CORONA Virüsü tedbirleri çerçevesinde alınan bir karar ile 30 Büyük şehir ve Zonguldak ilinde uygulamaya konan sokağa çıkma yasağına uymayanların Polis ile diyaloglarını TV lerden izledik.
389 TL para cezası bu günün şartlarında az buz bir para olmamasına rağmen birçok vatandaş bunu dahi göze alarak yasağı delip sokağa çıkmış.
Tabii ki makbuzu da eline almak nasip olmuş kendilerine.
İşte İnsan oğlunun yasaklara karşı umursamaz olduğunu buradan anlayabiliyoruz.
Aslında toplumda infial uyandıran ve herkesin günlerdir yapılanların ve kazanımların bir anda yok olduğu şeklindeki feryatlarına neden olan büyük kalabalıkların, marketlerin ve alışveriş merkezleri önlerindeki durumlarını ele almak gerekir bana göre.
20--25 gündür evden çıkmayan ve çağrılara uyan insanlar 48 saatlik bir sokağa çıkma yasağı haberi ile adeta alıveriş çılgını olabiliyorlar.
Ne oldu o ev karantinasında ki hassasiyet ve kurala uyum ile elde edilen kazanımlar.Ne oldu gece gündüz bizlerin sağlığı için fedakarca hizmet veren binlerce Sağlık personelinin emekleri.
Günlerce eşine evlatlarına sırf tedbir amacıyla sarılamayan insanların o hassasiyet dolu hal ve tavırları ne oldu da bir anda yok olup gitti.
Bırakın mesafeyi insanlar üst üste biniyorlar adeta.Birbirlerini çiğniyorlar aldıkları bir paket gündöndü,mısır patlağı ve bisküvi parasını ödemek için.
Sanki 48 saatte açlıktan ölecekler veya evlerinde hiçbir yiyecek bulunmuyormuş gibi marketleri doldurmak.
Bir paket cips veya bisküvi almak için kasada kuyruğa girmiş insanlar görüyoruz.
Bir paket çekirdek almak için birbirinin üzerine çıkan vatandaşlar.
Nedir bu Allah aşkına.
Yazık oldu.
Başta Sağlık Bakanı olmak üzere tüm Sağlık personelinin emeklerine fedakarlıklarına yazık oldu.
Sokağa çıkma yasaklarının siyasi anlamda yaşandığı yılları yaşamış biriyim
27 Mayıs-1960 Askeri Darbesinde 14, 12 Eylül-1980 Darbesinde ise 35 yaşındaydım ve Meriç İlçe Jandarma Karakoluna ifade vermek üzere ilk önce gidenlerdenim.
O günleri çok iyi bilen ve hatırlayan biriyim.
Tabii ki darbe Sokağa çıkma yasaklarının bu günkü yasaklar ve seçim sayım yasaklarından çok farklı olduğunu biliyoruz.
O zaman Polis ve Jandarma bu günkü gibi sadece para cezası yazarak hoşgörülü davranmıyordu.
Pakistan'da şimdi olduğu gibi cop yemekte vardı.
Allah bir daha o tür Darbeleri yaşatmasın.
Çünkü her darbenin bir ülkeyi en az 25 yıl geri götürdüğünü biliyoruz.
Bir kez daha vatandaşlarımıza yasaklara uyma konusunda hassasiyet göstermelerini,bu beladan kurtulabilmenin tek yolunun evlerimizden çıkmayarak birbirimiz ile bir araya gelmemekle sağlanacağını kabul ederek hareket etmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim.
Çünkü yaşamak çok güzel..
