Trakya Platformu adına açıklama yapan Yılmaz Eren dün Edirne Kent Konseyinde yaptığı basın toplantısında Meriç Nehir yatağında bir şirket tarafından 15 yıldan beri kum alımı yapıldığını hatırlatarak, alınan bu kum ocağının DSİ gözetimi altında çalıştığını hatırlattı. Firmanın, DSİ gözetiminde yaptığı çalışmalarda çevre ve ekolojik sisteme zararının sınırlı olduğunun altını çizen Eren, açıklamasında şunlara yer verdi:
“Ancak son dönemde , kapasite artışı, kırma eleme yıkama tesisleri, beton santralleri, prefabrik yapı elemanları, ,betonarme idari binalar, kilit taşı üretimi gibi entegre inşaat tesisleri ile Çevreye ve Nehrin doğal yapısına büyük zarar verecek büyük projeler yaşama geçirilmiştir. Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nce , 1 Ekim 2021 tarihli kararında bu proje için "ÇED gerekli değildir" kararı verilmiş idi. 24 Kasım 2021 tarihinde Edirne Kent Konseyi ve Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği tarafından şantiye yerinde basın açıklaması yapılarak karara ve projeye itiraz edilmiş, kamuoyunun dikkati çekilmişti. Arkasından 02 Aralık 2021 tarihinde Edirne İdare Mahkemesine dava açarak bu kararın iptalini talep etmiştik. Bu projenin birden fazla projeyi kaplayan entegre tesis olduğu , bu alanın Doğal koruma ve Taşkın alanı olduğu, ÇED gerekli değildir kararının ÇED Yönetmeliği'ne aykırı olduğu, inşaat sırasında meydana gelecek gürültü ve atıkların muhtemel zararlarına ilişkin bilimsel araştırmaların yapılmadığı, ekolojik ve kültürel açıdan olumsuzluklar söz konusu olduğu , kamu menfaatlerine aykırı olduğu ve doğayı tahrip ettiğini vurgulamıştık.
Keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde , Edirne İdare Mahkemesi 22 Eylül 2022 tarih ve 2192 sayılı kararı ile “ÇED Gerekli Değildir” Kararını iptal ederek gerekçelerimizi kabul etmiş ve haklı olduğumuzu onaylamıştır. Bu durumda söz konusu üretim projesinin durdurulması ve mahkeme kararının uygulanması gerekmektedir. Ancak, görülüyor ki ilgili şirket ve idare çalışmalarını sürdürmektedirler. Danıştay kararlarına göre “ idare mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlemi uygulamaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. “ denilmektedir. İlgili Kurumlardan mahkeme iptal kararının ivedilikle uygulanmasını; verilen tüm inşaat ve üretim izinlerinin derhal durdurularak iptal edilmesini talep etmekteyiz.”
Yavuz Göktaş