Bir Avni ANIL bestesi der ki: “Ah bu şarkıların gözü kör olsun…”Son günlerde işte bu şarkı dilimin ucunda dolanıp duruyor.Notasız, makamsız , metrenomsuz… olsa da söylemek ister gönlüm.

Şarkıların gözü kör olur mu?

Oluyormuş demek kı.

Peki, neden kör olsun?

Çünkü insanların duygularını kamçılar önce. Sonra da

“Merdivensiz kuyulara” iterler sizi Yalnızlığın ve hüznün uçsuz bucaksız sınırsızlığında bulursunuz kendinizi.İç denizlerinizde Ahmet Haşim’in sesi dolaşır:”Melali anlamayan nesle aşina değiliz.”, “Şiirde anlam aramak , eti için bülbülü öldürmeye benzer.”

Yalnız kişisel değil, ülke ve evren sorunları da aheste çekmeye başlar kürekleri.İnce ve dolu bir bulut çöreklenir yüreğinize.. “Derdimi ummana döktüm, asumana inledim…” deseniz de dinleyeniniz olmaz.Aydınlanma özlemini büyüte büyüte alkışsızlığa dönüşür vereceğiniz konser. Belki bir gün… der umutlu bir bekleyişe bırakırsınız filmin sonunu.

Bu kez de başka bir şarkı sizi dürter.Beni de kucakla der.Hangi şarkı mı? “Gün gelir gidersen çok şey istemem…”

İnadım yelken açıyor bu kez de. Söylüyorum bu şarkıyı, ama biraz tornistan ederek “Gün gelir gidersen , hiçbir şey istemem senden, üste veririm bilmiş ol…”

Ömür biter, şarkılar bitmez işte. Gözü kör olsun bu şarkıların. E mi!..

Şarkılar insanı yönlendirir de. Hüznün duraklarına uğratanlar olduğu gibi, göbek attıranları da sırıtmakta ekranlardan.

Millet bir konsere ve şarkı dinlemeye gitmiyor ki, herkes şakır şakır oynuyor.a Öyle basit figürler benim gözümde anlamsız gereksiz ve yersiz. Bir yönüyle de çok kişi ekranlarda görülmek uğruna garip hareketlerle, kendini göstermeye çalışmakta. Bu arda erkek oyuncular da kadın giysileriyle şakır şakır… Yine yozlaşan olaylardan biri de yarı üryan bir biçimde kıvırmak. Şarkı söylemekle soyunmanın, şortla sahneye çıkmanın önemine ve anlamına bir ş tarafta da aşırı örtünmeler… Yani uçlarda yaşayan bir topluluk olduk neredeyse.

Geleneklerimiz, göreneklerimiz, kültürel değerlerimiz yavaş uçlara doğru taşınmakta. Anormallikler giderek yaygınlaşıp gelişmekte.

Oysa benim bildiğim; her şey zamanında yerinde ve dozunda olursa değer kaznır. Bir sözümüzü de anımsamakta yarar var:

 “Zorla güzellik olmaz” Olsa da sırıtır, çirkinleştirir,bencilleştirir ve sırıtır. Bu denli süs püs dikkati çekmek için olsa gerek. Oysa bunların tümü geçicidir. Önemli olan kişilik güzelliğidir bana kalırsa. Yani içi dışı temiz, dürüst, uyumlu ve geçimli olma. İşte güzellikler güzeli… Bunlar ilk görüşte belli olmaz. Zaman geçtikçe takıntılar da sıraya girmeye başlar.

Şarkılarla duygulanmak… en varsıl dinlendiricilerden olmalı. “Müzik ruhun gıda sıdır” yakıştırması yerindedir.

ATA’mız da “…hayatın kendisidir” diyerek hem müziğin hem sanatın değerini ve

önemini belirtmiştir.

Ekranlar da müzik yayınları eksik olmuyur. Ancak yoz olanlarını saymasak bile tekrarlarla iş geçiştirilmekte. Defalarca ekrana yansıyanlar da can sıkmakta. Arabesk bile neredeyse baş tacı olma yolunda.

Üsman Aga şarkı dinlersin?

Dinlerim bire,

En çok hangisini seversin?

 “Dayler dayler viran dayler/ Kimi

güler kimi ayler.

Ama öyle değil ki, hiç uymadı.

 “Uysa da uymasa da..” Ben büle bilirim. Aklımın erdiği budur/Akıp giden sudur…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.