ADD " ANDIMIZ, MİLLİ HAYSİYETİMİZ VE NAMUSUMUZDUR"

Atatürkçü Düşünce Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye kurulunun 10 Mayıs 1933 gün ve 101 sayılı kararıyla "öğrenci andının ilkokullarda her sabah ve her sınıfta birlikte ve özenle okunmasına" karar verdiği günün 90.yılını kutladı.

Atatürkçü Düşünce Derneği,  Prof. Dr. Afet İnan, “Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler” adlı eserinde (s. 213) Dr. Reşit Galip ve “AND” hakkındaki şu sözlerini hatırlattı.

“1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya köşküne geldiği vakit, Atatürk’ün yanında bana bir kâğıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı. ‘Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir and meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı’ dedi:

“Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”

Bu sözler, Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır.

Talim Terbiye Kurulunun bu kararına göre, öğrencilerin her gün tekrar edeceği “Öğrenci Andı” ile ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığı, 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı genelgeyi yayımlamıştır. “Öğrenci Andı”nın amacı ve söylenirken nelere dikkat edilmesi gerektiği bu genelgede açıklanmıştır.

İlkokullarda her sınıfta her gün ilk derse girildiği zaman çocukların hep birlikte “Türküm, doğruyum, çalışkanım, yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu (milletimi) özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.” And’ını söylemelerinin kural kabul edilmesi uygun görülmüştür.

1. Her öğretmen bu and’ı bulunduğu sınıfta tahtaya yazacak ve öğrencilerin defterlerine yazdıracaktır. Öğrencilerin bu and’ı doğru olarak defterine geçirdikleri kontrol edilecektir.

2. Öğretmen and’ı, ifade ettiği fikirleri, birer birer çocukların zihin seviyelerine uygun şekilde canlı ve cazip bir dille anlatacak, çocukların and’ın anlamını iyice kavramalarına dikkat edecek, And’da çocukların anlamadığı hiçbir nokta kalmamasına önem verecektir. And’da geçen (Türklük, doğruluk, çalışkanlık, yasa, küçükleri korumak, büyükleri saymak, yurdu, budunu (milletini) özünden çok sevmek, ülkü, yükselmek, ileri gitmek, varlığımızın Türk varlığına armağan olması) gibi ifade ve fikirleri çocukların iyice anlamalarına çalışacaktır.

3. Öğretmen öğrencinin bu fikirleri ve ifadeleri iyice anlayıp anlamadıklarını emin olmak üzere, her ifade ve fikir hakkında çocuklara çeşitli sorular sorarak, bu ifadeleri yerli yerinde kullanıp kullanmadıklarını anlamak için öğrenciye cümleler kurduracaktır.

4. Çocukların bu andı anlamadan değil, ifade etmek istediği düşünce ve duyguların iyice anlamlarını kavrayarak, onları bütün benlikleriyle duyarak ve candan benimseyerek söylemelerine dikkat olunacaktır.

5. Öğrenciye bu and ayakta ve hep birden söyletilecek, öğretmende öğrencilerin karşısında ayakta durarak onlarla birlikte söyleyecektir.

6. Bu andı söylerken öğrencinin saygısız bir durum almamasına, dürüst ve ciddî durmasına öğretmen dikkat edecektir.

7. Çocuklar, candan duydukları ve zaman geçtikçe anlamını daha derin bir biçimde anlayacakları asil ve yüksek duygular ifade eden bu andı sevinç ve yüksek arzu ve ilgiyle tekrar ederken millî bir görevi yaptıklarının bilincinde olmalıdır.

29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde “Öğrenci Andı”na aşağıdaki son bölüm eklenmiştir.

 “Türküm, doğruyum, çalışkanım; yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.Ne mutlu Türküm diyene”

Öğrenci Andı’nın bugün söylenmekte olan metni, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 10. Maddesiyle belirlenmiştir. Bu maddeye göre ilköğretim okulunda öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca aşağıdaki “Öğrenci Andı”nı söylüyorlar.

“Türküm, doğruyum, çalışkanım.Cİlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime and içerim.Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.Ne Mutlu Türküm Diyene!”

Siyasi iktidarın 7 Ekim 2013 tarihinde oy çokluğu ile çıkardığı karar doğrultusunda kaldırılan Öğrenci andı için 5 yılın sonunda  Danıştay 8. Dairesi, 2018’de “Andımız kaldırılamaz” dedi. MEB itiraz etti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 8. Daire’nin kararını iptal etti. Andımız’ın yine okullarda okunmaması kararı alındı. Danıştay devlet madalyalarındaki Atatürk kabartmasını da yine çıkarma kararı aldı.

Atatürkçü Düşünce Derneği son olarak, Ülkemizin Kurtarıcısı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve Kurucu değerlerimize yapılan her türlü incitici söz ve davranışı kabul etmediğini ve kınadığını belirterek şunları kaydetti:

"Siyasi iktidarın, Büyük ATATÜRK’ün adına bile tahammül edemediğini ve Türk sözüne mesafeli durduğunu sürekli vurgulamaktayız.

Algı operasyonlarıyla, istemediğini “hain-düşman” istediğini “dost-vatansever” ilan eden siyasi iktidar; TBMM’deki oylamada HDP ile işbirliği halinde ANDIMIZ’a karşı çıkmıştı. Milliyetçilik ve beka konusunda ısrarlı olanların kayıtsız-çekimser kalması ise ayrıca düşündürücüdür.

Atatürk Devrim ve İlkelerine, milliliğe vurgu yapan ANDIMIZ’dan kimler niçin rahatsızlık duyarlar? Milletimiz bu sorunun cevabını artık çok iyi bilmektedir. Algı operasyonları gerçeğini toplumumuz anlamıştır.

ANDIMIZ; milli haysiyetimiz ve milli namusumuzdur. Milli ve yerli olmak; Atatürkçü Düşünce’ye sahip olmak demektir.

Adımız Türk olduğuna göre Andımızın da “Türküm” diye başlaması Anayasal ve tarihi bir zorunluluktur. Anayasamızın 66. maddesi, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” hükmünü taşır. Her vatandaşımız Anayasal olarak Türk olduğuna göre, ‘Andımız’daki “Türküm” ibaresi en doğal haktır.

“Türküm, doğruyum, çalışkanım. İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.” demek, hiçbir Türk vatandaşını rahatsız etmemelidir. Doğruluk, çalışkanlık, küçükleri korumayı, büyükleri saymayı, yurdumuzu, milletimizi sevmeyi ilke edinmek rahatsızlık bir yana bizim “Milli” Eğitimimizin amaçlarındandır.

ANDIMIZ, Türk Milleti’nin varoluş metnidir. Türk Milleti, Atatürk Devrimi ve Atatürkçü Düşünce sayesinde onurlu bir ulus olarak yaşamını sürdürmektedir. ANDIMIZ’dan vazgeçenler aslında ulusal onurumuzdan vazgeçmektedir. Bu durumda kazanan, Türkiye düşmanı emperyalist güçler ve onların yerli işbirlikçileridir. Oyunu görüyoruz… Biliyoruz… Kararlıyız… Bu oyunu bozacağız…"

Gözde Kabasakal

banner8
Haberler