Edirne belediyesi gerçekten çok yararlı bir hizmete öncülük etti. minibüs duraklarına vatandaşların ellerindeki kitaplardan halkın yararlanmasını dikkate alarak kitap konulacak yerler yaptı.
Bu kitaplardan minibüs duraklarında aracının gelmesini bekleyen vatandaşların yanında oradaki kitapları evine götürüp okuduktan sonra başkalarının da yararlanması için tekrar yerine koyması önerilmişti.
Ne yazık ki, belediyenin bu güzel hizmetinden halkımız yeterince faydalanamadı..İlk zamanlar dolaplara kitap koyanların sayısı çok oldu. Ben de evimdeki kitapların bir bölümünü duraklardaki kitap koyma yerlerine götürmenin yararlı olduğuna inandım.
Amacım halkın okuma alışkanlığına katkı yapmaktı.
Bir süre sonra baktım ki kitaplar yok dolaplar boşalmış.
Belki bir okuyucu evine aldı okuyup tekrar getirecek diye uzun süre bekledim kitaplar geri gelmedi .
Kitapların ne olduğunu bilmiyorum.
Benim gibi duraklara kitap koyan arkadaşlarımın da kitapları bir süre sonra yok olduğunu öğrendim.Böyle halkımız için yararlı hizmetleri devam ettirmek hepimizin ortak görevi olmalı.Toplumda okuma alışkanlığının olmadığı bir gerçek.
Onun ötesinde kitapları alıp bir daha yerine koymamak ne demek oluyor? Evinde saklasa okunmasını sağlasa ona bir diyecek olmz.
Bir arkadaşın deşiği gibi, kitapları alıp çöp kutusuna atan kişilerin olması üzüntü verici bir durum.
Kitabı düşman gibi gören kimseler Edirne’ye layık insanlar olamaz. Her şeye rağmen Edirne Belediyesinin bu yararlı hizmetine sahip çıkmalıyız.
Elimizdeki kitapları duraklardaki yerine koymadan vazgeçmemeliyiz.
Oradan alınan kitaplar imha edilse çöpe atılıp okunması engellense dahi bu kitaplardan yararlanacak insanların olduğunu unutmamalıyız.
Hani bir söz vardır” insanları sabit fikirlerinden uzaklaştırmak,atomu parçalamaktan daha zor” denilir.
Toplumumuzun geri kalmasına öncülük eden bu kişiler bugüne kadar oldu ve olacaktır.Eninde sonunda bilimin gerçeklerini onlar da kabullenmek zorunda kalacaklar.
Bunun başka yolu yok.
---------------------
KİMSENİN DİKKATİNİ ÇEKMİYOR MU?
Edirne içindeki cadde kenarındaki ağaçlar tarihi ve modern bir kent görüntüsüne yakışmıyor.Bununla yaşlı asırlık ağaçları kastetmiyorum.
Cadde kenarlarında ekilmiş her türden ağaç var. Sanki bir orman manzarası oluşturulmuş.Aslında Edirne gibi kentlerin sokaklarını süsleyen ağaçların da bu kentteki tarihi eserlerin görüntüsünü engellemeyecek şekilde olması gerekmez mi?
Kapıkule istikametinden Edirne merkezine giriş yaptınız. Atatürk anıtına geldiğinizde Selimiye Camisini görmeniz çok zor. Yol kenarındaki yüksek boylu ağaçların görüntü tarihi yapıların görülmesini engelliyor.Buraları belli bir düzene sokulup tarihi dokunu önü açılamaz mı?
Fikir bu ya ilgilenenlerin dikkatine sunmak istedim.
-------------------
DAHA İYİ OLMAZ MI?
Daha önceki yazılarımda da gündeme getirdim.Ulusal bayramlarımızda halkımız ev ve işyerlerine Türk bayraklarını düzensiz bir şekilde asıyor.
Adeta çamaşır asar gibi bayrak asıyoruz Ülkemizin sembolü olan bayrağımız için uygun bir asma şekli değil.
Yunanistan’da milli bayramlarına baktığınızda ev ve işyerlerinde asılan bayrakların aynı ebatta ve bayrak asılacak yerler belirlenerek aynı hizada asıldığını görürsünüz.
Bunu sağlamak çok zor değil.Ev ve işyerleri sahiplerine bayrakların nizami olarak nasıl asılacağı konusunda duyuru yapıldığında halkımız bu kurala uyar .
Böylece bayram günlerinde rast gele bayrak asma görüntüsünden kurtulmuş oluruz.