Daha önceki yıllarda Edirne ve tüm Trakya, on binlerce dönümlük pancar ekli tarlalarıyla Ülkenin pancar merkezi konumundaydı.
Sonbaharda pancar söküm zamanları tarlalar şenlenir insanlar ürettikleri ürünü kamyon ve traktörlere doldurup pancar alım merkezlerine teslim ederlerdi.
Bölgemizin Alpullu’daki şeker fabrikası pancar alım sezonunda pancar yığınlarıyla dolup taşardı.
Bu ürünün nakli daha çok tren vagonlarıyla yapılırdı. O dönemde Alpulu nüfusu katlanarak artardı. İlçe esnafları o sezonun gelmesini dört gözle beklerdi.Alpullu Şeker Fabrikası sayesinde modern bir şehir görünümündeydi.
Sineması,park alanları futbol sahası ile illerde bulunmayan sosyal tesislere sahipti.
Daha sonra Şeker Fabrikasının özelleşmesiyle Alpullu adeta köy görüntüsüne büründü.Şehrin eski güzelliği kalmadı.Bugün fabrika ve sosyal tesisleri çok bakımsız durumda .
Atatürk’ün bize emanet ettiği halkımızın katkısı ile cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan ilk fabrikalardan biri olan eserlerine sahip çıkamadık.
İlk zamanlar özelleştirmeye karşı tavır sergileyen bölge milletvekilleri ve kurum yetkilileri özelleştirmenin ardından fabrikayı alan firmanın tesisin açılış törenine de katılıp kendileriyle ters düştüler.
---------------------------
PANCAR ÇOK YARARLI BIR ÜRÜN
Şeker pancarda sadece şeker olarak yararlanılmıyor.
Atıkları, küspe olarak hayvancılıkta önemli bir besin olarak kullanılıyor. Ayrıca alkol imalatında da pancardan yararlanılıyor. Bu ürün ekili alanlarda toprak daha verimli hale geliyor.
Pancar tarlaları adeta oksijen deposu gibi insan sağlığı için çok yararlı yerler.
Bahar ayları gelip, üreticiler parasal olarak sıkışık olduğu dönemlerde pancar ekicilerine avans olarak yardım yapılıyordu. Hayvanları için üreticiler Alpullu şeker fabrikasından küspe alabiliyordu. Üreticilere ucuz pancar şekeri veriliyordu. Evlerde yapılan pancar pekmezi de halkımız için çok faydalı bir gıda.
Pancar ekili alanlarının azalmasıyla pekmezi bulmak zorlaştı. Bu kadar çok yararı olan bir ürünü izlenen yanlış politika nedeniyle kaybettik.
Pancarımız da gitti şekerimizin de tadı kalmadı.
--------------------------------
FIKRA
GÖNLÜM RAZI OLMADI
Nasrettin hoca eşeğine binmiş büyük bir çuvalı da sırtına alıp pazarın yolunu tutmuş.
Hocanın bu halini görenler şaşkın şaşkın bakıyormuş.
Ahbaplarından biri dayanamamış sormuş.
-“ Bu ne hal hoca efendi.Hem eşeğe binmiş hem de kocaman çuvalı sırtına almışsın bu olacak iş mi.?”
Hoca ciddiyetini koruyarak cevap vermiş.
.
“ Zavallı hayvan bu sıcak havada hem beni hem de koca çuvalı nasıl taşısın? Buna gönlüm razı olmadı.Hiç olmazsa çuvalı ben taşıyayım dedim”
----------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?
KAPİTÜLASYOMLAR KANUNİ DEVRİNDE BAŞLADI.
Ülkemizde ilk kapitülasyon Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman zamanında verilmiştir. Bu ilk anlaşma Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Makbul İbrahim Paşayla Fransız Kralı 1.Fransua’nın elçisi jan Dö Lo Forest arasında 1536 yılı şubat ayında yapılmıştır. Barış,Dostluk ve Ticaret adlı bu antlaşmanın önemi
Daha sonraki yıllarda başka devletlere verilerek ayrıcalıklara başlangıç olmasındadır.
Bu ilk anlaşma 16 bölümdü. Fransızlara birçok haklar tanınıyordu. Gerek Fransızlara gerekse İngiliz ve Hollandalılara
tanınan ve Türk vatanının sömürülmesi amacını güden kapitülasyonlara daha sonraki yıllarda yenileri eklendi. kapitülasyonlar 24 Temmuz 1923 günü imzalanan Lozan Anlaşmasıyla kaldırıldı.
---------------------
ÖZLÜ SÖZ
Namus durmadan övülür, ama açlıktan ölür,
İSKOÇ ATASÖZÜ