CHP’nin 37. Edirne il kongresi hiçbir sorun yaşanmadan dostluk içinde son buldu.
Beklendiği gibi İl Başkanı Fevzi Pekcanlı yeniden il başkanı oldu bu görevde ustalık dönemine girdi.
Bu genel kurulda en dikkat çeken bir konuya değinmek isterim. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın divan başkanı olduğu bir genel kurulda konuşmacıların birbirini itham edici sözleri olmaması dostluk havasında geçmesi uyarı yapması gerekirdi .
Bilindiği gibi bu parti en önemli sorun , partinin tabanını genişletmesi, kendisi dışındaki geniş kitlelere yayılması için izlenmesi gereken politika konusunda yaşanıyor.
Bu konuda yaşanan sıkıntılar maalesef şimdi de devam ediyor.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun her konuşmasında belirttiği gibi “herkesi kucaklayın aranızdaki sorunlara gereksiz tartışmalara son verin.
Başka partilerle ittifak halinde olan iktidara yürüyen bir partinin böyle bir konsensüse barışçıl ortama ihtiyacı var. Partililerimiz buna özen göstermeleri parti içindeki sürtüşmelere son vermeleri gerekir” uyarısına rağmen.Edirne CHP il kongresinde yapılan konuşmalarda bu kurala riayet edilmediğine tanık oldum.
Burada yapılan konuşmalarda şunun ve bunun kastetmiyorum.Konuşmaların genelinden bahsediyorum.
Orada yapılan konuşmalardan izlediğim kararıyla partililer konuşmalarında birbirini itham edici suçlayıcı bir görüntü vardı.
İl kongresi gibi partililerin geniş katılımla bulunduğu bir toplantıda isterdim ki istisnasız tüm konuşmacılar aralarındaki küçük kırgınlıkları, eskiden kalma sorunları bir yana bırakıp, İktidara yürüdüğü iddia edilen bir partiye yakışacak şekilde husumet içeren sözlerin kullanılmaması olmalıydı.
-------------------------
İL KONGRESİNİ CHP DIŞINDA İZLEYENLER DE VARDI
Toplantıyı izlerken baktım siyasi partilere mesafeli davranan CHP il kongresini merak ederek gelen bir vatandaşımız vardı. Genel kurulda ilk zamanlardaki görüntü , gösteriler onun da hoşuna gitti.
İstiklal marşının coşku ile söylenmesinden geniş katılımdan coşkulu ortamdan mutlu oldu.
Konuşmalarda partililerin birbirini itham edici sözlerin kullanılmaya başlanması üzerine toplantıdan ayrıldı.
Giderken söylediği söz aynen şöyleydi” CHP’nin bilinen zaafları devam ediyor. Ben farklı bir görüntüyle karşılaşırım, partililer arasında kırıcı, birbirlerini suçlayıcı sözlerin son bulacağı umuduyla geldim. Ne yazık ki böyle bir durumla karşılaşmadım” dedi.
----------------------------------
ÖZTRAK UYARABİLİRDİ
Bu konuşmaların yapıldığı sırada veya daha önceleri divan başkanı olan Faik Öztrak’ın böyle konuşmaların yapılmaması konusunda uyarıda bulunması bu görüntüleri engelleyebilirdi.
Ne yazık ki, Öztrak gerek konuşmasında gerekse divan başkanlığı süresice böyle bir uyarıda bulunma gereğini görmedi. CHP’deki bu tür zaaflar Genel Başkan Yardımcısının kendi bölgesi olan Tekirdağ’da da mevcut.
Mahalli seçimin orada da iyi geçtiğini söyleyemeyiz.
En önemli ilçelerinden birinde seçim kaybedildi. Orada da tıpkı Edirne’de olduğu gibi partideki bu çalkantılara kulak asmayan parti ilkelerine bağlı partililerin özverileri ile seçim kazanıldı. Tıpkı Edirne yeni yerleşim alanlarındaki partililerin yaptığı gibi.
CHP yönetimleri bu açmazın giderilmesi konusuna kafa yormalı , ham hayal peşinde koşmamalı. Eğer bu tutum devam ederse korkarım gelecek seçim bugünü de arar sonuçlar getirir.
Yeni yönetimin şimdiden partideki birlik ve beraberliği sağlamak için çalışmalara ağırlık vermeli. Eğer seçim kazanmanın her şeyi çözeceği anlayışıyla başarı sarhoşluğu ile hareket ederse erken veya zamanında yapılacak bir seçimde beklenmedik sonuçlarla karşılaşırlar.
Unutmasınlar ki basın mensupları kamuoyunun nabzını en iyi izleyen kesimdir.
Haberleri ola……
-------------------------------------------------------------------------------------------
ATASÖZÜ
Ortaya yağlı bir kemik atmayınca kimin köpek olduğu anlaşılmaz.
----------------------------
UMUDUN AZALDIĞI YERDE HUZUR DA AZALIYOR
Umut yaşamımız boyunca dara düştüğümüzde başvuracağımız son sığınak olur.
Bu konuda söylenmiş sayısız veciz sözlerimiz vardır” Umut fakirin ekmeği ye Mehmet ye” mealinde sözlerimiz halk arasında söylenmektedir.
Umutsuz insan geleceği kararmış ölüme davetiye çıkaran insan anlamına gelir.
Onun için hangi koşullarda olursak olalım umudumuzu yitirmeciliyiz.
Ben bu köşemde sık sık bu konu ile ilgili bir cümleyi gündeme getiririm.
"Ümitsiz olmayınız Ümit siz olunuz” diye, umuda özlemi hatırlatırım.
Gerçekten öyle inanlar dara düşse de yine bir kurtuluş refah kapısı mutlaka bulunur.
İnsan yaşamı için karamsarlık, hayattan bezmek bir anlamda canından bezmek ecele davetiye çıkarmak demektir.
Sokaklarda bıkıyoruz, insanlarımızda yaşam için bir karamsar hava var.Bakıyoruz herkes bir şeylerden şikayetçi. İnsan yaşamında şikayetler bitmez.
Önemli olan karşımıza çıkan açmazları yenme azmidir. Eğer bunları başaracak gücümüz yoksa bu bizleri aşıyorsa onun için hayıflanmaya gerek yoktur. Boyumuzu aşan sorunların çözümü kişisel çabalarla aşılmıyor. Onları aşmak için öyle sorunu olanlarla birlik ve beraberlik içinde olmak gerekir.
Bizde de bu tür beraberlik için gerekli çaba ne yazık ki yeterli değil. Sanırım koşullar bizleri bu alanda zorladığı zaman aklımız başımıza gelecek.