Prof Dr. Osman İnci’nin  Bu yazısı Cumhuriyet  Gazetesin’de çıkmıştı.Okudum ve çok vurucu etkileyici vebilimsel  buldum. Bilindiği gibi Sayın İnci Trakya üniversitesinde Uzun yıllar çalışmış, iki dönem de Rektörlük yapmış , Şu anda çalışmalarını özel bir hastane de sürdürmektedir. Bu arada Karaağaç semtinde “Osman İnci Müzesi’ni kurmuştur. Yazısı tüm bölgenin sorunlarılarına değinen ve okunması gereke bir yazı.. Yani Ünvanlarının yanında “Yazısını benim köşemde yayımlaya bilir miyim? Diye sorduğumda: “Memnun olurum” yanıtı da beni mutlu etti. Başarılarının sürekli olmasını diliyorum…

İşte o mutlaka okunası yazısı:

ÜLKEMDE ÇED MANZARALARI 

Ülkemizde ormanlar, tarım arazileri, akarsular, yeraltı suları, sahiller, sulak alanlar, arkeolojik alanlar ve SİT alanları korunamıyor. Özellikle maden, sanayi, enerji, turizm, konut, kimya, petrokimya, ulaşım ve inşaat vb. sektörler doğal ve kültürel bir zenginliklerimize acımasızca saldırıyor.

Ormanlarımız ciddi tehdit altında. Madenciler ormanlarımızı, tarım topraklarımızı, doğal varlıklarımızı talan ediyor. TEMA, Kaz dağları yöresinin yüzde 79 kadarının maden ruhsatlı olduğunu açıkladı. Doğu Karadeniz dağlarında “yeşil yol” projesi imar yolu, mera yolu, milli parklar ve tabiat varlıklarının, orman izinleri açısından hukuksal sorunlu olduğu açıklandı. İkizdere’deki ağaç katliamı ortada. Saros Sazlıdere FSRU Liman Projesi, ÇED olumlu raporu ikinci kez durdurma kararına karşın devam etmekte.

Derelerimize yapılan HES’ler ekosistemi altüst etti, doğal yaşamı bozdu. Ormanlar, topraklar, sahiller, dereler şirketlerin yağma planına feda edilemez. Yaşadığımız orman yangınları ve sel felaketi küresel faktörler kadar ülkemizdeki plansızlığın, öngörüsüzlüğün sonucudur. Doğayı korumak için köylülerimiz, halkımız dağlarda çoban ateşi yakar gibi örgütlendi, vatanını koruyor.

YASALARI ARKADAN DOLAŞIYORLAR

Buna örnek Trakya ve Kırklareli savunmasıdır. Istrancalar, Kırklareli sınırları içinde olup Karadeniz ve Ege Denizi’ne dökülen dere ve nehirlerin doğduğu, Trakya hatta İstanbul’un akciğerleridir. Istranca ormanlarını, akarsuları, yeraltı sularını korumak amacıyla köylüler, muhtarlar, gönüllü çevre örgütleri, çevre vakıfları, Kırklareli Kent Konseyi, Trakya Platformu çok yoğun çaba göstermekte. İdare mahkemesi ve Danıştay kararlarına karşın Istrancalar’a saldırılmakta. Özellikle madencilerden ve taş ocağı işletmecilerinden korumak için bilinçli kadrolar etkin ve yasal savunma yapmaktalar.

Madenciler yasa ve yönetmelikleri arkadan dolaşmada becerikliler. ÇED gerekli değildir kararı için alanı önce az gösteriyorlar, sonra patlatma tekniği, kapasite artışı başvurusu, zenginleştirme tesisi projesi de eklenerek 4 aşamada yasa ve yönetmelikleri arkadan dolaşmaktalar. Istrancalar’da kapasite artışı amaçlı ağaç katliamı başlatıldı. Kalker ve dolomit ocağı kapasite artışı için yaklaşık 1 milyon 600 bin ağaç katledilmesi öngörülmekte. Sonuçta ÇED gerekmezle başlayıp ÇED kapsamına gelmekteler. Bakanlık bu arkadan dolanma ile ilgili başvurulara ise yanıt vermemekte.

ÇED RAPORLARI KOPYALA-YAPIŞTIR

ÇED olumlu raporları ise birçok yönüyle hukuk ve etik dışılıklar içermekte. ÇED yeterlilik belgesine sahip firmalar tarafından hazırlanan ÇED raporlarından bazıları bilim ve etik dışılıklarla dolu. Bazıları ancak kopyala-yapıştır, kabul edilemez çalıntı (aşırma, intihal) ile dolu.

Örneğin kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi Kırklareli Vize ilçesi Sergen köyünde. Dosyada ise “...Atikhisar Barajı ‘uzun mesafeli koruma alanı’ kapsamında...” yazılı. Atikhisar Barajı Çanakkale’de. Kapaklı köyü kalker ve dolomit ocağı kapasite artışı dosyasında “...Tesis alanının 13.6 km doğusunda Büyükçekmece Gölü bulunmakta...”, Koruköy kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi dosyasında “...Proje alanının... 15 km doğusunda Sarımsaklı Barajı, Kızılırmak üzerinden Kayseri’nin 25 km kuzeybatısında 43 km kuş uçumu mesafede Yamula Barajı bulunmaktadır”, Türkiye Kömür İşletmeleri Vize Topçular köyü linyit işletmesi dosyasında “...‘Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’ hükümleri gereği Manisa Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü...gerekli izinler alınacaktır”, Evrencik rüzgâr enerjisinden elektrik üretimi dosyasında “...Alanın en güzel öğesi... Ege Denizi’nin görülmesidir...” yazılı. Evrencik ile Ege Denizi arası en az 200 km olup arada birçok dağ bulunmaktadır.

HALKIMIZ YURDUNA SAHİP ÇIKIYOR

Karadere köyü MTA demir aramaları projesi koordinatları 64 dekar Bulgaristan’a geçmiş, kil ocağı proje alanı Vize, koordinatlar Kastamonu, kalker ve dolomit kapasite artırma PASA döküm alanı Sinop, ÇED alanı Bulgaristan Sozopol. Kırklareli II. SİT alanı Dupnisa mağara sistemi üzerine mermer ocağı ruhsatı verilmesi, bakanlığın kendi web sayfasındaki Dupnisa proje bilgilerinden habersiz olduğunu göstermekte.

Bakanlığın kendi hazırlattığı ÇED raporlarını okumadığı, yalnızca dosyada bulunması gereken evraklara baktığı bilinmektedir. Istrancaları korumak amacıyla çalışan kuruluş ve gönüllüler bu dosyaları tüm yönleri ile incelemekte ve gerekli başvuruları yapmaktalar. Halkımız, topraklarına, su ve ormanlarına sonuç olarak yurduna sahip çıkmakta. Üzerinde egemen olarak yaşadığı, kültür ve uygarlığını oluşturduğu bu topraklardan, başka gidecek yeri olmadığını biliyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.