Okumanın ve yazmanını iyi uğraşlar olduğu vurgulanır hep. Kim okur, kim yazar? Belli olmaz bu.Biraz gösterişe yönelik olsa, bu sayı artar inancındayım. Okumanın bilimsel açıklaması da var. Vücut hücreleri yenileye yenileye yaşamını sürdürür. Organizmanın bu kendini yenileme özelliği, insan ömrünü de etkiler. İyi beslenen, kalıtımsal getirileri olmayan, rahat yaşayan insanların ömrü daha uzun olabilir, diye yumurtlasak doğru olur mu , Bilmem?

Tüm organlar için geçerli olan bu yenilenme beyin için de geçerlidir. Bu yenilenme beyin için önemlidir. Bu açıdan bakınca, okumanın da beynin gerilememesinde önemli rolü vardır.

Bilirsiniz, önceki yıllarda “ekmek yemek” denirdi. Ya da “ karnını doyurmak” diye adlanırdı beslenme. Açlık hissi giderilince “doydum” diyerek sofradan kalkılırdı. Oysa şimdilerde “yemek zamanı “ biçiminde söylenir oldu.

Aslolan doyma hissini yok etmek değil. Vücudun gereksinimlerini yanıtlamaktır. Yani, yeterli ve dengeli beslenmek, çok önemlidir.Tek yönlü ve aşırı yiyip içmenin faydası olmadığı gibi, zararları da olabilir.

Dengeli ve yeterli beslenen insanlar da zeka^da daha iyi gelişecektir. Aşırı şişmanlık ne denli olumsuzsa, aşırı zayıflık da hastalıklara davetiye çıkarmaktır.

Günümüzde görülen zayıflama çabaları, nedeniyle diyetisyenlere iş düşürmeye başladı.

Halkın bir sözü vardır. Bence önemli: “İnsan önce, kendinin doktoru olmalıdır.”

 “Tanrı doktor yüzü göstermesin ama doktorsuz da bırakmasın” Bu da halkın pratik zekasının bir ürünü. Her şeye rağmen TIP o denli gelişim içersinde ki yetişebilene aşk olsun.

Hastanenin birinde robotun kalp ameliyatı yaptığını görünce ağzım açık kalmıştı.Tıbbın bu denli gelişmesi elbette insan ömrünü uzatır oldu.

Bu yazdıklarımın yazını başlığı ile pek ilgisi yok. Ayırdında olmalısınız.

Oysa ben baharın yaklaştığından, kapıyı aralamağa başlamasından söz edecektim. Cemreler sanırım, düştü. Aman yine de “geç olsun, güç olmasın.” Demekte yarar var. Çünkü bahar mevsimi çoktan sonlandı.

Siyasette bahar; bir türlü Ankara’nın yamaçlarına gelmiyor nedense. Siyaset laf üretmek, ona buna laf yetiştirmekse eğer, ben de Hamurabi’yim. Dünyayı zaptemedim henüz ama, katletmedim de. Bir yerde savaş çıkarmak, sınırlarını geliştirmek, yararlı gibi görünse de orayı fetetmek o denli kolay değil. Başka ülkelerin boyunduruğu altında yüzyıllarca yaşamış ırklar eninde sonunda kendi düzenlerini şöyle ya da böyle kurmuşlardır. Kurulmuş ve tıkır tıkır işleyen bir düzene yücelme yerine bozma gayretleri yemek yediği çanağa bilmem ne yapmaz.Birlik ve bütünlük ülkeleri güçlendirir, refaha ulaştırır. İnsanların güven içinde yaşaması bir bakıma biraz da buna bağlıdır.

Nitekim o bölgeye de yaz gelmiyor bir türlü. Olaylar neredeyse günlük olmaya başladı. Her gün icat eden bahanelerle çocukları sokağa salanlar. Görevini yapan güvenlik güçlerine karşı koymalar, kepenk kapatmalar, bizi nerelere götürür bilinmez ama bir çıkmaz sokaktayız en azından. Bu gayretler yüzünden ülkenin neler kaybettiği, kalkınmasının geciktiği ortadayken ve onlar bu ülkenin ekmeğini yerken… ne denir ki?

Birlik ve bütünlük içinde yaşamanın formülleri aranacağına, şiddet ve başkaldırı… olacak iş mi?...

Asalında bu yazının başlığını “Saçmalardan Seçmeler” koysaydım daha bir yakışırdı. Yazıyı okuyanlar değiştirebilir elbet.

Seçimlerden söz etmeden olmuyor artık. Çünkü çok az kaldı. Buna rağmen sistemde ve barajda bir değişme yok. Baraj ve sistem seçim sonuçlarını adaletsiz biçimde etkiliyorken Böyle baraj, böyle sistem bize yakışmaz. Hangi ülkede var bu çarpıklıklar onu da bilmiyorum. İkisi de adaletsiz ve seçmene saygısızlık, bence. Bu 12 eylül’ün yanlışlarını hala yaşatmak anlamına da gelmez mi?... Bunlar yetmiyormuş gibi bir de korona savaşları, zorunlu önlemler ve aşılamalar. Son günlerde düzlüğe çıkar gibiyiz.Edirnemizde olayların azalması mutluluk verici. Anacak bu yetmez. Tüm ülkede ve dünyada azalmalar… Bu da ytmez bu nalet virüs tümüyle yok olmalı artık. Bilimin, savaşımın ve kurallara uymanın utkusunu kutlanmalı artık.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.