DÖVİZ ARTIŞI KİTAPEVLERİNİ DE VURDU

Son aylarda görülen yüksek döviz artışı  en çok basın kuruluşlarını,kitap ve yayınevlerini vurdu

Son aylarda yükselen döviz fiyatları en çok  basın kuruluşlarına ve kitapevlerini etkiledi.

Konu hakkında açıklama yapan Ceren Kitapevi sahibi Şeref Kurtiş, kağıda yapılan zamların kitapevlerini de olumsuz etkilediğini belirterek şunları kaydetti, “ Son  aylarda görülen döviz artışı bütün sektörleri vurdu. Biz de bunların başında geliyoruz. Döviz  artışı kağıt ve kitap  fiyatlarına da yansıdı.Doların artmasını fırsat bilenler satış rakamlarını da yükselttiler. Bu koşullarda küçük yayıncıların özellikle yerel yayıncıların ,en çok gazetelerin işleri daha da zora girdi. Bu sadece kitap basımını etkilemedi. Mahalli  gazetecilerin işi de zora girdi” değerlendirmesi yaptı.

KİTAP OKUNMAYAN BİR ÜLKEYİZ

Kurtiş, konuşmasını şöyle sürdürdü, “Ümidimiz o ki bu artış daha yukarılara çıkmaz. Aşağı ineceğini tahmin etmiyorum. Bu zammın bir yerde durması, durdurulması lazım. Şu anda bazı yayınevleri depolarında bulunan kitaplara zam yapmaya başladı. Eğer zam yapmasa  satacağı üründe zora girecekler. Bundan en çok olumsuz etkilenecek olan kitap okurları olacaktır. Zaten kitap okunmayan bir ülkede yaşıyoruz.Bugüne kadar kitap fiyatlarının yüksekliği bahane ediliyordu.,Bundan sonra fiyatlar yükselince bahaneler daha da artacak.  Ben Cumhurbaşkanımızın açmaya düşündüğü kıraathaneyi burada açtım. Burada istenen her şey var. Buraya gelenler kek de yiyor kitap da okuyorlar. Bu tür yeterli  beklenen  talep yok. İnşallah Cumhurbaşkanımızın açacağı kıraathanelere talep oldur” dedi.

KÂĞIDA İKİ KEZ ZAM GELDİ

Bellek Kitapevi sahibi Mustafa Karaca da kağıt zamları konusunda yaptığı açıklamada; “Ben kitapevi ve yayınevi sahibi olarak bu döviz zamlarını şöyle değerlendiriyorum. Kağıdı iki türlü zam geldi. İlki dolar fırlamadan önce kâğıda %20-25 arasında zam oldu. Arkasından dolara gelen zamla birlikte kağıda  tekrar zam geldi. Böylece katlama zam oldu. Daha önceleri iki bin liraya mal ettiğimiz bir kitabı şu anda dört bin liraya mal edebiliyoruz.Yüzde yüze varan zam oldu. Bizim otomatik artışlarımız yılbaşında oluyor. Bu fiyatlara  ocak ayında yine zam eklenecek. Bu zamlar için doların seviyesi önemli değil. Bundan sonra kitap basma işi çok sermayesi olanlara kalacak, bu yükün altından ancak onlar kalkabilecek.Orta ölçekli yayınevleri elinde zorunlu olarak basması gereken kitapları basacak. Arkasından başka kitap basamayacak. Küçük ölçekli yayınevleri ise kitap basamayacak ancak elinde var olan kitapları satabilecekler.Bu fiyatlara nasıl yansıyacak?  Her zamanki gibi işçi ücreti artmayacak. Bazı işyerlerinde personel azalması olacak.Zamları sübvanse edebilmek için bunu yapacaklar  Biz bugüne kadar çok krizler gördük.

2001 yılında dolar 3 katına çıkmıştı. Bu zamlar makul karşılanabilir sübvanse edilebilir durumda.  Çünkü ülkemizde kayıt dışı çok para var.  O kayıt dışı para ile  zararı önlüyorlar. Daha önceleri ülkemize illegal yoldan Arap sermayesi geliyordu. Ülkemiz bir dönem onunla idare edildi.Şimdi biz Arap yarımadasında taraf olduğumuz için  gelen para azaldı.

Ekonomik sorun biraz da bundan kaynaklanıyor. İllegal gelen sermaye ülkemiz güvenli olduğu sürece bizdeydi, bu azaldı” dedi.

DOLAR YÜKSELİŞİ DIŞ GÜÇLERİN İŞİ DEĞİL

Ülkede doların yükselişinin nedeninin dış güçlerden kaynaklanıyor tezinin doğru olmadığını   belirten Karaca,” bütçesi açık veren, ödemeler dengesini sağlayamayan  ülkelerde bu tür ekonomik sorunlar kaçınılmazdır. Bizim ülkemiz gibi üretmeden tüketen, dışarıdan her türlü tarım ürününü ve samanı dahi alırsan bu tür ekonomik açmazlar olur. Dışarıdan öküz alıyoruz. Aslında ülkemizde dünya kadar öküz var. buna rağmen yine ithalat yapıyoruz. Bu ekonomik sorunun papazla filan ilgisi yoktur. Papaz iki yıldan bu yana ülkemizde hapis yatıyor. Şimdi mi akıllarına geldi. Bizi papaza getirmek istiyorlar” değerlendirmesi yaptı.

OKUYUCU KİTLESİ ETKİLENMEZ

Türkiye de bu tür krizlerden etkilenmeyecek kitlenin sadece okuyucu kitlesi. Olduğunu belirten Karaca, “ Ülkemizde 81 ilde 300 üniversite var. Burada okuyan öğrenciler bitirme ödevi yapacaklar.kitap almak zorundalar. Yüksek lisansa giriş yapacaklar veya yüksek lisans tezi yaparken kitap almak  zorundalar.Türkiye’de kitap okumak zorunda olan bir kitle var. Bu kitle şu anki yayınevlerini besleyecek düzeydedir.Onun dışında yeni okur gelir mi denirse yine az da olsa gelir. Okumalar genellikle klasiklere yönelecek, onları satışı olacak. Diğer yayınlar ise fazla  satmaz.Bu tür kitapları alanlar en alt kitlelerdi, onlar kitap almazlar. Tıpkı yeni çıkan müzik eserleri gibi. Ülkemizde gelişen  Sosyal medya okuyucu kitlesini azaltmadı, arttırdı. Her zaman yeni teknolojinin önce götürdüklerini dikkate alırız. Bir süre sonra bunun  getirisi olmaya başlar.Sosyal medya’da  nazım hikmet adı geçtiğinde onun kitapları satılır" dedi.

Fikri Yalın  

banner8
Haberler