Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu  Genel Başkanı Bendevi Palandöken. Ülkemizin dört bir yanında  zor koşullarda faaliyet gösteren  esnaf ve sanatkarlarımızın  Ankara’daki  en yetkili temsilcisi konumunda .

Bakıyoruz,Palandöken bu günlerde esnafların mağduriyetinden, zorluklarında  söz etmeye başlamış.

Kendisine hoş geldin demek gerekir.

Yıllardır esnaflar zorluk içinde işlerini sürdürme savaşında sorunları bitmek tükenmek bilmiyor. Esnaflarımızın   çoğu marketlere yenik düşüp işlerini kapatmak zorunda kaldı.

Bu zamanda tepkisini yeterince   göstermeyen orunları karşısında sessiz kalan  Palandöken,  bugün esnafları  sahipleniyor.

Ülkenin en mağdur kesimi olan esnaflarımızın illerdeki yöneticilerinin kendisine elettiği  sorunlara ilgisiz kalan Palandöken’in bu çıkışına acaba yeni bir esnaf konfederasyonu kurulma girişimi mi etkili oldu?

 Ülkemizin en büyük konfederasyonu olan  bu örgüt yöneticilerinin  esnafları savunmada yeterli  olduğunu kim iddia edebilir.

Ankara’nın konforlu yaşamı meslek kuruluşlarımızın  tüm üst yöneticileri rehavete sürüklüyor.

Oraya gittiklerinde kendisini o makama getirenlerin sorunlarını unutmuş görünüyorlar.  Bu makamlarda başka dostluklar ediniyor tabanları unutuluyor.

Konfederasyon seçimleri geldiğinde bu kişiler  bilinen taktikleri uygulayıp yine koltuklarında kalmayı beceriyorlar.

O günler yaklaştığında illerde temsilcilerini  lüks otellerde ağırlayıp  gerçekleşmeyecek vaatleri sıralayıp  koltuklarını koruyorlar.

Ülkemizde tüm kurumların üst yönetimleri dejenere  olduğu vazifelerini yapamaz duruma geldikleri  tartışılmaz hale geldi.

Bu makamlara gelenler  görevlerinde kalmak  için  adeta koltuklarına yapışıyor.

Görevlerinde devam etmek uğruna    her türlü yolları deniyorlar.

Meslek kuruluşlarımızın  üst  yöneticilerine bakıldığında uzun yıllar aynı görevde  kalmaları başarılarından kaynaklanmıyor. Sistemin çarpıklığı, seçimlerde kendilerine sağlanan avantajlar sayesinde o makamlarda kalabiliyorlar.

Aslında  demokratik ülkelerde olduğu gibi bu makamlar en çok iki dönem yürütenler sonra  yerini başka adaylara devretmeli . Bizde böyle bir alışkanlık yok.

Neredeyse hasta yatağında da olsa o kutluklarında  kalmak isteyen makam  hastaları var. Palandöken esnafların yeni örgütlenme girişimlerine şaşırmamalı.

O makamda görevini yapamayan yönetimler için esnafların yeni yönetim arayışı  kaçınılmaz hale gelir.

Bunun da aynı ihtiyaçtan kaynaklandığını sanıyorum.

-------------------------------------------------------------------------------------------   

ÇAKMAK BARAJI NE OLDU?

Yapımı yılan hikayesine dönen Çakmak  Barajı faaliyete geçtiği zaman bu barajın imkanlarından yararlanma beklentisinde olan Uzunköprülü bir çiftçi arkadaşım bana “ Çakmak barajından  kısa sürede topraklarımıza su verecek müjdesi verildi.

Biz de onun beklentisindeyiz. Öğrendiğimize göre henüz barajdan bırakınız tarlalarımıza  su vermeyi barajın  dolması dahi gerçekleşmemiş.

Bu baraj  yapılırken   ne kadar mutlu olmuştuk

Kıraç suya hasret  topraklarımız sulanacak  daha fazla ürün alacağız  diye tarlalarımızı sulanacak şekilde düzenleyip gelecek suyu bekleme aşamasına gelmiştik.

Bu imkanlara ne zaman kavuşacağımız konusunda henüz net bir cevap alamıyoruz.

Söylendiği gibi beş yüz bin dekarı aşkın alan çakmak barajından gelecek suyu bekliyor.

Başka alanlara yapılan yatırımlar buraya yapılmış olsa bundan en çok devletimiz yararlanacaktı.

Bu bereketli topraklardan  daha çok ürün alıp yüzümüz gülecek ülkemizin tarımda ithalatı azalacaktı.

Ne yazı ki, bu beklentimiz henüz gerçekleşmedi.

Belki de kısa sürede gerçekleşme imkanı da yok.

Bir de baraja nehirden suyun aktırılmasının  maliyeti yükselteceği bunun da üreticilere yansıyacağı  yolunda söylemler var.

Eğer öyle olursa   bu alanda beklentilerimiz hayal olacak.

Her zaman olduğu gibi bu tür hizmetlerdeki hataların faturası bizlere çıkacak” Çiftçimizin yakınması bu yönde.

Dilerim ki  bu endişesinde  yanılır.Kısa zamanda  Uzunköprü ve  çevresindeki topraklar  suya kavuşur.

-----------------------------

80 HAYALİYLE YATIP KALKIYORUZ

Halkımız bir ay süre ile  milli piyangonun yılbaşı çekilişinde dağıtılacak 80 milyonun hayali ile yatıp kalkacak.

İnsanlarımız bu  büyük ikramiye kendine çıktığında neleri yapacağını bir ay süre ilie hayal edip  sıralayacak.

Medya da bu beklentilere çanak tutarak insanları milli piyango almaya teşvik edecek.

İnsanlarımızın bu tür şans oyunlarına beklentileri her geçen yıl  daha  da artıyor. Haftanın hemen hemen her günü atlar koşturuluyor.

Bundan  yararlanmak isteyenler  her işini bırakıp her gün at koşularını izliyor.

Ganyan bayileri koşudan kazanma  beklentisi  olanlarla dolup taşıyor.

Diğer taraftan  sayısal lotosu, süper lotosu ve benzeri şans oyunları ile insanların  şanstan kazanma kaynakları yaratılıyor.

En önemli ihtiyacından kısıtlayıp parasını “ ya tutarsa” beklentisiyle şans oyunlarına  yatıranla var. Tüm bu beklentiler yeni yılda yapılacak milli piyangonun büyük ikramiyesiyle doruk noktaya ulaşacak.

Geçen yılın büyük ikramiye talihlisinin ki olanın  belli olmadığı,  bilinmiş olsa da  halkımız  yine şansını milli piyangoda deneyecek. 

------------------------------

FIKRA

Güney Amerikalı bir erle subay konuşuyor:

-“ Savaşta bir düşmana rastlarsan ne yaparsın”

-“ Vururum”

-“ Peki bir düşman bölüğüne rastlarsan ne yaparsın?”

-“ Vururum”

-“ Bu olmadı, O zaman koşup karargaha haber verirsin. Peki savaş meydanında bir inek görürsen ne yaparsın.?”

-“ Vururum”

-“ Olmadı”

-“Koşup karargaha haber veririm. Yine olmadı. İneği boynuzundan tutarak karargaha  süreklersin. Şimdi de beni görürsen ne yapacağını  söyle?”

-“ Vururum”

-“ Olur mu canım ben senin komutanınım”

-“ Döner  karargaha haber veririm”

-“ Yahu ben düşman  bölüğü değilim ki.?”

-“ O halde  boynuzundan tutup karargaha sürüklerim”

----------------------

ÖZLÜ SÖZ

Saadete  karşımıza çıkmasını beklemekle değil, bilakis  karşısına çıkmakla  varılır.

   

   

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.