Köşe yazılarımda mahalle ve köy muhtarlarının sorunlarını yazmanın yararlı olacağı inancındayım. O nedenle sık sık bu konuları gündeme getiriyorum. Böylece mahalli yönetimlerin ve resmi kurumların yapmaları gereken sorunları da hatırlatmış oluyorum.
Hafta sonunda Kıyık semtimizde bulunan eski yerleşim alanı Nişancı Paşa Muhtarı İrfan Deniz ile mahalle sorunları ile ilgili olarak bir söyleşi yaptık.
Edirne’de eski yerleşim yerlerinin sorunları birbirine benzerlik taşıyor.
Bu mahallelerin en önemli meseleleri sosyal tesislerden yeterince faydalanamamaları. Belediye ait yerlerin bulunamaması, özel kişilere ait yerlerin de varislerinin çok olması nedeniyle oraları istimlak edilip sosyal tesis kurulması çok zor.
Bu koruda mahalli idarelerin gücü de yeterli olmuyor.
-----------------------
OKUL ÇEVRELERİ DENETLENMELİ
Mahalle muhtarı Deniz’in bana ilettiğine göre, bazı kişiler okul çevrelerinde dolaşarak çocukları kötü alışkanlıklara yönlendirmek bunları satma peşinde.
Bu ülkemiz ve ilimiz için çok önemli bir tehlike.
Bazı zehir tacirleri küçük çıkarlar için gençlerimizin geleceğini karartmak istiyor.
Buna engel olmak için öğrenci velilerine ve öğretmenlerimize önemli görevler düşüyor.
Okul çevrelerinde gördükleri ve şüphelendikleri kişileri anında emniyet güçlerine bildirmeleri gerekir.
Emniyet kuvvetleri gerekli önlemleri almış olsa da veliler ve öğretmenler de kendilerine yardımcı olmaları gerekir.
Gençliğin en büyük tehlikesi bu kötü alışkanlıklar. Radikal önlemler alındığında bunları kökleri kurutabilir. Unutmayalım ki gençlerimiz bizim geleceğimizdir.
Onlar böyle zehir tacirlerine feda edilemez.
------------------------
ÇINAR AĞAÇLARI
Yol çevrelerini mezarlıkları , parkları süsleyen ağaçlar arasında çınar ağaçlarının ayrı bir güzelliği vardır. Onların raks eder gibi dalgalanan el benzeri yaprakları altında oturup dinlenen insanlara huzur verir.
Çıran ağaçlarının güzelliği şiirlerimize de konu olmuştur. Hiçbir çınar ağacı yanında haşere barınamaz.
Bu ağaçların altında yaz günleri yaprakların hışırtısını dinleyerek yorgunluğunuzu giderebilirsiniz.
Çınar ağaçlarının olduğu sokaklardan geçtiğinize huzur bulursunuz çınar yaprakları yoldan geçerken sizi selamlar.
Bu mevsimde yaz sıcağında sararan çınar ağacı yaprakları tıpkı biten insan ömrü gibi raks ederek yere düşüyor.Bu günlerde çınar ağaçlarının altı yaz günleri yeşil olup ömrünü tamamlayan sarı yapraklarla dolu.
Onlar sonbaharın habercisidir. Kış günlerini çınar ağaçları çıplak olarak geçirir . Havlar ısınmaya başladığı banar aylarında yine çınarların yeşil yapraklarla donandığını görürsünüz.
Çınarlar baharın, yazın güzelliğine bir başka güzellik katar.Çınar ağacından yoksun bir yeşil alanın güzelliği eksik demektir.
---------------------
ŞİMDİ FARKINDA DEĞİLİZ
Bir süre önce doğal gaz fiyatına yüklü bir zam yapıldı.Gaz fiyatı üçte bir oranında zamlandı. Yazın kullanımı az olduğu için insanların tepkisi yeterli olmadı, zamlar sineye çekildi.
Kış ayları gelip evlerde en az doğal gaz faturası dört beş yüz liraya ulaştığı zaman bakın siz toplumda gaz tepkisine.
Bu tür zamları yapanlar toplumun zammı hissetmeyeceği zamanda yapıyorlar. Bu da öyle oldu. Yaz günlerinde doğalgaza30-40 lira ödeme yaparken ısıtmada kendini gösterecek zam toplumun ilgisini çekmedi. Göreceksiniz önümüzdeki aylarda faturalardaki rakamları gösterip bu zamma tepki göstereceklerin sayısı çığ gibi büyüyecekti.
Ne acıdır ki Avrupa ülkeleri bizim kullandığımız doğal fiyatının yarısı oranında fiyatla bu imkanlardan yararlanıyor. Üstelik bu ülkemlesin ekonomik imkanları bizden kat kat üstün olmasına karşın doğal gaz bu ülkelerde çok ucuz.
Peki bizde neden bu kadar pahalı bunun nedenlerini araştırıp kamuoyuna bilgi veren var mı?
-----------------------
ÇOCUKLARIMIZI İHMAL ETMEYELİM
Sabahın erken saatlerinde kalkıp uykulu gözlerle okulun yolunu tutan ilkokul çocuklarımızın bir bölümü belki kahvaltı yapmadan okula gidiyor.
Aç karınla o çocuklar derslerinde nasıl başarılı olacak? Bir zamanlar okullarda çocuklara kahvaltı ve süt veriliyordu.böylece çocuklar evlerinde eksik olarak aldıkları gıdaları tamamlamış oluyorlardı.
Süt gelişmekte olan gençlerimiz için en önemli gıda. Çocukların sabahları süt içmesi düzenli olarak sağlanamaz mı?
Ülke olarak sütü en az sarf eden bir ülkeyiz. Bunun sonunda sağlıklı bir nesil yetiştirmede zorlanıyoruz. Hiçbir zaman “ Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” sözlerini unutmayalım.
Önemli gıdaları esirgeyip sağlıksız nesil yetişmesine sebep olmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük değil midir?
-------------------
BİRBİRİMİZLE KUCAKLAŞALIM
Bugün ülkemizde insanlarımız için su gibi, hava gibi sevgiye muhtaç. Sevgisizlik husumet, toplum içinde kutuplaşmalar insanlarımızın, ülkemizin geleceğimiz için tehlike oluşturuyor.
Her zorluklar aşılır yeter ki aramızdaki sevgiyi düşmanlığa kavgaya dönüştürmeyelim, ya ben ,ya o diye halkımızı kutuplara bölmeyelim.Tarih sayfalarını karıştırdığımızda bugüne kadar kurulan 16 Türk devletinin , son Türkiye Cumhuriyeti devletimiz haricinde yine Türklerin yıkmış olmasına karşın bu ülkelerin halkları birbiriyle dostluğu sürdürmüşlerdir.
Sonunda büyük bir imparatorluğun küllerin arasından, tüm dünyanın örnek alacağı özellikle İslam ülkelerince örnek oluşturan çağdaş Türkiye Cumhuriyet doğdu.
Bu halkımızın fedakarlığı ve önderlerinin halkına güveni ile oluştu. Bu ülkeyi yönetenler halkı kutuplaşmaya sevk edeceği yerde herkesi kucaklamalı, sorunlara sadece siyah- beyaz gibi aksu kutupla bakmamalı.Bu halk yöneticilerin her türlü komplolarına karşın sağduyu unu korumuş ve birlik ve beraberliğini bozmamıştır.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
İLK GEMİ HARCI 1453 YILINDA ALINDI
Tarihimizde ilk (sefine) gemi harcı 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet zamanında alınmaya başlandı.
Gemilerin İstanbul ve Çanakkale boğazından geçebilmeleri için İzni sefine denilen ir ferman almaları gerekirdi.
Gemiler aldıkları bu fermana karşılık belirli bir harç öderlerdi.
Bu nedenle hisarlara bekçiler konuldu. Yoklaması yapılan bütün yabancı gemilere geçme hakkı alındıktan sonra boğazlardan geçme izni verilirdi.bir süre sonra yapılan anlaşmalarla her geçen gemiden üç yüz akçe geçiş hakkı alınmaya başlandı.
İzni Sefine fermanları Divanı Hümayun kalemince düzenlenir,gemi adının yazılacağı yer ise açık bırakılır, burası liman yönetimince doldurulurdu.Ferman borçları liman yönetimi ve Divanı Hümayun memurları arasında bölüşülür,devlet geliri sayılmazdı.
Bu harçlar daha sonraki yıllarda her devletin gemilerine göre ayrı ayrı alındığı gibi para değerindeki düzenlemelere göre, arttırılmaya başlandı. Yıllık gelir toplamı ortalama 2.500 lira olan bu borçlar1910 yılından sonra devlet geliri arasına girdi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZ
Eğer yürüdüğünüz yolda bir güçlük ve engel yoksa,bilin ki o yol sizi hiçbir yere götürmez,hiçbir başarıya ulaştırmaz.
Bernard.SHAW