Son köşe yazımda karınca hızıyla yürüyen Edirne Sarayındaki son durumu ve kazı sorumluluğunun Trakya Üniversitesi bünyesine geçmesine rağmen karınca hızına dahi erişemeyen bir hızla ilerleyişini ve duyduğum üzüntüyü dile getirmiştim.

Hatta Üniversite bünyesine geçtikten sonra bu konuda ümitvar olduğum Rektör Tabakoğlunun bu durağanlığa son vereceğini umarak çok önemli gelişmeler ortaya koyacağını ifade etmeme rağmen umduğumu bulamadığımı anlatmaya çalıştım.

Aslında Trakyanın ilk ve tek Üniversitesi olarak faaliyete geçen ve bünyesinden Kırklareli ve 18 Mart Çanakkale Üniversitelerini çıkaran Trakya Üniversitesinin sadece Saray kazılarında değil,birçok konuda ülke genelindeki Üniversiteler arasında gerilerde kaldığını görebiliyoruz.

Bu vesileyle ben Ülkemizdeki Üniversitelerin Rektörlerini araştırdığımda başarılılar listesinde olan birçok Üniversitedeki Rektörlerin önemli bölümünün Tabip olmadığını tespit ettim.

Tabiplik yani Doktorluk doğal olarak çok önemli ve hayati bir görevdir.

Bir Üniversitede Tıp Fakültesi varsa Rektör'ün işinin ve çalışmalarının büyük bölümünü buraya ayırmak zorunluluğu doğar.

Tıp Fakültesi Başlıbaşına bir Rektörün uğraşı kapsamındadır.

Onun için Rektör seçimlerinde buna dikkat etmek gerekir.

Ama gelin görün ki;Tıp Fakültelerinde Rektörlük seçiminin ilk elemesinde oy kullanacak Öğretim Görevlisi sayısı fazla olduğu için başvuru yapanlar arasında Tıp Fakültesinden başvuru yapan aday elemeyi kazanan oluyor.

Hatta bazen ilk üçe giren adayda Tıp Fakültesinden çıkıyor.

Hoş şimdi eskisi gibi böyle seçimlerinde olduğunu sanmıyorum.

Yukarıda yani YÖK te dayısı olan kişiler İktidar ile ne kadar yakınsa buradan gönderilen tavassutlu aday Rektör oluyor.

Söylenen ve kamuoyunda bilinen durum bu.

Hele hele İlin İktidar Partisi Milletvekili isim veriyorsa,İktidar Partisinin İl Başkanını bile dinleyen olmuyor.

Neyse nasıl olduysa ve nasıl seçildiyse bizi çok fazla ilgilendirmiyor.

Önemli olan İşlerin sağlıklı bir şekilde yürümesi ve Edirnenin elde edeceği kazanımlar.

1982 yılından bu yana bu konuda çok önemli kazanımlar elde ettiğimizi söylemek zor bana göre.

Varsa yoksa Balkanlardaki Üniversiteler ile temaslar ve onlarla mukayeler yaparak büyük Üniversite olduğumuzu ilan etmek.

Onlar bizim kardeşlerimiz ve bizden birşeyler almaya muhtaç Eğitim kurumları.

Kaldı ki;Devlet olarak onlarıda Türkiyedeki Üniversitelere alarak ücretsiz olarak yetiştirmeye çalışıyoruz.

Trakya Üniversitesinin en fazla yabancı öğrenci istihdam etmesini sağlayanda bu girişim.

Biz Ülkemizdeki Üniversiteler ile yarışacağız ve büyüklüğümüzü burada göstereceğiz ve sıralamada 38 yıldan buyana il on Üniversite arasına girememenin ezikliğini yaşatmamaya ve yaşamamaya gayret göstereceğiz.

Pazartesi günkü köşe yazımda yine Saray Kazılarını ele alarak Arkeoloğ ve Sanat Tarihçisi Hakan Akıncının bu konu ile ilgili yazmış olduğu bir makaleyi değerlendireceğiz.

Buluşmak dileğiyle.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.