Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Edirne İl Temsilcisi Nedim Zobar, şunları kaydetti:
“6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçti ama hayatımızdaki artçıları sürüyor, bizden alınanların yüreğimizde açtığı yara hala sıcak. Elbette sadece resmi rakamlara göre bile 50.783 insanımızı yitirdiğimiz bir facianın yarası zaten kolay dinmez ama yaramızın hala ilk günkü gibi kanıyor olmasında ülkeyi yönetenlere 6 Şubat’ın ders olmamasının etkisi büyük.
Hafıza; hem yüzleşmenin hem de doğru tespitlerde bulunmanın en önemli aracıdır. O yüzden kısaca hatırlatmak istiyoruz; ne olmuştu 6 Şubat’ta?
İnsan değil rant odaklı kentleşmenin, amansız bir betonlaşmanın ve denetimsizliğin bedeli ödenmişti.
Seçim zamanı oy gelsin diye verilen imar izinleri, sağlam olmayan zeminde rant için yaratılan yerleşkeler, ilgili kamu kurumları tarafından yürütülmesi gereken denetim ve tedbir mekanizmalarının iğdiş edilmesi 50 bini aşkın insanımızı bizden koparttı. Birileri bu canlara rakam olarak bakmaya alışık olsa da yitip gidenlerin her biri birinin kardeşi, evladı, annesi, babasıydı. Her birinin hayalleri ve uğraşları vardı. Her birinin yokluğu, onlarca, yüzlerce yakınında kapanması mümkün olmayan yaralar açtı. Yine yüz binlerce aile evsiz kaldı, yüz binlerce insanımız uzuvlarını kaybetti.
Peki sonrasında ne oldu, bugün hangi noktadayız? Tıpkı 99 depreminde olduğu gibi bunca canın gitmesinin bedeli birkaç müteahhide yıkılıp kapatılmaya çalışılıyor. Mezarlığa dönüşen yapılara ilişkin başlatılan yargılamalar, o yapılara izin veren ya da kaçak şekilde var olmalarına müsaade edenlere uzanmıyor, ailelerin adalet çığlıkları bir orta oyunuyla bastırılmaya çalışılıyor.
Öte yandan; depremin yıktığı 11 ilde hayat normale dönmüş değil. Buradaki insanlar için yerel seçim hazırlığı için harcadıkları gayretin yarısını bile harcamayan yöneticiler yüzünden bazı illerimizde hala içme suyu problemi yaşanıyor. İnsanlar kara kışı çadırlarda, konteynırlarda karşıladı. Elektrik ve ısınma problemleri artık bu illerin birçoğunda günlük rutin haline geldi. Birçok yerde hala kamu görevlilerinin barınma ve ulaşım sorunu bile çözülemediği için eğitimden sağlığa kadar neredeyse hiçbir kamu hizmeti aksaksız yürütülemiyor.
Burada ölen insanlar birer rakam değildi, hepsinin yaşamının bir anlamı vardı. Şimdi onların ölümlerini de anlamlandırmanın zamanı. Bu ölümleri milat yaparak depreme daha hazırlıklı kentler inşa etmek, deprem konusunda daha bilinçli bir millet olmak zorundayız.
6 Şubat’ın açtığı yaranın tek merhemi adalet, 6 Şubatların tek panzehiri ise ders çıkarmaktır; bu ikisini de sağlamak zorundayız!
Birleşik Kamu-İş olarak bu uğurda uğraş vermeye devam edeceğimizi, bu yıkımı unutturmayacağımızı, bu konuda hem adaletin hem de bundan sonrasında alınacak tedbirlerin takipçisi olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Unutmadık, unutmuyoruz, unutmayacağız!”
Bülent Sarıçiçek