Bu söz, sanki bölgemiz için söylenmiş bir özdeyiş. Bakıyoruz. Edirne çevresinden üç nehir birleşerek yıl boyunca milyonlarca m3 nehir suyu Saroz Körfezi’ne akıp gidiyor. Ne yazık ki, bölge olarak biz bundan yeterince yararlanamıyoruz.

Dünyada baş gösteren iklim değişikliği,  yağışların azalması ile ülkemiz ve bölgemiz kuraklık sıkıntısıyla yüz yüze kalıyor.

Her ne kadar yağmur yağmış olsa da istendiği zaman yağış düşmüyor bardaktan boşanırcasına düşen yağmur suları akıp gidiyor. Kar gibi toprağın içine sinmiyor, bitkiler için de yararlı olmuyor.

Kış aylarına  geldik. Şu ana kadar bölgemiz kar yüzü görmedik. Nerede kaldı eski yıllardaki gibi yağıp günlerce kalkmayan karlı günler artık geride kaldı.

Kar yağışının azalmasından en çok ülkenin en önemli tarım bölgesi olan Edirne’miz etkileniyor. Çevremizden akıp giden nehir sularından yeterli oranda faydalanamıyoruz.

 Yıllarca,  su akacağı barajı masalını dinledik, sonuç ortada bugün unutuldu gitti.

Edirne’nin özellikle kuzey ve orta bölgeleri kuraklıktan etkileniyor. Yaz geldiği zaman köylülerimiz yağmur dualarıyla kuraklığa çare arıyor. Şimdi de kış ayında yağmur duası yapıldı. bugüne kadar böyle bir şey görülmedi. İklim değişikliğinden en olumsuz etkilenen bölgemiz oldu. Ekilen bitkilerin gelişmesi için kar ve yağmura ihtiyaç var. bakıyorum tarlalarda ekili buğdaylar yağış olmadığı için sararmış durumda. Bu bölgemiz için çok önemli bir tehlike.

Ormanlık bölgeler nispeten yağış alıyor İlin kuzey sınırı4nıa az da o5lsa kar yağdı. Bölgemizde yağış almayı sağlayan orman ve yeşil alanların yok edilmesi ı sonucunda yağışların azalmasına neden oldu.

-----------------------------------------------------------------------------------

YAĞMUR BULUTLARI ORMANLIK ALANA KAYIYOR 

 Batı bölgesinde gökyüzünün bulutlarla kaplandığı yağmur beklediğimiz günlerde bulutların kuzey ve güneydeki ormanlık alanlara kaydığını Edirne’nin yağış almadığını görüyoruz.

 Bölgemiz için yapılması gereken, ilimiz sınırları içinde akıp giden nehir sularının barajlarla o olmasa da göletler halinde toplanması gerekir.

Ne yazık ki, bu imkanlar yeterince değerlendirilemiyor. Anadolu’nun tarıma elverişli olmayan illerinde bakıyoruz onlarca sulama göledi yapılmış.

Edirne’nin özellikle kuzey yöresinde orta bölgelerinde Lalapaşa, Uzunköprü ve köylerinin bulunduğu bölgede baraj ve gölet yapılması müsait olan yerler olmasına rağmen bugüne kadar yapılan sulama vaatleri bugün proje aşamasından ileri gitmedi. 

--------------------------------------------------------------------------------------------------

TOPRAKLARIN SULANMASI VERİMİ ARTIRACAK   

Bu verimli toprakların sulanması ile yılda iki ürün alınabilecek. Böylece köylülerimiz yoksulluktan kurtulabileceği gibi devletimizin kasasına da para girecek.

Baraj ve göletlerin yapılması bir süre sonra bölgenin doğal yapısını da etkileyecek bölgede yeşil alanlar artacak böylece Edirne’nin yağış miktarı da artacak.

Bölgenin en önemli geçim kaynağı olan tarım için su olmazsa olmazdır. Bu yıl başta siyasi partilerimiz olmak üzere tüm imkanlar bölgemizde yapılacak gölet ve barajların yapılması konusunda odaklanmalı.

Ergene nehrinden kirlilik nedeniyle yararlanılamıyor. Temizlenmesi yılan hikâyesine döndü. Çakmak Barajı’nda işler ağır gidiyor.

Onun için de farklı projeler üretilmek isteniyor.

Bu barajın suyundan sanayi bölgesinin de yararlanması gündeme gelebilir. 600 bin dönüm toprağı sulaması amacıyla yapılan bu baraj suyunun başka bölgelere aktarılmasını önlemek için bölgenin tüm demokratik kitle örgütleri tavır almalı.

Aksi halde bölgemizde kuraklık tehlikesi halkın geçim şartlarını zorlaştıracak. Bundan en büyük zararı ise tarım kesimi görecektir.

----------------------------------------

 GÜMRÜK KAPILARINDAN YARARLANMA İMKANI ARAŞTIRILMALI

Edirne ili sınırları içinde İpsala sınır kapısı dahil 4 gümrük kapımız var. Ne yazık ki bu sınır kapılarından ilimiz hiç yararlanamıyor. Başka bölgelere bakıldığında  o iller sınırları içinde olan   gümrük kapısından fayda sağlıyor.

Buralarda çalışan insan sayıları  çok. Bizde ise bu imkanlar   yok denecek kadar az. İlimiz yararına hiçbir imkan  sağlanmıyor. Daha önceleri hudut kapılarında   kentimiz yararına  imkanlar sağlanıyordu.Sınır kapısında  gerek  futbol takımımız gerekse  Edirne kentimiz için gelir getirecek durumlar yaratılıyordu.

Ülkemizin diğer bölgelerindeki  gümrük kapılarında  o  bölge insanlarına  sağlanan bu imkanlar her nedense Edirne için çok görülüyor.

Kapılarda  hizmetli olanların dahi kaç tanesi bu kentin insanı.Gümrük kapılarından Edirnelilerden çok başka illerin insanları yararlanıyor Bu Edirne’ye haksızlık olmuyor mu?

 Bu konuda çaba harcaması gereken odalarımız, borsamız yetkililerinin buralardan bölge insanlarımızın yararlanması için yeterli  gayretine tanık olmadık.

-----------------------------

YARIŞ ATIYMIŞ

Kocasının ceplerini karıştırmayı adet eden bir kadın  bir gün cebinde bir kartvizit bulur  üzerinde Alice ve 2466712  yazılıymış.

Akşam kocası eve geldiğinde öfkeyle  kartın kime ait olduğunu sorar.

Adam hiç umursamadan sakin sakin cevap verir:

Ay  Alice’yi mi kıskandın? Alice nedir bilmiyor musun?”

-“ Yo” der kadın

-“ Ayol ,Alice yaman bir yarış atıdır. Onun sayesinde birkaç yarışta  çok iyi para kazandım da…”

Kocasının bu sözü üzerine kadın özür diler ve  olay unutulur.

Aradan bir hafta geçer bir akşam yine evine döner, kapıyı açan karısını öper ve sorar:

-“ Ne var ne yok sevgilim beni arayan oldu mu.?

Kadın” Oldu” der:

-“ Ya kim aradı”

“Önemli değil, hani alice denilen bir yarış atı vardı ya, demin o telefon etti.”

-------------------------

ÖZLÜ SÖZ

Uzun süre devam eden  bir anlaşmazlık, her iki tarafın da haksız olduğunu gösterir.

VOLTAİRE

----------------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

İLK YARI AÇIK CEZAEVİ İMRALI’DA KURULDU

Tarihimizde ilk yarı açık cezaevi Marmara denizinde, İmralı adasında  1935 yılında kurulmuştu. Bu cezaevi bin tutukluyu barındıracak kapasitedeydi.

Türkiye’de kapılı cezaevinde iyi davranışları görülen tutuklular, bu yarı açık cezaevinde çalışır, zanaat sahibi olurlardı.

Adada her çeşit tarım işleri, meyvecilik, zeytincilik, hayvancılık yapılırdı.

Tutulan balıkların, yetiştirilen sebzelerin  daha iyi değerlendirilmesi amacıyla  bir konserve fabrikası kurulmuş, bunun yanında bir de sabun fabrikasıyla,  deniz motoru yapan bir tersane açılmıştı.

İmralı Cezaevi ürünlerini tanıtmak amacıyla  1947 yılında Mısır Çarşısı’nda iki mağaza açılmıştı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.