Bayramlar kutlama amaçlıdır, benim bildiğim. Onların tümünde eğlence de vardır, düşünce de…
Çocukken her bayram gelişinde ne denli çok sevinirdik. Bir gün önceden sınıflar bayraklarla ve grapon kağıtlarıyla süslenir; o mutluluk ve sevinç ertesi güne aktarılır. Törenler ve geçitler yaşanır, yaşatılır, konuşmalar ve şiirler dinlenirdi. Halk izlemeye gelir; balonlar göklerde uçuşurdu. Gece fener alayı marşlarla geçer, davul zurna eşliğinde horonlar oynanır; havai fişekler atılırdı. Bize yani çocuklara hepsi ilginç gelir, büyükleri taklit ederek biz de şenliklere ortak olmaya çalışırdık.
23 Nisan TBMM’nin Kuruluş günüdür. Demokrasi ve Cumhuriyet böylece yerine oturmuş ve güçlenmiştir,
Ve Atatürk bu güzel bayramı çocuklara armağan etmiştir. Böylece dünyada belki de bir ilk gerçekleşmiş oldu. Son yıllarda uluslararası bir üne kavuşmuş; renkli ve içten gösteriler beğeni kazanmıştır
Bir eski yazımda neler yazmışım:
“Çocuk gelecektir. Çocuk yarındır…
Ve çocuğun biriken enerjisini ve var güçlerini ortaya dökmenin simgesidir bu bayram . Bedensel ve ruhsak yönden sağlıklı bir kuşak yetiştirirken kişiliğin gelişimini olumlu yönde ve eğitim yoluyla etkilemek… Elbette çocuğun her isteğini yapmak değildir bu yaklaşım. Neyin doğru nelerin yanlış olduğunu öğrenmeleri koşuldur.
Şımarık ve bağımlı çocuklar yerine, yaşına uygun; özgür düşünebilen, bağımsız, kendi kararlarını verebilen, kendini yönlendiren çocuklar rehberlikle, eğitimle…
23 Nisan bu açıdan bakınca, önceki kuşaklara bir uyarıdır…Ancak bu yıl o coşkulu kutlamalar yine oldu ama nalet virüs yüzünden evlerde ve balkonlarda.Saat tam 21’de tüm Türkiye’nin İstiklâl Marşımızı okuması bile dünyayı ve belki de virüsü bile şaşırtan türdendi.
Bayramların bazıları bayram olmaktan çıktı, gerilim ve çatışma olayına dönüştü ne yazık ki…
En başta Nevruz.Sahip çıkanlar, ve gerilimi tırmandıranlar… Böyle bayram olur mu?
Gelelim 1 Mayıs’a…
Yıllardır daha gelmeden gerilim gerilim… Taksim meydanında kutlamak isteyen sendikalar, olmazsa Kadıköy’de.. Ama hükümet buralara izin vermeyeceğini açıkladı Başladı mı gerilim. Her gün biraz daha tırmanan bir gerilim. Bir süre önce sanırın 33 kişi panik ve ezilmelerle yaşamını yitirmişti. Çünkü otelin birinden toplananlara ateş açılmıştı. Sonra her yıl bu gerginlik çatışmalara neden oldu.Bakalım bu yıl neler olacak? Diyemiyorum. Çünkü tırpanıyla yine o virüs Dünya’yı dolaşmayı sürdürmekte, hem de önüne geçilemez bir biçim de. Ona göre bir çözüm bulunacak sanırım. Belki ertelenebilir de.
Çocukluğumuzda bu bayramın adı Bahar Bayramıydı. O gün okullar tatil olur; genellikle kırlara ve pikniğe çıkılırdı Oyunlar oynanır, salıncaklarda sallanılır ve yenip içilirdi.
19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramına da az kaldı. Nasıl bir kutlama olacak belli değil. O bayramında bir yeri ve önemi olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Çünkü Ulu Önder bu bayramı gençlere armağan etmişti. “Gençliğe Hitabe” de söyledikleri ortada. Ben yine de her şeye rağmen hem 23 Nisan’ı hem de 19 Mayısı minik şiirlerimle ve içten dileklerimle kutlamak istiyorum.
NİSAN ŞARKISI
Ve gülümsedi 23 Nisan
Minicik yüreklerde
Mutlu menekşelerin,
Tam ortasında açtı
Ulusal güvence.
Boşuna değil
Güneşin parlaması,
Nisanın çiçeklenmesi
Çocuklar tutuyor ellerinden
Kulaklarında
Ata’mın sesi
N.T
19 MAYISLI BAHAR
Her
19 Mayıslı baharda
ATATÜRK çiçeklenir Türkiye’m
Katmerli-beyaz kırmızı bayrakta
Yedi veren
Samsun’da odaklaşan ,ilk adım
Sivas Erzurum’u
Görmüş yüreğinde
Mavilerini giyince Ankara
İlkeleri yürek yürek
Gençliğe çağrı
Yokluğun yoksulluğun özgürlük arayışı
Türkiye irisi hitabe
Gelince 19 Mayıs’lı bahar
N.T