Dünkü yerel gazetelerde Mimar Sinan’ı Anma Etkinlikleri nedeniyle Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu’nun yaptığı güzel bir açıklama yer almıştı.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu yaptığı açıklamada; “Mimar Sinan’ın Cihan Devleti Osmanlı’nın en gözde başmimarı olduğunu ve 99 yıllık hayatına 365 eser sığdırdığını” vurguladı.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu; Mimar Sinan’ın Edirne’de Selimiye ile birlikte 13 eserinin olduğunu vurgularken, Selimiye Camii için de şu tanımlamayı yapıyordu;
“Mimar Sinan, Selimiye Camii’nde zor olanı denemiştir. Bugün bile şifreleri çözülemeyen bu cami, UNESCO Kültür Mirası olması sebebiyle Edirne’ye gelen yerli ve yabancı turistlerin en gözde mekanıdır. Selimiye Camii bir külliyedir. Aynı zamanda burada Dar’ül Hadis Medresesi, Dar’ül Kurra Medresesi, Arasta’sıyla, caminin kendisiyle minarelerinin güzelliğiyle bir mimari zarafeti taşımaktadır. Selimiye Camii tam da bu yüzden zaten UNESCO Kültür Mirasıdır.”
Muhteşem Selimiye Camii ile ilgili bu kısa bilgilerden sonra, benim bu yazıyı yazmamdaki amacımın ne olduğuna bakalım:
Selimiye Camii için yerli ve yabancı yazarların, bilim adamlarının yazdıkları yüzlerce ve belki de binlerce kitap vardır.
Ve yine Selimiye Camii için aziz Türk Milletinin yetiştirdiği büyük şairlerin yazdığı nice şiirleri vardır.
Bunların hepsi güzel şeylerdir. Çünkü Selimiye Camii anlatmakla bitirilemeyecek kadar çok gizemli ve de sanatsal yapısı yüksek değerlerle doludur.
Ancak ve ancak bu muhteşem eseri musiki diliyle anlatan bir eser bugüne kadar yazılmamıştır.
Yazıldıysa bile; ya benim haberim olmamıştır ya da gün yüzüne çıkacak kadar değerli bir eser olamamıştır.
Beni biliyorsunuz; Ben, Edirne’mizin önde gelen bütün değerleri üzerine marşlar yazmış ve bestelemişimdir. Bunlardan bir tanesi de ve de sanatsal değeri en yüksek olanı; muhteşem Selimiye için yazdığım ve Muhammes-i Selimiye adını verdiğim bestedir.
Muhammes-i Selimiye, bugünkü Türkçe ile; ‘Selimiye Beşlisi’ anlamına gelmektedir. Bunun nedeni de yazdığım bestenin her bölümünün 5 mısradan oluşmuş olmasıdır.
Muhammes-i Selimiye’yi uhrevi derinliği de olan segah makamında ve de ilahi tarzında besteledim.
Şimdi söylemek istediğim asıl konuya dönelim:
Muhammes-i Selimiye’yi 2012 yılında bestelemişim. Yani 7 yıl evvel. Bu eseri seslendirmek ve hak ettiği yere getirebilmek için, sanatında üst derecelere çıkmış ses ve saz sanatçılarına ihtiyaç vardır. Ve tabii ki bu ses ve saz sanatçılarının icra edecekleri stüdyolara ihtiyaç vardır.
Kısacası, önemli ölçüde bir parasal kaynağa ihtiyaç vardır.
Bu konuda Edirne’de sadece Mimar Sinan Vakfı adını taşıyan kuruluşun yöneticileriyle görüşebildim.
Sonuç olarak onlar da, ‘Bütçelerinin kısıtlı olduğunu ve daha fazla bir katkıda bulunamayacaklarını’ söylediler.
Buradan açıkça ilan ve ifade ediyorum: Muhteşem Selimiye’nin taçlandırdığı Edirne şehrinde onun için yazılmış bu müzikal esere; Edirne’mizin başta Selimiye Vakfı olmak üzere diğer önemli kuruluşlarının sahip çıkmaları gerekiyor.
Mimar Sinan ve muhteşem Selimiye Camii sadece süslü ve fakat kuru nutuklarla anlatılamaz.
Edirne’nin bu konudaki dinamiklerini, Selimiye için yazdığım bu eserin gün ışığına çıkarılmasında yardıma ve göreve çağırıyorum.
Umarım ilgilenen çok değerli kurum ve kuruluşlarımız olacaktır.
Yazımızı Muhammes-i Selimiye’nin sözleriyle bitirelim.
MUHAMMES-İ SELİMİYE
DÖRT NARİN MİNARE SELİMİYE’DİR
SİNAN’DAN SERHAD’DE BİR HEDİYEDİR
ÇARŞISI ÇEŞMESİ HEP KÜLLİYEDİR
MABETLER SULTANI PİR SELİMİYE
ŞEHİRLER SULTANI EDİRNE’DEDİR
İLHAMİ HAZRETİ PEYGAMBERDEDİR
İKİNCİ SELİM HAN TAHT-I SERDEDİR
KOCA SİNAN HESAP HENDESEDEDİR
MABETLER SULTANI PİR SELİMİYE
ŞEHİRLER SULTANI EDİRNE’DEDİR
EZANLAR GÖKLERDE ÜNLENMEDEDİR
DUALAR GÖNÜLDEN SÖYLENMEDEDİR
ONU GÖREN GÖZLER NEMLENMEDEDİR
MABETLER SULTANI PİR SELİMİYE
ŞEHİRLER SULTANI EDİRNE’DEDİR
Beyazıt SANSI-2012
