Televizyon kanallarını açtığında ekranların gediklisi olan bazı zatlar sanki her konunun uzmanı oluyor bilmediği bir konu yok. Çevre sorunu uzmanı onlar, siyasetin, sağlığın, dış politikanın her türünden haberdar.
Bakıyoruz, orman yangınları sel felaketi konusunda da teknik bilgileri olmasa da ekranlarda her konu hakkında ahkam kesiliyorlar. Ülkemizde böyle her konuda bilgi sahibi kişiler varken üniversitelerde bulunan farklı fakültelerin açılmasına gerek yok.
Televizyonların böyle çapsız, gerçeklerden bihaber kişilere yer vermesi izleyicilere saygısızlık, bilgileri topluma yanlış bildirme, medyamızın yöneticilerini rahatsız etmiyor mu?
"Millet nasıl olsa yutar" anlayışı medyamızın özellikle ulusal basının güvenirliği i zedelemiyor mu?
Ulusal denilen yayın organlarının bazıları her gün emeklilere, çalışanlara, halkın her kesimine yalan yanlış zam haberlerini manşetine taşıyor. Resmen yalan olan bu haberler, okuyucularla alay etmek değil midir?
Bu haber yozlaşmasının, yerel basına da yansıma tehlikesi toplumun basın kuruluşlarına güveni tamamen yok edebilir.
Gazete haberleri gerçek haberler kaynağından çakışmıyorsa, çarpıtılıyor, siyasete alet ediliyorsa bunun en büyük zararı basınımız çıkacaktır.
Bu asparagas haberlerin faturası suçları olmasa da sonunda basın çalışanlarına de çıkarılıyor, toplumdan onlar tepki görüyor. Televizyonlarda haberlerin verildiği zamanların en az izlenen bölüm olması medyamız için uyarıcı olmalı.
Televizyon ekranlarının "laf olsun torba dolsun" mantığı ile doldurulduğu sürece ekran izleyici sayısı gittikçe azalacaktır. Halkı aptal yerine koyup saçma sapan programlarını halkın yutacağını sananlar aldanıyor.
------------------
GENÇLER NEDEN GAZETE OKUYUP TV İZLEMİYOR
Ülkemizde bir istatislik yapılsa gençlerimizin çok azının televizyon izlediği özellikle haberlere ilgi duymadığı ortaya çıkacaktır.
Peki, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençler neden televizyona ilgi duymuyor.?
Bunun uzmanlarca enine boyuna araştırılması gerekmez mi?
Gençlerin ilgisini çekmeyen, onları toplumsal konulardan uzaklaştıran bir medya ile nasıl gençleri geleceğe hazırlayacak.?
Gençlerimizi iç ve dış tehlikelere karşı daha dirençli hale gelebilecek. Ülke yöneticilerinin gençlere yönelik böyle bir sorumluluğu yok mudur.?
Gençleri yok sayıp onları kendi amaçları için şekillendirmek isteyenlere sosyal medyadan daha geniş bilgi sahibi olan gençlerin bu oyuna gelmediği ortada.
Gençlerimiz geleceklerine güven duymuyor. Bu ülkemiz için acı bir durum." Gençleri istediğim gibi yönlendiririm, onların aklı ermez " mantığı ile gençleri değerlendirenler büyük yanılgı içinde olduklarını sonunda anlayacaktır.
Dileğimiz o ki bu anlama kısa sürede gerçekleşir.
-----------------
FIKRA
KAVGA YERİ
Karı koca sokakta kavga ediyorlardı. Birbirlerine laf yetiştirerek yürürken sesleri iyice yükselmişti. Çevredekiler onlara bakmaya başladı.
Adam karısına yalvardı:
"Rica ederim hiç olmazsa sokakta kavga etmeyelim. Herkes bize bakıyor. Rezil olacağız.
Kadın homurdandı :
" En iyisi kavgayı eve saklayalım."
Ve ilave etti:
" Zaten burada kafana vuracak ne bir tabak ne de bir bardak var"
