Yönetimde söz sahibi olanlar Cumhuriyetimizin en önemli kazanımı olan halka büyük istihdam yaratan kurumları, kamu fabrikalarını satmakla bitiremiyorlar.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana halkın alın teri ile yapılan binlerce kişinin çalışarak ekmek parası kazandığı kamu kurumları bugün haraç mezat satılıyor. Satılıp bir iş alanı açılsa amenna.
Maalesef öyle olmuyor, bu fabrikaların ya arsalarında çok katlı binalar ve rezidanslar yükseliyor, ya da halkın tüm varlığını sömüren, küçük esnafları yok eden AVM’ler bu devlet fabrikalarının yerini alıyor.
Peki; buradan elde edilen paralar halkın sorunlarını çözmek yaşamını kolaylaştırmak için kullanılıyor mu derseniz öyle olmadığını, Devletin resmi istatistikleri ortaya koyuyor.
Devlet kurumlarının satışından elde edilen paralarla ancak başka ülkelerden alınan kredilerin faizleri ödeniyor, belki de onların karşılanmasına da yetmiyor.
Kısaca halkımızın, emeği nafakasından kesilen paralarla yaptırılan devlet kurumları önce itibarsızlaşıyor. Bu kurumlara yatırım yapılmıyor, teknolojik yenilikten mahrum bırakılıyor, siyasilerin arpalığı haline getirilip sürekli zarar ediyor.
Atıl duruma gelen bu kurumlar daha sonra” zarar ediyor bunu satmaktan başka çare yok” denilerek yok fiyatına satılıyor.
Ülkemizde bunun sayısız örnekleri var. En çarpıcı olanı Telekom gibi çok kar eden bir kurum kaşla göz arasında satıldı.
Et Balık Kurumu, fakir fukaranın kesesine uygun fiyatla ürün aldığı bu kurum yine elden çıkarıldı. Şimdi akılları başına gelmiş yeniden kurulması isteniyor. Bunun gibi özelleştirme adı altında elden çıkarılan devlet kurumu sayısını sıralasak yüzlerce sayıya ulaşır.
***************************************
14 ŞEKER FABRİKASI SATIŞTA
Bölgemizdeki Alpullu Şeker Fabrikasının da aralarında olan 14 şeker fabrikası satışa çıkarılıyor.
Bu fabrikaların çevresinde geniş arazisi var. Oraları değerlendirildiğinde satış fiyatını kat kat aşar. Bunlar dikkate alınmıyor. Tekel fabrikaları satıldığında da elde stok ürünler dikkate alınmadan satışa sunulmuş, devlet malı heba edilmişti.
Şeker fabrikaları halka çok yönlü yararı olan kamu kurumlarıdır. Bu fabrikanın kullanacağı pancar bölgemiz topraklarında yetişiyor. Fabrikalar satıldığında satın alan kuruma “sen halkın pancarını alacaksın” diye zorlama yapılamaz.
Üstelik bu fabrikaları satanlar yıkıp yerine konut alanı yapmayacağını kim garanti edebilir? Daha önceleri satılan kaç kuruluş aynı hizmeti sundu.
Şeker fabrikası satılan çiftçiler pancar ekemeyecek üreticiler için önemli bir gelir kaynağı olan pancar şeker fabrikalarına satıldığında oradan hayvancılıkta önemli bir besin kaynağı olan, girdileri azaltan küspesinden de yararlanamayacak. Fabrikalar üreticilere ucuz küspe veriyordu. Bundan da yoksun kalacaklar.
EN TEHLİKESİLİ NİŞASTA BAZLI ŞEKER
Tüm bu şeker fabrikalarının haraç mezat satışının altında “ Cargill” gibi önemli Amerikan firmasının çıkarları var.
Şeker fabrikaları satıldığında nişasta bazlı mısırdan üretilen şekerin pazarı artacak. İnsanlar için birçok hastalığı sebep olduğu bilinen bu katkı maddesi Avrupa ülkelerinde kullanılmıyor, Amerika’da ise kotası %2’ye düşürüldü. Bizde ise kullanım alanı her geçen gün artıyor. İllegal yoldan kullananlar bu oranın dışında. Böylece resmen insan sağlığı ile oynanıyor.
Atatürk’ün ülkemize kazandırdığı ilk Şeker fabrikalarından biri olan Alpullu’nun tekrar çalışır hale getirilmesi için üreticilere pancar ekme seferberliği başlatıldı.
Çiftçilerimiz pancar ekmeye özendirildi. Böylece fabrika çalışır kapasiteye ulaştı. Tam bu sırada bakıyoruz Alpulu Şeker Fabrikası satılıyor. Maşallah bu işe soyunanlar devlet kuruluşlarını yük etmeyi kafalarına takmışlar, sat sat bitiremiyorlar.
