Rahmetli Şairimiz Ahmet Kutsi Tecer’in  şiirinde belirttiği  gibi “Orada bir köy var uzakta .

O köy bizim köyümüzdür.

Gitmesek de gelmesek de,kalmasak da o köy bizim köyümüzdür.

Dizeleriyle köylere önemi dikkat çelmiştir.Köylerde nüfusun azalması ile buralara duyulan ilginin de azalmasına neden oldu.

Ne siyasilerimiz ne de devlet yetkililerimiz eskiden olduğu gibi  köylere gidip sorunlarını onların ağzından dinlemeye fazla gerek duymuyor.

Bu günlerde halkın geçim derdi bir yana köylülerimizin onun dışında mera ve altyapı sorunları var.

Tarlaların toplulaştırılması köylülerin ifadesiyle haksızlıklara neden oldu.

Verimli arazide  az miktarda toprağı olan köylülerin toplulaştırma sonucu çorak alanda toprak verildiği, böylece geçimlerini daha da zorlaştırıldığı iddiası var.

Toplulaştırmanın adil bir şekilde yapılmadığı iddiası yaygın .

Çiftçiler bunun önlenmesi için dilekçe veriyor.Bundan da sonuç almış değiller.

------------------------

BAZI KÖYLERİN MERALARI YOK EDLİYOR.

Meralar bölgemizde hayvancılığın gelişmesi için olmazsa olmaz. Buna rağmen son yıllarda köylülerin hayvanlarını otlatabileceği mera alanlar  çeşitli gerekçelerle yok ediliyor.

Bazıları fidan dikilmesi gerekçesiyle kapatılıyor. Bazı köylerimizde ise meralarındaki maden sahaları kazılarak savaş alanına dönüyor.madenciler çukurları bırakılarak  terk ediliyor.

Bu toprakların yasa gereği, toprak altındaki maden alındıktan sonra aynı şekilde  teslim edilmesi gerektiği halde bunu dikkate alan yok. Bunların arasında orman vasfında  alanlar da var.

Bir taraftan orman alanlarını çoğalması için çaba harcarken diğer yandan mevcut ormanlık alanlar Linyit maden işleticilerine feda ediliyor.

Yazımın başında belirttiğim dizeler bu köyler için geçerli. Köylülerimizin bu durumu yetkililere iletme imkânları kısıtlı.

Bazılar da küçük çıkarları ve  buralarının geçim alanı olduğu için meraların katledilmesine göz yumuyorlar.

Sayım yetkililer ve siyasi parti temsilcileri. Bir gün maden sahalarını yoğun olduğu Uzunköprü’nün Tekirdağ ili sınırlarındaki köylerine  gidiniz meraları nasıl yok edildiğini  gözlerinizle görünüz.

Bu arada köylülerle konuşarak sorunlarını dinleyiniz .

Basına verdiğiniz beylik laflardan oluşan demeçlerinizle ülke sorunları çözülmüyor sorunların kaynağına gidiniz ki o halk da size olumla yaklaşsın.

-------------------------

KÖYLÜ İHMAL EDİLEREK KALKINMAK MÜMKÜN DEĞİL

Atatürk’ün” Köylü milletin efendisidir” sözleri unutturulmak isteniyor.Bunu öylesine laf olsun diye söylemiyorum.Merak edenler Edirne   İl Özel İdare önündeki Atatürk büstünün önündeki yazıya bakabilirler. Orada Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” sözleri kaldırıldı.

Yerine “Millete hizmet eden efendidir” mealinde sözleri yazıldı. Bu bir anlamda Atamızın sözlerine karşı tavır olmuyor mu?

Bu anlayış gittikçe yaygınlaşıyor. Bundan en çok zararı köylülerimiz görecek.

Halkımızın bu uygulamayı dikkate alması gerekir.

Bir ülkenin üretici, köylü olmadan,başka ülkelerden arazi kiralayarak kalkınması mümkün değil.

Nitekim, son yıllarda tarım ürünlerinim tamamına yakınını ithal eder duruma gelmemiz bunun göstergesi değil mi?

Köylünün ülke kalkınmasının lokomotifi olduğunu unutmayalım.

--------------------------

TELEFON ÇEKMEYEN KÖYLERİMİZ VAR.

Günümüz koşullarında okulların açık olmaması nedeniyle öğrenciler evlerinden tabletlerle derslerini izliyor.

Ne acıdır ki, Anadolu’nun bazı köylerinde telefonların çekmediği köyler gibi  ilimizde de telefon haberleşmesinden mahrum köylerimiz de  var.

Meriç ilçemizin  sınır köylerinin bazıları telefonla görüşebilmek için alçakta bulunan mahalleden daha yüksek olan mahalleye çıkmak zorunda kalıyor.

Günümüzde bunu halka ne büyük eziyet olduğu dikkate alınmıyor.

Acil bir durumda böyle bir imkânı bulamayan vatandaşlar ne yapacak.?

Yunan hududunda köylerin böyle çağdaş hizmetten mahrum olması kimin ayıbı?

-----------------

FIKRA

BORUYU NEREYE GÖTÜRÜYORSUN

Elazığ akıl hastanesinden  akıl hastasının biri,sırtına kocaman bir boruyu almış alelacele yürürken bir başka akıl hastası:

“ Oğlum o boruyu nereye götürürsin.?

Boruyu sırtında taşıyan alıl hastası:

“ Eve  götürürim başa yastıh yapacam.

“oğlum hiç ele olur mu ? Başım ağırır.

Borunun ağırlığı ile yorgun düşen akıl hastası. Diğerinin bu sözüne sitem ederek:

“Yav oğlum senin gafan heç çalışmiyi .Zahar bele gullanacah delim.borunun içine saman goyacam”der.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.