Bu yıl havaların bir süre serin gitmesinden sonra, yaz sıcakları başladı. Hava sıcaklıklarının birkaç gün önce 29-30 dereceyi bulması nedeniyle,insanların özellikle de yaşlıların hareket kaabiliyetlerinde bir azalma gözleniyor. Bilindiği gibi yaz aylarında sıcak ve nemin artması, kalp ve damar hastalığı olanlar için tehlike yaratabiliyor. Aşırı sıcak ani tansiyon düşmelerine, kalbe giden kan akımı dengesinin bozulması ile kan damarlarını büzüştürücü etkisi olan maddeler kan dolaşımına karışır. Çünkü ilaçların aynı dozları, yaz aylarında daha fazla tansiyon düşmesine ya da yükselmesine yol açabilir.

            Sıcak ve nemin artığı günler, kalp ve damar hastaları için tehlikeli olabilir. Yapılan araştırmalarda; 65 yaş üstü insanlarda 20 derecenin üzerindeki her bir derece sıcaklık artışında, ölüm oranında % 2  artış olduğu anlaşılmış. Sıcaklık artışları daha çok erkeklerde 60, kadınlarda 70 yaş ve üzeri hastaları etkiliyor.Aşırı sıcak ani tansiyon düşmelerine, kalbe giden kan akımı dengesinin bozulması ile kalp krizlerinde artışa, kalp yetmezliği hastalarında yetmezlik belirtilerinin kötüleşmesine yol açar.

            Hava sıcaklığının 32 dereceyi, nemin % 60’ı aşması ile birlikte, sıcağa bağlı olumsuz etkilerin gözlendiği ‘’sıcak sendromları’’ gelişiyor. Sıcak sendromları ağrlık sırasına göre sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması şeklinde sıralanır ve bunlar çoğu zaman birbiri içine geçmiş olarak görülür. Sıcak sendromları, vücudun henüz sıcaklara uyum sağlayamadığı, sıcakların ilk günlerinde daha fazla görülür ve daha tehlikeli olur. Vücudun dış ortam ısısının yükselmesine karşı korunmak amaçlı ilk tepkileri, terleme ve derideki damarların genişlemesi olarak nitelendiriliyor. Terleme devam ettiği sürece yeterince su ve tuz almak kaydı ile, yüksek ısılara tahammül etmek mümkün. Nem oranı yükseldiğinde, terleme ile olan sıvı kaybı azalmaya başlar ve böylece sıcak çarpması ihtimali artar. Vücudumuz sıcaklara 1-2 hafta içinde uyum sağlar. Bu süre içinde hem terlemek daha kolaylaşır, hem de terle atılan tuz miktarı azalır.

            Aşırı sıcak ve nem ile birlikte artan su ve tuz kaybının yerine konamaması halinde, kanın koyulaşması ve pıhtılaşması eğiliminde artış ile birlikte kalp krizleri tetiklenir. Bu süreçte böbrekler kaybedilen suyu tutmak için devreye girer ve damarları büzüştürücü etkisi olan maddeler kan dolaşımına karışır. Bu etki kalbin üzerine daha fazla yük getirirken, bir yandan da böbrek fonksiyonları bozulmaya başlar. Kalp yetmezliği olan hastalarda sıcağa adaptasyon zorluğu ile birlikte, hayati organlara kan akımında azalma sonucu hayatı tehdit edici durumlar (kalp krizi, ritim bozukluğu) gibi gelişebilir.

            SICAK HAVALARDA KALP

            HASTALARI İÇİN ÖNERİLER

            Açık renkli, bol, rahat, terlemeyi artırmayan kıyafetler giymeli,

            11.00-16.00 saatleri arasında güneşe çıkılmamalı,

            Ağır, yağlı, yüksek kalorili yemeklerden kaçınmalı, bol sebze ve meyve tüketilmeli. Az miktarda ve sık öğünler halinde yemek yenmeli.

            Sıvı kaybını önlemek için günde 2.5-3 litre su içmeli. Soda, kola, kahve  gibi içecekler kan basıncını ve kan hızını artırabileceği için aşırı tüketilmemeli. Alkol az tüketilmeli, özellikle öğle saatlerinde içilmemli

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.