Dün Karaağaç’tan çarşıya gelirken; Emirgan Çay Bahçesine uğradım.
Bu mevsimde Emirgan Çay Bahçesinin camekanlı salonu, ayrı bir güzellik taşıyor.
Dükkanın sahibi Yılmaz-Yalçın kardeşler, bu güzel salonu kocaman bir odun sobası ile ısıtmayı başarmışlar.
Ben salona girdiğimde; Emirgan’ın müşterileri sıcacık ortamda kahvaltılarını ederken bir yandan da Tarihi Meriç Köprüsünü ve altından süzülüp giden Meriç Nehrini seyrediyorlardı.
Doğrusu doyumsuz güzellikte bir manzaraydı bu…
Benim gazeteci olduğumu bilen orta yaşlı bir müşteri; “Beyazıt Hocam şu köprünün gözlerindeki ağaç kütüklerini niye yazmıyorsunuz? Bu birikintileri buradan almak o kadar mı zor?”
Konuya ilgi duyan diğer müşteriler de söze karıştılar ve Tarihi Köprünün gözlerindeki bu birikintilerin görüntü kirliliği yarattığını ve bu kirliliğin kesinlikle ortadan kaldırılması gerektiğini, yüksek sesle ifade ettiler.
Yıllardan bu yana benim yazılarımı takip eden değerli hemşerilerim, bu konuda ne kadar hassas olduğumu bilirler.
Ancak bu işin sorumluları her kim ise, bizim yazılarımızı dikkate almadılar ve almıyorlar.
Ben bu durumda Valimiz Sn. Ekrem CANALP’e seslenmek istiyorum.
Bugüne kadar tarihi köprülerin üstlerindeki yıkım için, Karayolları Bölge Müdürlüğünü, altlarındaki kirlilik için ise DSİ Bölge Müdürlüğünü muhatap almıştım.
Ancak ve ne yazık ki; bu değerli kurumlarımızın yöneticilerinden ses-seda çıkmadı.
Şimdi ben diyorum ki; “Sn. Valimiz, bu kurumların yöneticilerine görevlerini bir de siz hatırlatsanız.
Umuyorum cevap verecekler ve gereğini de yapacaklardır.”
Güzel sonucu umutla bekleyeceğiz.
