Çocuk edebiyatı yazarı ve şair Özlem Tezcan Dertsiz ile şiire ve kitaplara dair söyleşi yaptık. İzmir’de yaşamını sürdüren Dertsiz, günümüz edebiyatına ve pandemi sürecine dair konuştu.

Merhabalar sevgili okuyucularım. ‘İlkses yeni heyecan’ diyerek bundan böyle her hafta salı günü ‘Kent ve Sanat’a dair yazılarım ve söyleşilerim ile İlkses Gazetesi’nde sizlerle olacağım. Yeni heyecanımı yaşarken bu heyecanı, İzmir’in ve Türk edebiyatının önemli isimlerinden çocuk edebiyatı yazarı ve şair Özlem Tezcan Dertsiz ile söyleşerek başlıyorum. Beni kırmayarak sorduğum tüm sorulara samimi yanıtlar veren o söyleşinin detayları...
Şiir ile tanışmanız nasıl oldu?
Örnek aldığınız ya da etkilendiğiniz şair var mıydı?
Şiirli, kitaplı, dergili bir evde doğdum.Babam Necdet Tezcan yazar olduğundan zengin bir kütüphanemiz, her ay gelen güncel dergilerimiz vardı.Behçet Necatigil babamın öğretmeni olmuştu.Evde hep sözü geçerdi, şiirleri okunurdu.Uzun süre Necatigil’in yakın akrabamız olduğunu düşünmüştüm.Annemin elinden de kitap düşmezdi.Teknolojiden uzak yıllar olduğu için, kitaplar baş tacımızdı.Kitaplığımızın başına geçip oyun oynarken daha küçük yaşta Nâzım Hikmet’i, Cemal Süreya’yı, Attila İlhan’ı, Gülten Akın’ı… tanıyordum.Evde yüksek sesle şiir okumak en büyük eğlencemdi.Sonra edebiyat eğitimi almaya karar verdim.Orada pek de bilmediğim şiirin geçmişiyle, halk edebiyatıyle, divan edebiyatıyla tanıştım.Tevfik Fikret’ten şiirin kurgusuyla ilgili çok şey öğrendim.Yani şiirimi döşeyen taşlarda pek çok şairin izi vardır.

Günümüz şiiri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Her dönemde gerçekten şiir üzerine düşünen, onu dert edinen, ortaya insanı heyecanlandıran eserler koyan şairlerimiz var. Artık şiir ödülü jürilerinde yer alıyorum. (Yaşlanıyor muyum ne!) Genç kalemlerin şiirlerini yakından takip ediyorum. Aralarında umuduma umut katan adlar var. Günümüz şiiri de daha önceki dönemlerde olduğu kadar güçlüdür, güzeldir. Bunun anlaşılması ilerleyen zamanlarda olacaktır.

Ödüllü bir şair olarak, ödülün şiir üstündeki etkisi nedir?
Ah şu şiir ödülleri… Sinemaya, bilime, öyküye, romana, fotoğrafa yakışan ödüller nedense büyük bir kesim tarafından şiire yakıştırılmıyor.Benim bu konuya bakış açım biraz farklı.Bir kere şiir ödüllerini şiirleri ya da şairleri yarıştırma olarak görmüyorum.Şiiri gündeme getirme, altını çizme, bir şiir rüzgârı yaratma eylemi olarak görüyorum. Kaybeden yok, kazanansa şiir… Tüm şairlere diri olun, tetikte olun çağrısı… Kazanana hem onur hem sorumluluk… Ancak ödüller hakkında beni rahatsız eden başka konular var ki, bir sonraki soruda bunu sormuşsun zaten.
ŞİİR ALANINDA YETKİN ADLAR OLMALI
Çeşitli yarışmalarda juri üyeliği yapıyorsunuz.Jurilerin ödül konusunda yeterince objektif olduğunu düşünüyor musunuz?
Jürideki adların önemli olduğunu düşünüyorum.Bir kere şiir alanında yetkin adlar olmalı.Televizyona çıkıp iki şiir okuyan kişiyi jüri üyesi yapamazsınız.Ödülün kime verilmesini değil, nasıl verilmesi gerektiğini düşünen, ilkeleri olan jürinin objektif olduğunu söyleyebiliriz.Jüri üyeliği yaptığım yarışmalar için kesinlikle objektif seçimler yapıldığını, emek verildiğini de belirteyim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.