Hafta başında başladığımız bu yazı serisine Ülkeyi yöneten Ak Parti ile başladık ve geçmişten günümüze bu konudaki düşünce ve görüşlerimizi daha önceki tespitlerimiz ile harmanlayarak sizlere sunmayı arzuladık.

Daha sonra da Edirne'yi Belediye olarak yönetme başarısını elinden bırakmayan ama Ülke yönetimini eline bir türlü geçiremeyen CHP ve diğer Siyasi Partilerimiz ile ilgili görüş düşünce ve tespitlerimizi sizlerin görüş ve düşünceleri ile birleştirdikten sonra paylaşarak hislerinize tercüman olmaya çalışacağız.

Ak Partinin geçmişte yaptığı ve bizce yanlış görülen davranış ve çalışma şekillerinin Edirne'ye yansımalarını kaleme alarak sizleri bilgilendirmek amacına ulaşmaya çalışacağız.

Tabiiki bu güne geldiğimizde Edirne'ye uygun,Edirneli tarafından kabul gören,beğenilen hatta beklenen Çağdaş,modern,saygılı bir Bayan Öğretmen Emeklisinin İl Başkanı olarak uygun görülmesinin bu güne kadar akla gelmiş en yerinde bir karar oluşunu ve bir yıllık süreçteki başarılı çalışmalarını sizlerle elbette paylaşacağım.

Daha önceki tespitlerimde kaleme aldığım önemli hususları bir kez daha sizler ile paylaşarak Ak Partinin Edirne'deki başarısızlığının nedenlerini tespitlerimin ışığında anlatmak isterim.

Siyasette devamlılık esastır.

Seçim yaklaştığında harekete geçerek 4 yıl yatıp son yılda ortaya konan çalışma ile başarı elde edilemez.

Ak Parti Edirne'de bunu uygulamadı bir kere.

Aslında bütün partilerde bu zafiyet var.

"Çalmadığınız kapı kalmayacak çünkü girmediğiniz yer sizin değildir" derken, yumurta kapıya geldiği zaman değil, her zaman vatandaşın evine, çalıştığı iş yerine, oturduğu kahvesine ve ikamet ettiği köyüne sürekli gitmediğiniz sürece bu iş olmaz.

Vatandaşın bir derdini anlatmak veya bir sorununun çözümü için geldiği İl Teşkilatında “iş için geldinizse lütfen İşçi Bulma Kurumuna gidiniz” deyip vatandaş ile görüşme dahi yapmadığınız sürece bu iş olmaz.

Mutlaka İl Başkanına anlatması gereken bir konuda kendisini arayan vatandaşa; “derdini önce nöbetçi yöneticiye anlat o gerek görürse Başkan ile görüşmeni sağlar” dediğinizde o vatandaş kırılır, yıkılır, üzülür ve bir daha o binaya gelmez ve yine söylüyorum bu iş böyle de olmaz.

Daha önce de birkaç kez yazdım ama yine yazayım;Devletin olan bir mesire yerini Devletin İmkânları ile pekâlâ en iyi bir şekilde restore edip onararak halkın hizmetine sunup siyasi bir kazanım elde etmek varken, burasını Belediyeye devredip siyaseten çok doğru olmayan bir davranışı hayata geçirmekle de bu iş olmaz.

Önceden yaptığınız planlamalar ile partinizin sempatizanlarını bir yerde toplayarak onlarla toplantılar yapmakla hiçbir kazanımınız olmaz. Aksine diğer partilerin taraftarları ile bir araya gelip parti politikalarını anlatmayı ve "bir kişi dahi kazansak kardır" mantığını uygulamaya koymadığınız takdirde de bu iş olmaz.

Genel Merkezin uygun gördüğü adayı beğenmeyip sırf Genel Merkeze karşı eylem yaparcasına oy vermemekle veya verdirmemekle bu iş hiç olmaz.

Bunlar geçmişte yaşanmış ve başarısızlığın nedeni olarak kabul görmüş tespitlerdir.

Ak Parti geçmişte yaşanmış olan rahat ve siyaseten huzurlu günlerde bu tür hatalar yaparak Türkiye genelindeki büyümesini maalesef Edirne'de hayata geçirememiştir.

CUMA GÜNÜ AK PARTİNİN BU GÜNKÜ DURUMUNU DEĞERLENDİRMEYE ÇALIŞACAĞIM.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.