Son iki yılda pandomi nedeniyle insanlarımıza sağlıklarını zarar vereceği gerersiyle bir dizi kural, önlem getirildi. İnsanlarımızın hürriyetleri kısıtlandı.

Bu iki yıllık süre zarfında halkımız bir de siyasilerin moral bozucu, toplumu kutuplaştırıcı konuşmalarını dinlemek zorunda kaldı.

Diğer yandan hayatın pahalıştırılması özellikle dar gelirli vatandaşlarımıza yaşamı zehir etti.

-kısır döngü, ölümcül mikrobun etkisinin azaldığı bir dönemde de siyasilerin halkı tedirgin eden söylemleri aralıksız devam ediyor.

İnsanlarımız bu kısır çekişmeler nedeniyle televizyonlarda haberleri dinlemez, ülke sorunlarını dahi merak etmez hale geldi.

Bu günlerde tatilden istifade ederek farklı bölge insanlarımızla görüşme imkanım oldu.

Bu ilgisizlik muhalif seçmenler arasında olduğu gibi, iktidara destek veren halkımız da siyasi haberlere ilgi duymuyor.

  1. tür haberlerle "gerçekler gizleniyor, doğru haber verilmiyor " inancının halk arasında yaygınlaşması hayra alamet değil.

Halkın idarecilerine karşı güvenlerinin sarılması, önemsenmemesinin nelere mal olacağını zaman gösterecek.

-----------------

TOPLANTILARA KATILMAYACAKSINIZ ORADA İŞİNİZ NE

Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetleme görevinin iyice azaldığı bir gerçek. Muhallif milletvekilleri herhangi bir konu hakkında defalarca araştırma önergesi veriyor.

Genellikle oradan da sonuç alamıyorlar. Halkı temsilen o göreve gelip, maaşını alarak sosyal haklardan yararlanan vekillerin çoğunu da meclis toplantılarında görmek mümkün değil. Meclis sıraları bom boş.

Muhalefet iktidara bir önerge veriyor, onun görüşmesi sırasında muhalefet milletvekilleri "iktidar çoğunlukta bu önergemiz kabul edilmeyeceğini göre toplantıya katılmamıza gerek yok" diye meclise gelmemek, önergesine sahip çıkmamak ne demek oluyor.

Madem ki mecliste bu kadar değeriniz yok o zaman o görevi yapıyor görünmenin anlamı ne?

Bu durumda halk sizin vaatlerine kendisini hakkıyla temsil ettiğine nasıl inanacak.

O zaman meclisin ne önemi var.

Millet, temsilcilerini haklarını savunmak için oraya gönderenler, seçim dönemi geldiğinde bunun hesabını sormalı.

Buna iktidar milletvekilleri de dahil. Onların da halka vermek zorunda olduğu çok hesabı var. Bu soruna çözüm bulmada halka büyük görev düşüyor.

Verilen sözler yerine gelmiyorsa bunun çetelesi tutulup yeri geldiğinde hesap sorulmalı.

Eskiden olduğu gibi halk olanları unutup yine yalan vaatlerin arkasına sığınırsa

O zaman suçlu kendisidir ve şikayet etmeye hakkı yoktur.

---------

FIKRA

ALAH'I MEŞGUL ETME AL ŞU PARAYI GİT

Bektaşi ile bir iş adamı camide yan yana ellerini açmış Allah'a dua edip dilekte bulunuyor.

Zengin olan duasında"Allah'ım işlerim aksadı eskisi gibi kar edemiyorum. Bana birkaç milyon destek sağla" diye yalvarıyor.

Yanında oturan Bektaşi ise"Yüce Rabbim gelirim YOK geçinemiyorum bana on onbeş lira harçlık gönder"diye dua ediyor.

Bektaşinin bu sözlerini duyan işadamı bektaşiye dönetek"Al şu istediğin harçlık paranı. Böyle küçük teklif için Allah'ı meşgul etme yanımdan git "demiş.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.