Mahalli seçimler bitti parti yöneticileri “her şey bitti biz önümüze bakalım” anlayışı ile hareket etmemeli.
Edirne’de önümüzdeki dönemde iktidar ile muhalefet arasındaki siyasi mücadele daha da kızışacağa ayak oyunlarına sahne olacağa benziyor.
İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri bunun sinyalini verdi.
Seçimi kazanan ve kaybeden arasındaki akıl almaz mücadele, seçim iptalinde gerekçeli karar ve uygulanma yöntemi gelecek seçimler için alapm verir duruma geldi. Bu koşullarda özellikle muhalefet partileri kadrolarını bu engellemelere göre dizayn etmeli.
Muhalefet partilerinin İstanbul dışındaki kadroları bugünkü vurdumduymaz yapılarıyla seçimlerde başarılı çıkmaları çok zor.
İstanbul seçimlerimde gönüllü görev yapanlar ve CHP’nin bu konuda verdiği mücadele, Ekrem İmamoğlu’nun izlediği farklı politika tüm partililere örnek oluşturmalı.
CHP kadrolarının büyük bölümünde böyle bir programlı görev yapan kadrosu yok.Gelecek seçimlerde başarılı olmaları için eski klasik siyasi anlayışlarını hantal yapılarını değiştirmek zorundalar.
Onun ötesinde seçim dönemlerinde İstanbul seçiminde olduğu gibi bire bir mücadele tüm CHP örgütlerine benimsetilmeli.
-----------------------
EDİRNE’DE CHP BAŞARILI DEĞİL.
Edirne’de şu günlerde parti örgütleri İstanbul seçimine endeksli belediye ise bölgede yapılan kültürel etkinliklerle uğraşıyor.
Bu görevler tamamlandıktan sonra önümüzdeki aylarda gerek parti örgütü gerekse Belediye Başkanı mahalli seçimler konusunda ve eksikleri kapsayan bir dizi değerlendirme toplantısı yapmalı.
Son yıllarda yapılan seçimler dikkate alındığında bölgenin en güçlü partisi olarak bilinen CHP’nin başarısının her geçen seçimde azaldığını görüyoruz.
Son seçimde bu daha da belirgin duruma geldi. AKP ile aradaki makas daraldı. Daha önceki seçimlerde Sosyal demokrasinin kalesi olarak bilinen Edirne Çanakkale’nin yirmi puan gerisinde kaldı.
Bu gelecek seçimler için tehlike sinyalleri habercisi.
Edirne CHP örgütleri bu seçimde kendilerinin başarı kazandığını iddia etmemeli. Edirne’de verilen oylar partiye verilmiştir.
Bu kararlılığı, parti bağını gönüllü olmasa da birkaç mahalle gösterdi. Yeni yerleşim alanındaki vatandaşların parti bağları olmasa CHP’nin işi daha da zora girecekti.
Bakıyoruz Edirne’de 24 mahallenin 17 mahallesinde AK Parti oyları önde. Daha önce CHP’nin oylarının yüksek olduğu merkezdeki mahallelerde de CHP’nin oy kaybettiğine tanık olduk.
---------------------------------------
TÜRKİYE’DE SİYASET BAHAR HAVASI GİBİDİR
CHP Örgütü Kırkpınar sonrası bu konuyu geciktirmeden masaya yatırmalı. Genel Merkezin de denetiminde yapılacak toplantılarla bu başarısızlığın nedenleri enine boyuna tartışılmalı.
Parti örgütleri rehavet içinde olduğu görüntüsü veriyor. “nasıl olsa halk bize oy verir” anlayışı geçerliliğini yitiriyor. AK partinin bütünlük içinde olmadığı farklı gurupların, küskünlerin olduğu bir seçimde CHP’nin oy oranını bur seviyede kalması neden kaynaklanıyor?
CHP örgütü bu özeleştiriyi yapmadığı takdirde gelecek seçimlerde başarı grafiğinin daha da azalmayacağını kim iddia edebilir.
Şimdi, nasıl olsa uzun süre seçim yok havasına kimse kapılmamalı.
Bizde siyaset bahar havası gibidir ne olacağı belli olmaz.
Bakarsınız İstanbul seçimi sonrası istediği sonucu alamayan İktidar ortağı parti daha önceleri yaptığı gibi genel seçim talebini ortaya atar, yıl içinde seçim kaçınılmaz hale gelir.
Bunun örneklerini gördük. Siyasi partiler özellikle muhalefet partileri bu konuda hazırlıklı olmalı.
Özellikle CHP rehavete kapılmamalı. Bu arada yorgun düşen yıpranmış parti yöneticileri de dinlendirilmeli.
MİLLİ BAYRAMLAR ULUSAL BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ HATIRLATIR
Her ülkede olduğu gibi ülkemizde de kurtuluşun simgesi olan Ulusal bayramlarımızın halkımız arasındaki ortak ve sarsılmaz bağların devamını sağlar.
Ülkenin kurtuluşunun ne zorluklarla sağlandığını hatırlatır.
Eğer bu bağlar güçsüz hale gelirse, zedelenirse toplumun birlik ve bütünlüğü de zedelenmiş olur.Bu konuda toplum arasında kısa bir araştırma yaptım; şöyle bir soru yönelttim ”Pazar günü 19 Mayısta bir bayram kutlanacak o bayramın adını biliyor musunuz? . Bu size neyi hatırlatır?” diye soruma karşılık halkın büyük kesiminden olumlu yanıt alamamam bilgi sahibi olmamaları beni endişeye sevk etti.
Ben bunun sorumluluğunu halkımıza yüklemek istemem.
Böyle önemli milli bayram günleri halkımıza yeterince anlatılmıyor.
Bazen de farklı şekilde anlatılıyor.
Eskiden köylerde okullar vardı.
Böyle milli bayramların olduğu günlerde köylüler bayram kutlamaları için okul önünde toplanırdı. Öğrenciler o günlerin önemini anlatan konuşmalar yapar şiirler okurdu.
Şimdi köylerimizde okul yok. köylerimizde devlet temsilcisi olarak sadece muhtarlar ve imamlar kaldı. onların da bu alanda ne kadar donanımlı olduğu tartışılır.
Milli duygularımızı halkımız arasında bağlığı sağlayan milli bayramlarımızı unutmamalı ve gelecek nesillerin de öğrenmelerini sağlamalıyız.
Televizyonlarda yapılan bu tür programları izlemek yerine dizi film kanallarına ilgi duymamalıyız.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK MAHYA SULTANAHMET CAMİİNE
Ülkemizdi ilk mahyanın 1617 yılında İstanbul’da Sultan Ahmet Camiinde kurulduğu sanılmaktadır.
1723 yılında iki ya da daha fazla minareli camilerde mahya kurulması padişah buyruğu ile kesinleşmişti.
İki ve ikiden fazla minareli camileri, ancak padişahlar yaptırabilirdi.
Bunlara “ selatin camileri” denirdi.
Zamanla, her ramazan ayında mahya kurmak gelenekleşti.
Mahya, kandillerin yan yana getirilmesiyle iki minare arasına ip gerilerek yapılan yazı ve resimleme işidir.
Bunları mahya ustaları düzenlerdi.
Mahya kurmak zamanla ayrı bir sanat olma niteliği kazandı.
Bu alanda birçok mahya ustası yetişti.
Önceleri, mum ve yağ feneriyle kurulan mahyalar,camilerin elektrikle aydınlatılmasından sonra, renkli ampuller ve yeni yazılarla yazılmaya başlandı. Günümüzde de bazı camilerde mahya kurma geleneği sürmektedir.
FIKRA
Sarhoşun biri, demlendikten sonra gece yarısı bindiği taksi şoförüne:
-“İstasyona çek “ dedi.
Taksi şoförü:
-“ Burası istasyon efendim”
Sarhoş cebinden 20 lira çıkarıp şoföre verdikten sonra kendisine:
-“Sakın bir dahaki sefere bu kadar hızlı gelme”