Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı’nın yazılı olarak yayınladığı basın açıklaması şu şekildedir; “Romanlar, yaklaşık 800 yıldan beri Avrupa coğrafyasında bulunmalarına rağmen tarih boyunca güvenli ve huzurlu bir yaşam sürmeleri hep engellendi.
Avrupa’ da sayıları 15 milyon civarında tahmin edilen Romanlar bulundukları ülkenin resmi vatandaşıdır. Bazı ülkelerde farklı bir statüde olmaları nedeniyle kendilerine yönelik kanuni hakları mevcuttur. Buna rağmen çoğu zaman korunmasız kaldıkları gibi, çok kolay ırkçı saldırıların hedefi haline gelebiliyorlar.
AB genişleme sürecinde Hırvatistan, Romanya, Bulgaristan’ ın birliğe katılmasıyla Romanlar serbest dolaşım hakkına da sahip oldular. AB, üye olmak isteyen ülkelere ülkesinde bulunan Romanlara sosyal entegrasyon çalışmaları yürütmesi konusundaki şartlarını istenilen düzeyde tamamlamadığı halde bu ülkeleri birliğe dahil etti. Serbest dolaşım hakkına sahip olan Romanlar bulundukları yerleşim yerlerinden ayrılıp, Avrupa’nın her bölgesinde daha görünür olmuştur. Romanların sosyal entegrasyon sorunu da ciddi bir şekilde ortaya çıkıyordu. Romanların kendine özgü yaşam kültürü, gittikleri her yerde ötekileştirilmeleri, Romanların yoksulluğu nedeniyle dilencilik yapmasını farklı kriminal işlerle özdeştirmek isteyenlere rastlanmaktadır.
Bunu Avrupa’da siyasi koz olarak kullanan aşırı sağcı politikacılarda görebiliyoruz. Bunun bir örneği 2018 haziran ayında İtalya’da yaşandı. Irkçı bir anlayış içinde bulunan İçişleri Bakanı Matteo Salvini, Romanların sayımını ve fişlenmesini önermekle kalmamış, Roma’nın kuzeyinde camping golü bölgesinde bulunan roman yerleşimini hukuk dışı müdahale ile zorla tahliye ettirdi. Salvini, Avrupa’nın en korunmasız topluluğu olan Romanları göçmen sorunları ile bir tutup sınır dışı etme düşüncesindedir. İtalya’nın son yıllarda yaşadığı göçmen sorunu ile baş edemeyen İtalyan Hükümeti, göçmenlerle İtalyan vatandaşı olan Roman ve Sinti toplulukları ile bir tutması Romanlara tanınan yasal hakları yok sayma anlamındadır
Avrupa Birliği’nin kuruluş felsefesi ekonomik temeller üzerine inşa edilmiş, insan merkezli bir yaklaşımı yoktur. İtalyan Hükümeti’nin göçmen sorunu ile Romanların durumuna ilişkin izlediği politik yaklaşım ırkçılık ve faşizmin ayak sesleridir. İnsan hakları, evrensel hukuk kuralları Romanlar için olduğu gibi göçmenlere de uygulanmadığı görülmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi konuyla ilgili mahkeme kararında bu zorunlu göçü İtalyan Hükümeti’nin insan hakları ihlali olarak karara bağladı. Ancak, AİHM kararları üye devletleri bağlayıcı karar niteliğinde olmasına rağmen, İtalyan Hükümeti alınan bu kararı yok saymaktadır. Bu siyasi politikanın devam etmesine Avrupa Komisyonu’nun sessiz kalması düşündürücüdür. Yıllarca toplum dışı görülen Roman toplulukları şimdide hukuk kurallarının dışında tutulmaya çalışılmaktadır. Yaşanan gelişmelere sessiz kalmayan İtalya Uluslararası Af Örgütü, bu uygulamanın hem insanları evinden ederek hak ihlali olduğunu, hem de İtalya'nın uluslararası norm ve yükümlülüklerine aykırı olduğunu ifade etti. Fransa’nın Romanlara yönelik uyguladığı sınır dışı etme politikaları ortada iken, İtalyan Hükümetinin Romanlara yönelik AİHM kararını uygulamaması, diğer ülkelere sıçraması halinde Romanları çok zor günler beklediğinin habercisi olacaktır. AİHM kararları bağlayıcı özelliği sahip bulunmasına rağmen diğer sivil toplum örgütlerinin yeterli duyarlılığı göstermemesi da şaşırtıcıdır.
İtalya’nın göçmen sorunu ile Romanların durumlarını bir tutması Avrupa’nın Romanlara olan yaklaşımın acı gerçeğidir. İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler sadece AB vatandaşlığı için geçerli ise, Romanların vatandaşlığı Mars gezegeninde mi kayıtlı? AİHM kararları bağlayıcılığını yitirmişse evrensel hukuk değerleri de çökmüştür.”
Haber Merkezi