İlimizde gerek basın yoluyla gerekse şifahen veya telefon ederek belediye hizmetleri konusundaki uyarılar ne yazık ki, fazla dikkate alınmıyor.Bu konuda bana iletilen onlarca şikayet var.Ayrıca basında yer alan haberlerin çoğu de sumen altı yapılıyor.bunlardan belediye yönetiminin haberi olmayabilir.bunlar alt kademede olanların görevi.
Bu konuda küçük bir hatırlatma yapmak isterim.Tümen binası karşısında rahmetli Uğur Mumcu Parkı var. Onun yanındaki park alanı her geçen yıl genişleyip nerede ise Atatürk Anıtına dayandı.
Daha önce Uğur Mumcu parkı içinde yer alan Uğur Mumcu Parkı yazılı bir mermer şimdi yaya kaldırım kenarında otlar içinde yere atılmış.Ne acıdır ki, gölgede olduğu için bazen. Yanında köpekler yatıyor.Bunu ben resimleyerek köşe yazımda belirttim.
Yazımı okuyanlar bana ”yazdın da ne oldu” diye soruyor.bunda da haklılar. Bu ve benzeri uyarıcı yazılar dikkate alınmalı.Bir diğer mesele Bedesten’in caddeye bakan kısmında tarihi çeşmenin olduğu alanda halkın oturacağı yerler vardı.
Onlar kaldırılmış.Şimdi vatandaşlar taşların üzerine oturuyor.Mahalli yönetimlerin geliri dikkate alıp yerlerini kiraya vermelerinin yanında bu hayat pahalılığında parklara gidecek parası olmayanlar için de oturacakları yerler yapmalı.Başka illerde böyle oluyor. Gerek Atatürk Anıtı yanında gerekse oralardaki yeşil alanlarda halkın oturacağı dinlenebileceği bir yer yok.
Bu konuda halkın yakınması şikayetleri var.Bu sorunlar belki belediye yetkililerine iletilmiyor.
Bu meselelerle ilgili belediye birimler gün boyu telefon başında dedikodu ile mesai tamamlama yerine belediye sorunlarının çözümünde belediye yönetimine yardımcı olmalı.
Ne yazık ki,Edirne belediyesinde birimlerin çoğunda böyle bir sorumluluk yok.” Salla başını al maaşını” anlayışı ile bu sorunlar çözülmez Başkan belediye birimlerini denetlemeli.
Yoksa fatura kendisine çıkar.
------------------
FIKRA
SON SÖZ
İhtiyarlayan İsak ölüm döşeğindeydi.
Bütün aile onun son sözlerini dinlemek için başında toplanmıştı.
-“Anneniz burada mı?-
-“Evet baba”
-“Kızım Rebeka”
“-o da burada”
-“Diğer kızım Raşel burada mı.?”
-“O da yanında”
-“Oğlum Salamon?”
-“O da burada baba”
-“büyük oğlum Nesim”
-“O da aramızda”
-“Yani bütün aile burada mı.?”
-“Tamamı yanınızda baba”
Ölüm yatağında olan baba İsak,birden gözlerini açıp var gücüyle bağırdı.
-“Peki dükkanı kime bıraktınız be.”
.