81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklamasında, Çin’in baskıcı tutumu nedeniyle Doğu Türkistan’daki Müslüman halkın yaşadığı zorluklar dile getirildi. Basın açıklamasında konuyla ilgili olarak, “Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimiz birçok temel haktan mahrum bırakılmıştır. İnanç ve düşünce özgürlükleri kısıtlanmıştır. Psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.
Anadolu Gençlik Derneği Edirne Şubesi tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
“Müslüman coğrafyada ve özellikle Doğu Türkistan’ da yaşanan zulümleri telin etmek için bir araya gelmiş bulunuyoruz. İkinci Dünya Savaşının ardından, yeryüzünde barış ve adalet tesis edilememiştir. Emperyalizm, işgallerle, iç savaşlarla, şiddet ve korkuyla, zayıf bırakılmış ülkeler ve halklar üzerindeki baskı ve tahakkümlerini sürdürmektedir. Tüm dünyada, uluslararası sistemde hakim olan hukuk, gücün hukukudur. Bir yandan ABD, Afganistan’ı, Irak’ı, Libya ve Suriye’yi işgal ederken; İsrail de Filistin’i Batı Şeria ve Gazze’ye sıkıştırmaktadır. Diğer yandan Çin, 1949’dan bu zamana kontrolü altında bulundurduğu Doğu Türkistan’da Müslümanlara her türlü baskıyı uygulamaktadır. Mevcut dünya düzeninde İslam ülkeleri ve Müslüman halklar, ya ABD, İngiltere, İsrail safında yer alamaya ya da Rusya-Çin ikilisinden birine sığınmaya zorlanmaktadırlar.
Neredeyse tüm İslam coğrafyasında vesayet rejimleri vardır. Görünürde bağımsız İslam ülkeleri, ne yazık ki gerçekte ekonomik, teknolojik ve askeri alanlarda küresel güçlere bağımlıdırlar. Yetmiş yıldır Çin’in baskısı altında bulunan ve Türkiye’nin iki buçuk katı büyüklükte yüzölçümüne sahip olan Doğu Türkistan’da da Müslümanların durumu içler acısıdır. Çin’in baskıcı tutumu, Doğu Türkistan’la ilgili sağlıklı bilgi akışının ve oradaki Müslümanlarla iletişimin önüne geçmektedir. Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimiz birçok temel haktan mahrum bırakılmıştır. İnanç ve düşünce özgürlükleri kısıtlanmıştır. Psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır. Çin, Müslüman Doğu Türkistan halkının, haklı taleplerini susturmak, örtbas etmek ve bu hakların dış dünyayla irtibatlarını kesmek yerine, temel hak ve özgürlüklerini yaşayabilecekleri bir zemin oluşturmaya zorlanmalıdır.
Başta Türkiye olmak üzere, İslam ülkelerinin, Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu dile getirmeleri, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin seslerine ses, haklı davalarına güç katacaktır. Yeryüzünde huzur ve barış için, tüm İslam Ülkeleri, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ve İsrail güdümünden uzak politikalar üretmelidir. ABD ile stratejik ortaklık hiçbir İslam ülkesine fayda getirmez. İsrail ile birlikte hareket etmek hiçbir İslam ülkesine fayda getirmez. İslam coğrafyasındaki parçalanmışlık mutlaka giderilmelidir. Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak, bunun yolu, İslam ülkelerinin hak ve adalet ekseninde güç birliği yapmasından geçer. Dünyanın herhangi bir yerinde, bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak, bunun yolu İslam Birliğinin tesis edilmesinden geçer. D-8’in faal hale gelmesinden geçer. Dünyanın herhangi bir yerinde, bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak, bunun yolu, yeryüzünde adil bir düzenin kurulması için gayret etmekten geçer. Allah, hak ve adaletin tesisi için atılan adımları boşa çıkarmayacaktır.”
Kerem Filiz