Konut sahipleri yakıttan tasarruf ve evlerini rahat ısıtabilmek için mantoluma yaptırıyorlar.
Edirne’de bu işi yapan çeşitli firmalar var. Bunlar nedir, gerekli donanımı var mı? O konuda kimsenin bilgisi yok. Aslında yapı denetim kurumlarının da sağlıklı çalıştığını kimse iddia edemez. Denetimlerin bina sahiplerine bağımlı olması ile ne derece sağlıklı denetim yapılabilir.
Özellikle mantolaşmalarda çok farklı malzemeler kullanılıyor. Bu malzemelerin ne derece yararlı olduğu işlevini ne kadar yerine getirdiği belirsiz.
Strafor kullanan, cam yünü ile yapan çeşitli çapta plastik ürünlerle ve sıva ile Mantoluma yapanlar oluyor. Aslında bu önemli görevi devletimiz de sahiplenmeli.
Hollanda’da olduğu gibi mantoluma masrafları çıkarılıp bunun masrafının büyük bölümünü devlet üstlenmeli.
Çünkü oradan sağlanacak enerji tasarrufundan devlet de yararlanıyor. Ne yazık ki bu iş ülkemizde konut sahiplerine ve bu işi yapanlara bırakılmış. Sıradan bir eşya alır gibi Mantoluma malzemesi alınıyor.
Bunların ne derece yararlı olup olmayacağı dikkate alınmıyor. Bu konuda denetleme kurumlarının denetimleri yeterli olmuyor.
MESLEK ODALARININ SÖYLEYECEK BİR ŞİYİ YOK MU,?
Edirne son yıllarda AVM cenneti oldu. Şehrimizde mahalle aralarına kadar yayılan AVM şubeleri iğneden ipliğe her şeyi pazarlıyor.
Özellikle semt pazarlarının yapıldığı günlerde Pazar ürünlerine indirim yaparak pazarcı esnaflarının iş hacmini daraltıyor.
Nüfus olarak hesaplandığında Edirne kadar AVM’lerin yaygın olduğu bir ilin olmadığı söyleniyor.
Bu durum meslek odalarımızı ilgilendirmiyor mu?
Büyük mağazalar satacakları tüm ürünlerini Edirne dışından sağlıyor.
EDİRNE’DEN MAL ALIMI YOK
AVM’ler Edirne’den mal almıyor. Sattıkları ürün çeşitliliği ile her meslek dalında esnafların işyerlerinin azalmasına hatta kapanmasına neden oluyor.
Okulların açılacağı zaman kırtasiye ürünleri satılıyor.
Edirne’de az sayıda kırtasiye işyeri kapanma noktasına geldi.
Edirne ekonomisinden sorumlu olan muhteremler, AVM’lerden yapılan alışverişlerde Edirnelilerin sıcak parasının bu firmaların merkezine başka illere gittiğinden haberleri yok mu?
Edirneliler bir anlamda o illerin devlet yardımından yararlanmasına katkı yapmıyor mu?
HARABE EVLERE ÇÖZÜM BULUNMALI
Edirne’de özellikle eski tarihi evlerin bulunduğu mahallelerde yıkılıp harabe haline gelen evler mikrop yuvasına dönüşmüş durumda. Bazıları akşamcıların mekanı haline gelmiş..Aileler bu evlerin çevresinden geçmeye çekiniyor.
Buralara atılan çöpler aylarca bekliyor. Temizlik elemanları buralarını temizlemek zorunda değil. Çocuklar bu harabe evlerin çevresinde oynuyor.
Bu mikrop yuvası olan harabe binalara bir çözüm getirilmeli. Hiç olmazsa çevresi sarılarak çirkin görüntü engellenmeli. Gelen turistler bu çirkinlikleri görüp resimlerini çekiyor. Bu turizm kenti olan Edirne için olumsuz propaganda malzemesi olabilir.
Harabe binaların çirkin görüntülerini gizlemek için çözüm bulunmalı.
FIKRA
YARI YARIYA İŞ
Otellerde iş arayan kız gazetelere şöyle bir ilan vermiş.
-“ Oda hizmetçiliği için iş arıyorum. Balayı geçiren çiftlerin gittiği özel oteller tercihimdir.”
Kızın bu ilanın gören bir otel müdürü onu çağırmış ama sormadan da duramamış.
-“ Neden bilhassa balayına çıkan çiftlerin kaldıkları otelde bir iş arıyorsun?”
İş arayan kız:
"Bunu bilmeyecek ne var? Bu tip otellerde iki kişilik odalarda sadece bir tek yatağı düzeltmek zorunda kalacağım da ondan”
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK MUZU 1870 YILINDA YEDİK
Türkiye’ye ilk muzun girişi 1870 yılında olmuş.
Önceleri İskenderiye’den Antalya’ya süs bitkisi olarak getirilirdi. Yine 1870 yılında Kavandis adındaki bir başka ürün meyveleri küçük fakat tadı güzel ve kokuluydu.
Bu kez de bu türün üretimine hız verildi.ancak muzun dışarıda alımı daha kolay ve ucuzdu. İthal edilen bu üstün nitelikli muzlar Türkiye deki üterimi bir süre engelledi.
1950 yılında Antalya, Anamur,Alanya Dörtyol,Finike Adana’da muz üretimi genişledi,üretim çok arttı. Güney Akdeniz bölgesinde üretilen muzu tamamı yurt içinde tüketilir.
Verimi üstün nitelikli olan Anamur’da yetiştirilen muz en kaliteli muzdur.