CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce Çarşamba günü Edirne’deydi.
İnce İlk olarak, F. Tipi cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti.
Daha sonra İstasyon Caddesinde düzenlenen mitinge katıldı. Saat 16.00’da mesai saati içinde düzenlenen mitinge katılım beklenenin üzerindeydi, alanda coşkulu bir kalabalık vardı.
Parti bayrağını değil Türk Bayrağını alan miting alanına gelmişti.
Çevre ilçelerden komşu illerden işini bırakıp mitingi izlemek için gelenler çoğunluktaydı.
Muharrem İncenin konuşmasının bitiş saatlerinde dahi mitinge katılmak için gelen insanlar vardı.
İnce, esperili konuşması, halkı sıkmayan kısa cümleleri ile rahmetli Demirel benzeri bir politikacı. Onun için miting meydanındaki konuşmaları sonuna kadar izleniyor.
Edirne’deki de öyle oldu.
Özellikle gençler kendi sorunları ile ilgili çözüm yolları gündeme geldiğinde alkışlayarak Muharrem İnce’ye destek verdiler.
Diyebilirim ki, halkı özlem duyacağı politikacıların özelliklerinin büyük bölümü İnce’de var.
İnci, konuşmasında sözlerini dostluk ve barış üzerine odaklıyor.
Halkın birlik ve beraberliğinden toplumun barışmasına dem vuruyor. Bu özlemler halkımızın tamamının arzuladığı şeyler.
Halkı kutuplaştırarak bir toplumda huzur sağlanmaz.
İnci’nin partisinde cumhurbaşkanlığı için adaylığı söz konusu olan Abdüllatif Şener, Yılmaz Büyükerşen, İlhan Kesici ile birlikte alanda olması birlik ve beraberlik açısından önemli bir göstergeydi.
Gönül isterdi ki CHP Cumhurbaşkanı adayı İnce bölgenin en önemli sorunu olan şeker konusunda Alpullu Şeker Fabrikasının satışı konusunda da birkaç söz söylemesi.
Mitinge katılanların bu yönde talepleri oldu. Fakat seslerini duyuramadılar.
Bu eksikliğin parti örgütünün kendilerine gerekli notu vermemesinden kaynaklandığını sanıyorum.
İnce, bu konuyu ve partisinin bu yöndeki görüşünü halka duyurması çok yararlı olurdu.
ULUSAL DENİLEN MEDYANIN İLGİSİ YOKTU
İnce, konuşmasında yine medyanın ilgisizliğine değindi, sosyal medyaya çağrıda bulundu. Alana baktığımızda iktidar parti mitinglerini detaylı bir şekilde veren medya kuruluşlarımdan eser yoktu.
En acısı ise yöresel medyamızın da bu konuyu es geçmesi mitingi taraflı yayın yapan televizyonlar gibi vermesi oldu.
Bu arada mahalli gazetelerimizi gerçekten kutlamak gerekir.
Bazıları siyasi parti temsilcilerinin gazetesi olsa ve haberi kısıtla da verse de tüm gazeteler İncenin mitingi mahalli basınımızda yer aldı.
Bu durum mahalli basının objektif habercilikte ne kadar önemli olduğunu tarafsız yerel basının her şeye rağmen objektif habercilik yaptığını gösteriyor.
Mahalli basını yok sayanlar için bu çarpıcı bir görüntü oldu.
Mahalli basının bu objektif yaklaşımı diğer parti adayları için de aynı olmalıdır.
MİLLETVEKİLİ SIRALAMASINI GENEL MERKEZLER YAPACAK
24 Haziranda yapılacak Milletvekili seçimi için aday adayı olanların listelere parti genel merkezlerine gönderildi. Şu anda İktidar partisi AKP’ye 14 aday adayı, CHP 16, MHP 5, aday adayı başvurdu İYİ Partinin aday adayları açıklanmadı.
Bunların arasından dörder aday seçilecek. Onlar seçime kadar mücadele edecek. CHP Milletvekili Okan Gaytancıoğlu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerisiyle İYİ Parti’ye gitmişti .
Onlar da tekrar partilerine döndü.
Edirne’de CHP aday sıralamanın nasıl olacağı merak konusu.
Edirne’de milletvekili sayısının dörde yükselmesi partiler arasında mücadeleyi kızıştıracak.
AKP’nin yanında İYİ Parti’de “bu yarışta ben de varım” diye seçime asılacak.
MHP tabanından da oy alması beklenen Orhan Çakırların İYP partiden milletvekili aday adayı olması bu partinin Edirne’de milletvekili çıkarma şansını artıracağı Çakırlar’ın kendi partisi dışında merkez sağdan da oy alacağı söyleniyor.
Adayların netleşmesiyle milletvekili adayları sahaya inecek esas mücadele o zaman başlayacak. Bir yanda Cumhurbaşkanı adaylığı diğer yandan Milletvekili mücadelesi ile seçim meydanları ve siyasilerin bu konudaki mücadeleleri önümüzdeki günlerde Gündemi oluşturacak. Dileğimiz bu demokratik mücadelenin dostluk içinde geçmesi ve hak edenin kazanmasıdır. Temennimiz bu.
**********************************************************************************
FIKRA
AYNEN MUKABELE
Aksi huylu, öğrencileri tarafından sevilmeyen bir profesör karısıyla akşam gezintisine çıkar.
Sokakta sık sık rastladığı öğrencileri kendisine selam verirler.
Profesör öğrencilerin her selam vermelerine karşılık olarak,” ben de sizin….” der.
Bunu gören karısı dayanamayıp sorar:
“ niçin devamlı “ ben de sizin diyorsun?”
Profesör cevap verir:
“Ben de öğrencilik yaptım. Bana selam verirken benim gibi aksi hocalara ne dediklerini çok iyi biliyorum, onun için aynen mukabele ediyorum ”der.
DİMYATA PİRİNCE GİDERKEN EVİNDE BULGURDAN OLMAK
Çok kazanmak isterken elde avucunda ne varsa kaybedenler için söylenen bir deyimde.”Dimyat’a pirince giderken evindeki bulgurdan oldu” denir. Bunun hikayesi ise şöyle:
Dimyat Mısır’da Süveyş Kanalı girişinde bir limanın adıdır.
Mısır’ın pirinci, eskiden hasırlardan örülmüş torbalar içinde oradan Anadolu’ya gelirmiş.
Dimyat’a pirinç almak için giden bir Türk tüccarının gemisi Akdeniz’de korsanlar tarafından soyulmuş. Soyguncular adamın bütün paralarını almışlar.
Bin bir zorluk içinde İstanbul’a dönen pirinç tüccarı o yıl iflas bayrağını çekmiş. İşyerini kapatıp İstanbul’dan ayrılmış. Daha önce memleketi olan Karaman’a gitmiş. O yıl tarlalarından elde ettiği buğdayları borçlarını kapatmak için bulgur tüccarlarına sattığı için kendi de ev halkı da o sene sadece pirinçsiz değil bir de bulgursuz kalmış.
ÖZLÜ SÖZ
Ben beni yalayan köpeklerden değil, yüzüme hapşurup da mikroplarını saçan insanlardan daha çok hastalık kapmışımdır.
Barbara WOODHOUSE
