bakınız.. Bunu sizin için 400 lira olur bu son fiyat.”
-“ İstemem o da pahalı”
-“ Yahudi tüccar ile alıcı vatandaş çocuğun elbisesi için 375 liraya anılaşmaya vardılar. Baba oğluna elbiseyi giydirip birlikte dükkandan uzaklaştılar. Tam bu sarada bardaktan boşanırcasına yağmur başladı. Oğlunun yeni elbisesi yağmurda çekiverdi iyice kısaldı. Uzun pantolonu kısa pantolona dönüştü.Ceketinin kolları ise dirseklere dayandı.
Bunun üzerine baba ağlamaya başlayan oğlu ile birlikte elbiseyi aldığı dükkana gitti. İkisinin hızla dükkana girdiğini gören dükkan sahibi feryadı bastı.
-“ Aman ya Rabbim..oğlunuz ne kadar çabuk büyümüş”
BORÇ MESELESİ
Mişon’un Salamon’a bin lira borcu vardı. Bu yüzden de geceleri uyku uyuyamıyordu.
Bir gece borçlu olduğu Salamon’un kapısını çaldı.
“ Salamon” dedi.” Benim sana bin lira borcum vardı ya…Onu ödemeyeceğim,,,”
Salamon:
“ “ Neden kuzum,?”
-“ Neden olacak? Bugüne kadar benim gözüme uyku girmedi. Bundan sonra da senin gözüne uyku girmesin “
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZ.
Uyuyan insanı uyandırabilirsiniz. Uyanmak istemeyen insanları uyandırmak mümkün değildir.