Bugün yeni yılın ilk köşe yazısı olarak siyaset yazmayı istedim.
Hatta aralıklı olarak bir kaç gün.
Şu günlerde muhalefetin sürekli olarak gündeme getirdiği erken seçim olasılığı ne kadar gerçeğe dönüşür bilemem ama 2023 e de çok fazla bir süreç yok.
Siyasi Partilerin şu andaki durumları,yeni yeni kurulan partilerin kurdukları hayallere ulaşma şansları gibi konuları dile getirmeye çalışacağım.
Sizlerden gelen isteklerdeki konu seçimlerinde de Siyasi yazılar zaten 1.sırayı alıyor.
Tüm Siyasi Partilerin Edirne'deki durumlarını,çalışmalarını,yanlış ve doğrularını dile getirerek kendilerine yardımcı da olmaya çalışacağız.
Önce Ak Partiden başlayarak Edirne siyasetinin gidişatını aktörlerinin rollerini ne kadar doğru veya eksik yaptıklarını dile getirerek seçimlerde başarılı olmak için neler yapmaları gerektiğini,başarılı olamamanın nedenlerini kamu oyu bilgilerine kendi görüş ve düşüncelerimi de katarak yorumlamaya çalışacağım.
Son seçimlerden sonra iki büyük Parti de ikişer doğum yaparak dört yeni parti ortaya çıktı
Her ne kara Muharrem İnce henüz Partisi ile ilgili bir başvuru veya açıklama yapmasada Memleket Meselesi çalışmaları bu istikamete doğru ilerliyor şu anda.
Ak Partiden istifa ederek Deva Partisini kuran Ali Babacan ve Gelecek Partisini kuran Ahmet Davutoğlu ile CHP tabanına güvenerek yarışa giren Mustafa Sarıgül ve Muharrem İncenin kuracağı partilerin olası bir seçimde na yapabilecekleri azçok tahmin edilebiliyor.
Tanınan bilinen ve ne kadar başarılı olabilecekleri tahmin edilebilen bu Liderlerin Partilerinin normal şartlarda pek şansları yok bana göre.
2001 yılında kurulup 2002 yılında % 34 oyla tek başına İktidar olan ve bu başarıyı oylarını arttırarak üç seçimde de yineleyen Ak Partiye benzer tarafları yok denecek kadar az.
Sadece Ak Partide bir yerlere gelmiş,Genel Başkanları Recep Tayyip Erdoğanın insiyatifi doğrultusunda ileriye çıkıp geride kalmış kişiler olduğu için henüz liderlik meziyetleri yönünden de eksiklikleri hissedilebilecek kişiler olarak görülüyor.
Daha önce yazmış olduğum bir yazımda da belittiğim gibi bu partilerin liderleri olası bir seçimde Millet İtifakı içinde yer alacakları için kendileri ve bazı adayları listelere girebilir ve Milletvekili seçilebilir
Kazançları bundan daha ileri gitmez benim görüşüme göre.
Zaten onlarında şu anki beklentileri bu.
Ayni durum CHP tabanına güvenerek bu arenaya çıkan partiler içinde geçerli demek istiyorum ama malesef durum farklı bu cenahta.
Mustafa Sarıgün DSP ile flörtü nedeniyle CHP tabanı tarafından yabancı görülüyor artık.Bir gruba dahil olmak isterlerse ancan Cumhur İttifakının yanında olabilirler.Tabiiki Ak Parti buna okey derse.
Muharrem İncenin böyle bir teklifi dahi olmaz hatta olamaz.
CHP nin liderliğini yaptığı ittifaka katılacaksan niye partinden ayrılarak Parti kurdun derler adama.
Çok istemek ve kazanmayı arzulamak elbette güzel ama bunu yakalamanın yollarını iyi takip etmek gerekir.
Daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi başarılı olmanın ilk şartı kusursuz bir yönetime sahip olmaktır.
İl ve İlçe yöneticileri halkın içinde olan ve halkın her türlü sorun ve derdi ile ilgilenen,dürüst,kişilikli,sağlam karakterli,Partiyi kendi menfaatinden daha çok seven,partisi için yapamayacağı fedakarlık bulunmayan ,toplumun değer verdiği ve saygı duyduğu kişiler olmalıdır.
Bu özelliklere sahip kişilerden oluşan Yönetim Kurulları iyi seçilmiş bir aday ile herşeyi değiştirir.
Siyasette oy en önemli faktör.
Ama insanların gönlüne girmek o kadar kolay değil.
İnsanların dertleri ile ilgilenmek siyasette çok önemli.
Halledemeyeceğin konulara değil, yapacağın işlere söz verilmeli.
Hepsinden önemlisi de burnu kaf dağında olmamalı ve küçük dağları ben yarattım edasıyla tavır sergilememeli...
DEVAM EDECEĞİZ..
