Türk Milli Eğitimine 28 yıl 11 ay 13 gün hizmet ettikten sonra emekli olmuş bir öğretmen olarak, anıldığımız, hatırlandığımız ve adımıza güzel methiyeler yağdırılan nutukları dinlediğimiz bu günü her ne kadar 12 Eylül darbesi yönetiminin bir eseri olsa da severim.

Bir günde olsa bu tür ilgi ve alakaya mazhar olmak, bunların çok daha fazlasına layık olan bu meslek mensupları olan bizleri memnun ve bahtiyar ediyor elbette.

Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılında Başöğretmenlik unvanının veriliş yıl dönümünde, yani 24 Kasım 1981 tarihinde bu günün her yıl öğretmenlik mesleğini yapan herkese adanmasına ve her yıl 24 Kasımın Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verilmişti ve 24 Kasım 1981 yılından beri de ülkemizde her yıl kutlanmaya devam edilmekte.

Her yıl İl Milli Eğitim Müdürlüğünün hazırlamış olduğu programların yanı sıra Edirne Belediyesinin düzenlediği yemekli programları bu yıl CORONA Tedbirleri çerçevesinde maalesef yaşayamayacağız.

Aramızdan ayrılan meslektaşlarıma Allahtan rahmet ve mağfiret dilerken, hayatta olup emeklilik yaşamını sürdüren ve hâlihazırda görev yapmakta olan değerli meslektaşlarımın da bu mutlu gününü tebrik ediyorum.

Aslında Kasım Ayı Edirne için çok önemli bir ay.

Büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikali, Dünya’nın en kutsal mesleği olan Öğretmenlik mesleğinin mensupları için tesis edilen Öğretmenler günü ve Sultanlar Şehri, şehirler sultanı Edirne'mizin Düşman İşgalinden kurtuluşu bu ayın önemli günleri arasında yer alır.

Bu önemli günlerde Edirne Belediyesi her zaman olduğu gibi can siperane ve gönülden bağlılık ve sevgi dolu olarak görevini en iyi şekilde yaparak Edirne'mize yakışır anma ve kutlamaların gerçekleşmesini sağlama gayreti için de oluyor.Tabii ki bunda Belediye Başkanı Recep Gürkan'ın düşünce ve uygulamaya koyuş konusundaki ustalığının önemi çok büyüktür.

13 Temmuz 1992 tarinde Emeliye ayrılmış olan bir Öğretmen olarak Öğretmenler günümüzü tebrik ediyor,Günümüzün tüm meslektaşlarıma sağlıklar mutluluklar ve esenlikler getirmesi dileğiyle, çok sevdiğim Ceyhun Atuf Kansu’nun Dünyanın Bütün Çiçekleri şiirinin bazı bölümlerini birçok kez olduğu gibi bu yılda sizlere sunmak istiyorum.

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün Çiçeklerini buraya getirin!"

Köy öğretmeni Şefik Sınığ'ın son sözleri.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

Bütün çiçekleri getirin buraya,

Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,

Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer

Bütün köy çocuklarını getirin buraya,

Son bir ders vereceğim onlara,

Son şarkımı söyleyeceğim,

Getirin getirin... ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.

Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,

Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,

Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,

Ne güller fışkırır çilelerimden,

Kandır, hayattır, emektir, benim güllerim,

Korkmadım, korkmuyorum ölümden,

Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

En güzellerini saymadım çiçeklerin,

Çocukları, öğrencilerimi istiyorum.

Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,

Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,

O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.

Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,

Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Okulun duvarı çöktü altında kaldım,

Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,

Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,

Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,

Yurdumun çiçeklenmesi için daima, yaşadım,

Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.

Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,

Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.

Ceyhun Atuf KANSU

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.