Adı bile Türkçe  olmayan bir kopya yarışma. Ancak her şeye rağmen müşteri bulan ve ilgiyle izlenen bir  etkinlik.

Belki de sistemin ürettiklerinden…

Olay nedeniyle Türkiye ayakta. Survivor’le aylardır yatar kalkar olduk neredeyse.

Ünlüler mi, gönüllüler mi?

Bir de panaroması üretildi, matahmış gibi. Daha önceleri de var mıydı? anımsamıyorum, doğrusu. Yani dedikoduyla da tüketime dönük, yapısıyla tam bize göre.

Bu denli reyting alması da şaşırtıcı doğrusu. Tam bir “kendin pişir kendin ye türü ama dolmalar başkalarından. Eli para tutanlardan, ya da cepleri dolu olanlardan. Dolayısıyla halkın cebinden.

O yer dünyanın öbür ucunda. Gitmesi gelmesi bile maddi manevi yönden şaşırtıcı, düzeyde. Sanki başka ada yok şu koca dünyada; şu ülkede, yakınlarımızda.

Anlatılanlara dört yüz çalışanı varmış. Bu denli harcana, bu denli para akıl erecek gibi değil. Üretim olmadan tüketim olmaz, yaklaşımına tamamen ters.

Aslında bir kopya. Kopya çekmeyi de çok severiz, hani.

Kendin ürette görelim bakalım. Eee  hazırlop varken, olur mu canım sen de!.. Kim  uğraşacak. Aslında bir çok şeyimiz alıntı, çalıntı da olsa bile konumuzun dışında.

Oraya seçilenler… nasıl ve neye göre olmuş? Merak ediyorum doğrusu. Bir bilen varsa öğrenmek isterim doğrusu.Üstelik eskilerden de var.

Zor koşullarda yaşamakmış  özü..

Zaten  hangi koşullarda yaşıyoruz. Oralara gitmeye bile gerek yoktu bu açıdan. Daha zor koşullarda yaşayan insanımız, insanlarımız  yok mu?

Bir boş yere tüketimin belki de un uzun boylusu. Belki de genç enerji kaybı. Böyle harcamaların ucu bucu nereye varır, bilen var mı? Ancak bir hiç uğruna astronomik rakamların heba edildiğini söyleyebilirim.

Dizayn da ayrı bir konu. Hepsi birbirine benzeyen oyunlar Ufak ayrıntılar  olsa da kezlerce oynanması can sıkıyor. Kazananlar sevinirken, kaybedenler üzülüp yas tutuyor sanki. Üstelik çocuk gibi ağlayanlar da vardı.

Kazananların tepkileri de yaşlarına başlarına uygun değil.

Oyunlar oynanırken  taraftarların bağırıp çağırmaları yaban hayatını çağrıştıran türden ve rahatsız edici.

Yani şöyle de söylenebilir:Tamamen kaba güce dayanan estetikten yoksun,  tüketim ağırlıklı bir düzenleme Kazananların, gösterileri de yenilir yutulur türden değil.  Sanki bir meydan savaşı kazanmış gibi.

Ve çok uzun bir süre. Ve sona kalan dört kişi de Kıbrıs’a gidecekmiş. En sonunda bir kişi kalacak ve lider olup ödülünü alacakmış.( Son günlerde bunlar da oldu ve Ogeday kazandı.)Kutluyorum kendisini ve tümünü.

Halkımız böyle kazançlara “taş attın da kolun mu ağrıdı”der.

Ortada ne yazık ki,  ele gelecek bir şey yok. Sıfıra sıfır, elde var sıfır” çocuklara özgü oyunlar yani.

Üretim yok, üretime katkı da yok. Söz gelimi fidan dikseler, çapa yapsalar,kabak tekleseler, meyve toplasalar… daha akılcı olmaz mıydı?

Kapitalist sistemin ve liberal ekonominin     tipik örneği.

En doğrusu galiba; Ey para-pul un-şöhret sen nelere kadirsin…

Üstelik, varlık içinde darlık sayılabilecek bir yaşam biçimi.

Çene yarışı , kavga-gürültü örnekleri de ilginç.

Gruplaşmalar, çekişmeler, Hindistan cevizine talim… Boşuna yitirilen altı ay.Hiç mi iyi yanı yok? Var elbet. İnsana ekranların boşaldığı günlerde, zamanı boşuna öldürmeye ilaç gibi…

Yaşasın Surekli vivor demekten kendimi alamıyorum yine de…

NOT. Önceki yıl için yazılmıştı bu yazı. Bakıyorum değişen bir şey yok. Bu nedenle bu yazının bir kez daha okunmasında yarar var diyorum.

Kolay gele…

--------------------------------------

Bu yıl da (2021) Ocak ortalarında başlayan  Sürvivor Haziran sonlarına kadar sürdü. Yirminin üzerinde sporcu ile başlayan yarışmalar elene elene son dört kişi kaldı. Son ikisinin bayan olması  iyiydi. Ancak elemeler sonrası güreşçimiz İsmail Balaban  şampiyonluğu ile sona erdi. Kendisini kutluyorum. Edirne'deki Kırkpınar Yağlı güreşlerinde de bir kez şampiyon olmuş. Bir, dünya çapındaki güreşler de de dünya birinciliğe yükselmişti.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.