Ülkemizde bir türlü başımızdan gitmeyen  bu hastalık tehlikesi azalacağı yerde  artma eğiliminde. her akşam hava raporu ve normal bir haber izler gibi   pandemi nedeniyle ölenleri  ver hastalananların haberlerini  izliyoruz. Bu ölüm haberleri kanıksandı adeta  olağan haber haline geldi.

Toplumda “ne oluyoruz bu benim başıma gelirse ne yaparım” diye kaygılanan yok.İnsanlarımızın canına mal olan bu ölümcül hastalığı her an başımızda ,yakınımızda gezdiğinin farkında değiliz.Toplum bu konuda yapılan uyarışları da dikkate almıyor.

Yaşamımızda bu denli tehlike yaratmasına karşın yine maskeler kollarda, toplu alanlarda çenemizin altımda.

Bu mikrobun ağız yoluyla bulaştığının farkında olamadık.Önümüz kış ayları, mikrobum daha da yaygınlaşacağı,daha çok can alacağı aylara yaklaşıyoruz.

Bir önceki yılda olduğu gibi Allah korusun,  yine aynı etkiyi yaparsa bunu faturası hem can hem de mal yönünden çok ağır olacak.

Tüm okullar açıldı.

Çok iyi de gerekli önlemler alındı mı?

Sağlıklı ortam sağlandı mı?

Okulların açılmasıyla ulaşım araçları tıka basa dolacak.Böylece hastalığa davetiye çıkaracağız.Peki bunu sonunda yine kısıtlamalar gündeme gelirse halkımız buna nasıl katlanacak.

Bunun toplumda yaratacağı travma ne sonuçlar doğuracak. Bir yanda ekonomik sıkıntılar diğer taraftan hastalık ve sonunda ölüm tehlikesi ile birlikte yaşamak daha ne kadar devam edecek.

Bunlar insan psikolojisinde olumsuz ve kalıcı etki yaratabilecek tehlikeler.

İş işten geçmeden  bu tehlikenin vahametini anlayıp gerekli önlemleri almak zorumdayız.

Bu illet nedeniyle yatağa düşenlerin çoğu sağlığına kavuşmadan öteki dünyayı boyluyor.Bu hastalığa tutulup son anda kurtulanların çektikleri acıları dinlediğinizde dehşete düşüyorsunuz.

Kurtulma imkanları tükenip ölüme terk edilen hastaların nasıl işkence ile can verdiklerini dinleyip bir de bu durumun kendi başımıza geldiğini düşündüğünüzde bunu ne kadar büyük bele olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.

Bugünlerde başka sorunlar bir yana bırakılmalı . Onlara çözüm imkanı bulunabilir.Bu  hastalık  onlar  gibi değil.

Bazı insanlarımızın aşı olmamada diretmeleri kendi yaşamlarını tehlikeye atmasının ötesinde mikrobu başkalarına da yaymasına neden oluyor.

Aşı olmamakta bu diretme , bunu gereksiz bahanelere bağlama tehlikenin devam edeceği anlamıma gelmez mi?

“Efendim  aşı isteğe bağlı istemeyen yaptırmaz” anlayışı ile bir sonuç alamayız. Aşıya kaştı olanlar için daha ciddi yaptırımlar uygulanmalı.Aşı olmayanların toplum içine girmesi engellenmeli.Bunlar saatli bomba gibi toplum arasında dolaştığı sürece bu hastalığın önü alınmaz. Halk bu nedenle birbirine “aşı oldun mu? “diye sorar duruma geldi.Can derdinden   endi,şemiz  yok mu.?.Toplumun psikolojisi buzuldu Toplumda huzursuzluk arttı.

-----------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?

 İLK İŞÇİ MİLLETVEKİLİ NUMAN USTA

Türkiye’de ilk işçi milletvekili Numan Usta’dır

Tophane Askeri Sanayi okulundan mezun olan Numan Usta,Tophane Zeytinburnu fabrikasında çalışarak usta oldu.İttihat ve Terakki Cemiyeti Numan Ustayı son Osmanlı  Meclisine İstanbul Milletvekili seçti.( 1919-1923) yıllarını  İngilizlerin sürgünü olarak Malta ‘da geçirdi. Döndükten sonra Büyük Millet  Meclisi’nin ilk döneminde Türkiye’de ilk işçi  milletvekili olarak görev yaptı

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.