Ülkede estirilen veya hissettirilen hava bu şu anda.
Bilhassa ana muhalefet Partisi CHP bırakın seçim havasına girmeyi,seçim zaferi sonrasında neleri yapabileceğini dahi söyleyebiliyor.
İktidara geldiğimizde şunu yaparım bunu yaparım gibi tehditvari konuşmalar ile yabancı yatırımcılara bile tehditler savurabiliyor.
Demek ki kendine ve partisine güveni tam.
Aslında siyasette doğru olan da bu değil mi?
"Yağmasan da gürle" demişler.
Geçenlerde CHP li gençlere hitap ettiği konuşma da şu ifadeleri kullanmıştı;
"Bunların gideceğini çok iyi biliyoruz.Az kaldı.Gidecekler.Az kaldı göndereceğim."
"Güvenerek ve emin olarak işe başlamak başarmanın yarısıdır" sözü ile
Hayırlısı olsun diyelim ve Atatürk'ün kurduğu,Cumhuriyet ile yaşıt olan bu siyasi Partimizin çok partili hayata geçtikten sonra elde edemediği tek başına ülkeyi yönetme görevini üstlenmesi birçok CHP li kişinin de arzusu ve özlemidir aslında.
Bir asra yakın geçmişi olan bir parti nasıl oluyor da bir türlü kendini Türk toplumuna kabul ettiremiyor ben anlamıyorum doğrusu.
Benim çocukluk ve gençlik yıllarımdaki "İnönü insanları aç bıraktı,ekmeği gazyağını bile vesika ile alıyorduk,camilerimizi ibadethanelerimizi hayvan ahırı yaptılar hatta yıktılar" diyen insanların yaptığı muhalefette yok artık.
Ama buna rağmen şu anda CHP nin İktidar olabilmesi ittifak Partileri İyi Parti ve HDP nin tutumuna bağlı.
Son Yerel seçimler bunun bir kanıtı zaten.
Suriye'ye Asker Gönderme teskeresi oylamasında HDP ile birlikte Hayır oyu vermiş ve İYİ Partinin evet oyu vermesi sonrasında Kılıçdaroğlunun; "Bu teskereye evet oyu verenler vatan hainidir" şeklinde açıklama yapması ipleri germişti.
Toplumun bu konulardaki hassasiyetini hesaba katmak gerekir.
Onun için CHP, HDP ile daha yakın ilişki tesis etmeye başlamış ve aralarında, kamuoyundan gizli tutmaya özen gösterdiği söylenen bir ortaklığın varlığı ile ilgili açıklamalardan özenle kaçınmıştı.
CHP Genel Merkezi ve Genel Başkanının bu kadar emin ifadeleri dile getirmesine karşın Yerel deki Parti çalışmalarının da ne durumda olduğuna değinmek gerekir sanırım.
Üzülerek söylemeliyim ki;CHP Yerelde sürekli yapması gereken çalışmaları henüz başlatmadı bile bana göre.
Darmadağın bir durum söz konusu şu an için.
Bu güne kadar bu partiye hizmet etmiş,Başkanlığından sade üyeliğine kadar partiyi temsil etmiş yüzlerce partilinin mevcut Başkan ve Yönetim ile dargın kırgın durumda olduğu apaçık ortada.
Bir araya gelme ve onlarıda aralarına alarak güçlenme gayreti gösterme gibi bir durumda mevcut değil.
Belediye Başkanının partiye kazandırdığı ve şu anda yanından ayrılmayan ve birçoğuda Belediye de görev yapmakta olan CHP üyelerinin dışında partinin varlığını göstermeye gayret gösterenler yok denecek kadr az.
Hatta bunların Başkan ve Yönetim Kurulunun oluşumunu sağlayan üyeler olduğu da herkes biliyor.
Rahatsızlığı nedeniyle evinde istirahat eden,geçmiş olsun ve acil şifa dileklerimi sunduğum Başkan Fevzi kardeşimin hemen her hafta Basını Partiye çağırarak yaptığı basın açıklamalarından başka bir etkinlik ve faaliyet görülmüyor ne yazık ki.
Veya ben bilmiyorum.
Halkın arasına karışmak,kahveleri,İş yerlerini gezerek Halk ile haspihal edip siyasi çalışmalar yapmak maalasef başlamadı henüz.
İlçelere,köylere gidip çiftçinin köylünün dertleri ile ilgilenme eylemi sadece Milletvekili Okan Gaytancıoğlu tarafından yapılıyor.
Oda planlı Programlı değil tabiiki.
Gaytancıoğlu nerede sancılı bir durum varsa oraya gidip vatandaşın sorunlarını basın ile paylaşıyor ve Meclisede Önerge vererek çözüm yollarını arıyor.
Bir muhalefet Milletvekilinin yapması gerekenleri yapıyor bana göre.
Ha..Haksızlık etmeyeyim Başkan Pekcanlı'da zaman zaman ilçelerdeki ve köylerdeki Partililerinin düğünlerine Belediye Başkanı ve ekibi ile gidip adet yapıyorlar,kahve sohbeti gerçekleştirdikten sonra düğünde halay çekerek dönüyorlar.
Bunlar Parti çalışması ise işler tıkırında gidiyor demektir.
Ama Kılıçdaroğlunun kararlılığına uygun ve yeterlimidir onu Parti yetkilileri bilir tabiiki.
DİĞER PARTİLER İLE DEVAM EDECEĞİZ...
