Siyaset genel anlamıyla tüm dünyada toplumun yarınına,  halkın sorunlarını çözmeyi amaçlayan bir görevdir. Bu görevi üstlenenler kendi çıkarlarının ötesinde toplumun çıkarını, yararını  ön planda tutarlar.

      İşin esasının bu olmasına karşın bakıyoruz siyasete soyunanlar veya  siyasileri arkasına alanlar  bunu kendilerine çıkar amaçlı kullanma çabasındalar.

      Eline bir siyasi partinin üyelik ve delegelik belgesini alan bir kişi , toplumda ayrıcalık bekliyor.

        Gittiği yörelerde bu sağlanmadığı takdirde elindeki belgeyi gösterip tehdit edercesine ” bak ben şu partinin üyesi ve delegesiyim veya şu siyasetçinin akrabası veya adamıyım ona göre hareket et” dercesine toplumda baskı yaratıp ayrıcalık talep ediyor. Buna günlük yaşamımızda tanık oluyoruz.

     Çeşitli kurumlara iş başvurusu yapanlar için genellikle siyasilerin onayı olması halinde o kişinin o işe girmeye hakkı olmasa da girmesini sağlıyor.

        Ülkemizde işe göre adam yerine adama göre iş uygulaması geçerliliğini sürdürüyor. Arkasını siyasilere dayayanlardan sağlıklı ve verimli iş bekleyemezsiniz. Bu kişilere işlerinde görülen aksaklıklarda bir uyarı yapıldığında hemen dayanağı olan siyasi kişileri öne sürerler.

     Ülkemizde bazı meslek dallarında istikrar olmamasının verimli çalışma yapılmamasının önemli sebeplerinden biri budur.

    Kurum ve kuruluşlarımızı bir kontrol edelim birçoğunun işe girme imkânları sağlanmasının arkasında siyasi kadroların olduğunu görürüz. Böyle bir torpili olmayanlar nereye başvursalar elleri boş döner. İlgili kurumlarda başvuru dilekçelerinin sırasını bekler fakat bir  sıraları türlü gelmez.

    Ülkemizde siyasi ve imtiyazlı kişilerin torpili olduğu ve adama göre iş kuralının uygulandığı süre o kurum ve kuruluşlarımızdan verim ve uyumlu çalışma beklemek hayal olur.

                          BU OLMAMALI

            ETSO ve Edirne Belediyesinin de katkılarıyla köylü üretici kadınlarımıza ürünlerini satmak için pazar günleri Cumartesi Pazarı kapalı alanında  üretici pazarı  kuruldu.

       Emek Pazarı köylü kadınlarımız için bulunmaz bir fırsattı. Kadınlar burada mallarını pazarlayıp evlerine gelir sağladıkları gibi kendilerini sosyal yönden geliştirmeleri toplumla ilişki kurmaları açısından da yararlı bir uğraşı oldu.

    Edirne’de Üretici Pazarı kurulduğundan bu yana halktan büyük ilgi gördü. Pazar alanı gittikçe genişledi.

 Edirneliler pazar günü geldiğinde kahvaltılarını bu pazarda yapar duruma geldi.

     Geçen hafta yönetimin aldığı kararla üretici kadınların Edirne’nin kurtuluş günü olan 25 Kasım’da törende geçmeleri talep edilmiş.

    Bu aslında doğru ve yerinde bir karardı.  Böylece üretici bayanlar Edirne’nin kurtuluş gününe katılıp bayrama  ayrı bir renk katacak ve kadınların  gücü olmaları  sağlanacaktı.

      Bu konvoya bazı kadınların katılmaması, törene katılanlar arasında tepki ile karşılanmış. Bu kararlarında mazereti olmadan katılmayan varsa bu yakınmalarında tamamen haklılar.

    Sizlere bu kadar imkân sağlanıyor. Kurtuluş bayramında tören alanından geçmeniz talep ediliyor. Arkadaşlarınız törene katıldığı halde sizler neden katılmadınız?

   Bu konuda yapılanlar doğru değil.  Bu iş sonunda törene katılmayanlara ceza aşamasına gelmiş. Kurtuluş törenine katılmayan bayanların bir süre pazara katılmaması teklif edilmiş.

    Bu ne kadar doğru olur bilemem. Yalnız, pazarda tezgâh açan bayanların birlik ve beraberlik içinde olmaları gerekir. Bayramda olduğu gibi bazıları yan çizerse” benim işim gücüm var pazara hazırlanıyorum” gibi gerekçeler öne sürerse işte bu olmaz.

    Üretici kadınlarımız kendilerine sağlanan imkânların kıymetini bilmeli bunun kendilerine tanınan bir imtiyaz olduğunu kabul edip ona göre sorumlu hareket etmeli.  

********************************************************************************

                          BENİ KAZIKLAYACAKTI KERATA

                     Oğlu Kayserili babasından para ister.

      “ baba bana 500 lira verir misin?”

  •  Baba
  •  “400 lira mı?”
  •  -“ naapçen  len  300 lirayı?”
  •  200 lira neyine yetmiyor. Al sana 100 lira yeter” der ve çıkarıp 50 lira verir,
  •  Oğlu pişkin pişkin güler.
  • -“ Bana zaten 50 lira lazımdı” der
  •  Kayserili baba yanıtlar.
  • -“ Bak kerataya sahte para vermesem beni kazıklayacaktı”
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.