Ben öyle biliyorum veya zannediyorum.

Siyasetin gündem teşkil ettiği süreçlerde bu tür yazıları sıkça yazarım.

Bir anlamda siyasilere hatırlatma anlamı da taşır tabii ki.

Akıl vermek değil elbette ve haddime de değil zaten.

Bu yaşa gelmiş ve kendisi olmasa bile birçok siyasetçi ile dost ve arkadaş olmuş biri olarak tespitim bu.

Yarım yangalak siyasetin içine girdik tabii ki ama o bana hiçbir şey öğretmedi desem doğru söylemiş olurum.

Sukut-u Hayale uğradığım çok olmuştur o kısacık süreçte.

Umduğum veya hayal ettiğim gibi değil siyaset.

Esasında öğretmen oluşum bile siyaset ile ilgili birçok şeyi bildiğimi gösterir aslında.

Biz öğretmenler aktif siyasete fazla yaklaşmayız ama dışarıdan ve söylem olarak hep içinde oluruz.

Birçok kez yazdığım gibi gençlik yıllarımızda üç beş arkadaş bir araya geldik mi birkaç hükümet devirir birkaç tane de kurardık.

Siyasette oy en önemli faktördür.

Oya yansımamış siyaset zaten amacına ulaşmış sayılmaz.

Siyasetten beklediğinizi ancak elde ettiğiniz oylar sayesinde elde edebilirsiniz çünkü.

Onun içindir ki; siyasetçi gönül almasını da gönül vermesini de çok iyi bilmelidir.

İnsanla haşır neşir olmak ve onun gönlünü alıp sonrasında oyunu almak çok kolay bir iş değil elbette.

İnsanların gönlüne girmesini biliyorsanız çok zor da değil.

Ama insanların gönlüne girmek o kadar önemli ki.

Hastasına, ustasına,öğrencisine,askerine,düğününe,cenazesine dört gözle sizi bekler insanlar.

Bırakın siyasi beklentiyi dostlukta ve insanlıkta bu değil mi zaten.

Sen insanların hastane köşelerinde sağlık problemleri ile uğraşıp yaşam savaşı vermeye çalışırken hatırlamayacaksın,yanında olmayacaksın, bir telefon dahi etme gereğini duymayacaksın,yakınının cenazesine veya düğününe gidip onun yanında olduğunu göstermeyeceksin ve seçim dönemi geldiğinde onun kapısına gidip oy isteyeceksin.

Yok öyle bir dünya.

Benim kötü günümde ve iyi günümde yanımda olmayan insan veya siyasinin başarılı olması veya siyasi beklentisine ulaşması zordur.

Aslında bunlar yumurta kapıya geldiğinde değil,hayatın tümünde dikkat etmemiz gereken beşeri ilişkilerdir.

Zaten bunları yapmış iseniz siyasi isteğinize gerek bile kalmadan beklentiniz yerine gelir.

Çünkü insanoğlu böyle güzel hasletler ile donatılarak dünyaya gelmiştir.

Sen bunların hiçbirini yapmayacaksın,ne suya ne sabuna dokunmadan yaşamını kendi doğrularınla sürdürmüş bir kişi olarak siyasete atılıp ikbal bekleyeceksin.

Yok öyle bir şey.

İşte gönül alma işi bunları yapmaktır ve bunu yapabilen insan siyasette başarılı olur.

Siyaset her zaman para değildir çünkü.

Sen bu insana milyarlar versen onun o anki maneviyatını düzeltmeye yetmez.

Onun gönlünü almaya yeterli olmaz.

İşte bunu yapanlar siyasette başarılı oluyorlar zaten.

İstanbul Milletvekili Harun Karaca'nın bu konu ile ilgili sözlerini çok beğendiğim için tüm partilere örnek olması bakımından yazarak yazımı tamamlamak istiyorum.

“Giremediğiniz yer sizin değildir. Herkes üstüne düşeni yapacak. Selam vermeye korkuyoruz. Adam size niye oy versin? Selam vermiyorsunuz, evine, köyüne gitmiyorsunuz. İrtibat bürosunun ya da ilçe binasının açılışına gittiğimizde bize doğru düzgün ziyarete bile gelmiyorlar diyorlar. 280 tane kapıya gitseniz Edirne'yi kazanırsınız. Asıl olan iletişimdir. Her konuda konuşuruz biz. Öyle bir suratla gidiyoruz ki karşımızdaki insan gördüğü anda yolunu değiştiriyor. Onun için bizim özellikle samimi olmamız lazım”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.