Her yıl 31 Aralık akşamı saat 24’oo de bir yıl biter, bir başka yıl ; yeni bir yıl emeklemeye başlar.

Yeni yılın simgesi konumunda olan Noel Baba da bu günlerde yol gösterip, çocuklara oyuncak dağıtır.Sevinen ve mutlu olan çocuklar, aynı zamanda yeni yılın gelişini simgeler. Çünkü onlar bir yaş daha büyüdüklerinden , coşku ile kutlarlar yeni bir yılı, yeni bir yaşı. Ak sakallı bir yaşlı da son günlerde görünse de kaybolup gider.

Yeni yılın (2022) girişiyle birlikte eğlenceler ve

coşku doruğa ulaşır. Meydanlar dalga dalga taşar. Şans oyunları ivme kazanır. Piyangonun çekilişi ve “Ya çıkarsa!..” sarınca ortalığı ver elini ertesi gün.

Bir çok aile evinde kutlar yeni yılı. Yemek-içmek ve tombala oyunu bu eğlencelerin simgeleri olmuştur.

Son yıllarda TV izlemek de önem kazandı. Çekici izlenceleri izlemek vaz geçilmezlerden biri oldu. Kumar oynayıp şansını deneyenler de az değil. Sabahlayanlar da çokçadır.

Haa!.. Unutmadan vurgulamam gereken bir şey daha var. Bazı çok bilenler yılbaşı kutlamalarına karşıdır, inanç farklılığından ötürü, olmalı.

Bunlar Tanrı’nın tek olduğunu bilmezler mi? Ya da nasıl bilmezden gelirler.; hayret doğrusu değil mi? Yeni yıl kutlamalarında içki almak, eğlenmek ve şansını aramak, gelenekleşmiştir oysa.

Ama gel gör ki özellikle rakılar, aşırı vergiler yüzünden cep yakmakta. Aşırı vergiler sanırım caydırıcı amaçlı. Bu da kaçak rakıların hortlaması, ya da kaçakçılığı özendirmez mi? Dünyanın en pahalı benzini bizdeymiş. Bu gidişle rakı da sıraya girmiş olmalı. Akşamcılar ne yapar ne eder, işleri zor olmalı. Bu denli pahalı satılan rakının içkili lokantaları da etkilemesi kaçınılmaz olmalı. İçki kullanmak elbette yararlı değil. Ancak yine de bireysel bir olay. “Her koyun kendi bacağından asılır.” derler ya; aynen öyle. Günahsa , kişinin kendi günahıdır.

Kimseye zarar verilmediği, ve neşelenme boyutlarında kaldığı sürece. Maddi ve manevi yıkıma dönüşmediği ölçülerde kalırsa neden kullanılmasın? Doktorlar bile bir iki kadehe durumunuz uygunsa ses çıkarmıyor, bildiğim.

Bir-iki gün sonra takvimlerin son yaprağı da koparılacak. Ama yeni takvimler girecek bir yıllığına devreye.

 “ Zaman bir silindir gibi geçiyor üstümüzden…” Bir şiirin bir dizesi olan bu tümce Yaşamın nasıl olduğunu, ömrün nasıl geçtiğini anlatmıyor mu?

 “Zaman gelip geçiyor, dur demek kolay değil…” Bu da bir şarkı sözünün bir dizesi..

“Kolay değil” demiş ozan. Oysa ve aslında olası değil.

Bir ömürle sınırlı konukluğumuz bazen acılar ve sıkıntılarla bir gün içinde geçer. Bebeklik, çocukluk, gençlik ve yetişkinlik derken bir de bakıyorsunuz ki, saçlar ağarmış, omuzlar çökmüş. Baston en yakın arkadaşın olmuş!.. üzülerek yaşıyorsunuz ki, saçları dökülmüş,ya da ağarmış bir dede aynada.

Ben annemin söylediğine göre “karlı bir kış gününde dünyaya gelmişim”. Hemen hemen yetmiş küsur yıl ne çabuk gelip geçti; “hadi anlat bakalım!”.

Günler, haftalar, aylar ve yıllar… Geçmez ve bitmez sandığımız zaman,.dilimleri.

Oysa geçmek ne kelime, elinizin altından uçup gitmiş bile…

Yeni yıl dilekleri hep; iyiye, güzele, barış ve sevgiye yöneliktir.

Ama döne, dolaşa çirkinliklere uyarlanmıştır sanki. Cinayetler, savaşlar, dalaşmalar; her yıl hiç eksik olmaz genelde.

Yine de 2022’nin barış ve mutluluk getirmesini can-ı gönülden dilemekten kendimi alamıyorum. Zaman değişir değiştirirmiş. Postane cıvarında önceki yıllarda türlü türlü kartpostallar pazarlanırdı. Bugün baktım onlardan eser yok. Ama Noel Baba giysileri sergilenmiş, Satışa sunulmuş…

Bu ne demek?

Mertlik bozuldu !... desek ne derler bilmiyorum. Yani zamanın ne getireceği, neler götüreceği zamanla oluşabiliyor.

Hoş geldin 2022 güle güle (2021)…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.