Politika ile ayni saflarda yer alsa da farklı bir kavramdır Siyaset.
Siyaset;Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış,Politika ise Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü ve Davranış biçimi ile düşünce yapısı olarak anılır sözlükte.
Kimilerine göre entrikalarla beslenen bencillik ve egoistlik güdüsüdür.
Siyasette çıkar düşüncesi hep önde gelir aslında.
Vatan Millet için mücadele etmeyi görev sayıp; "amacımız,ülkümüz ve gayemiz ülkemiz içindir" dense de her zaman kendi çıkarlarımız ön plana çıkmıştır siyasette.
Siyaset ve Politikanın hep içinde olmuş,kendisi için değil birilerini yüceltmek için caba harcamış,Devlet Memuru olması nedeniyle bedeller ödemiş bir çok öğretmen gibi gençlik yıllarında emek harcamış biri olarak bu iki kavramı çok iyi bilenlerdenim.
Öğretmen toplumunun büyük bölümü her zaman böyle davranmıştır aslında.
Siyaset ile yasal olarak uğraşması mümkün olmamasına rağmen hep içindedirler Öğretmenler.
Bu özelliğimizi bilen ve siyasete soyunan her adayın arkasında mutlaka öğretmenler vardır.
Mütevazi insanlarız da aslında.
İnceleyin bakın göreceksiniz ne kadar az Milletvekili olmuş Öğretmen göreceksiniz.
Bazı genç siyasilerin benim gibiler inin siyasi yazılarında kusur ve yanlışlıklar aramasına ve hatalı yorumlar yapmasına zaman zaman tanıklık ettiğim için yazıma bu girişle başladım.
Öğretmen her konuda olduğu gibi siyasette de herkese yardım etmeyi hiçbir hesap kitap yapmadan görev kabul eder ve bu uğurda var gücü ile çalışır.
Tıpkı çiftçinin,işçinin ve emekçinin yanında olduğu gibi.
Ben 29 yıllık öğretmenlik yaşamımda bir dönem en fazla takdirname almış bir öğretmen ve yönetici olmama rağmen pek çok ta ceza almış biriydim.
Hepsi de toplumdaki diğer demokratik kitle örgütlerinin eylemlerine katılmak tandı.
60 lı ve yetmişli yıllarda işçinin,çiftçinin haklarını alması için eylemler yapmamıza ve sonrasında cezalar almamıza rağmen,hiçbir işçi ve çiftçi kuruluşu çıkıp ta; "öğretmenlerin sendikal haklarını özgürlüklerini vermezseniz fabrikaların şalterlerini indiriyoruz" demedi.
Hiçbir çiftçi kuruluşu bizim için bir eyleme kalkışmadı.
Daha önce de birkaç kez yazdım ama yine hatırlatayım,
1969 yılı Büyük Eğitim Yürüyüşü için Ankara Tandoğan da rahmetli TÖS Başkanımız Fakir Baykurt'un nezaretinde toplandığımızda,o büyük eğitimci liderin ilk sözleri yine öğretmenlerle ilgili değil,çiftçilerimiz ile ilgiliydi.
Kürsüye çıktığında yüz binlerce Öğretmen ve demokratik kitle örgütleri mensuplarına hitap ederken sözlerine şöyle başladı; "Değerli arkadaşlarım Samsun'un Alaçam kazasında meydana gelen sel felaketinde zarar gören tütün ekicilerimize geçmiş olsun diyerek sözlerime başlamak istiyorum".
İşte öğretmen bu.
Onun için gençlere ve siyasetin yeni yetmelerine bir tavsiyem olacak.
Okuduğunuz siyasi bir Makale Öğretmen tarafından kaleme alınmışsa hiç tereddüt etmeden yararlanmaya bakın.
Tenkit edin,eleştirin ama "sen ne anlarsın siyasetten" söylemini sakın kullanmayın.
Çünkü Öğretmenler için birçok söz söylemiş olan Ulu Önder Atatürk'ün bir sözü de şudur; "Eserinin üzerinde imzası olmayan yegane sanatkar öğretmendir."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.