Osmanlı’nın başkentlerinden biri olan Edirne, bu yıl ikinci kez İslam dünyasının kalbinin attığı bir buluşmaya ev sahipliği yaptı.
İslam Alimleri Vakfı (İSAV) tarafından organize edilen “Kendi Gök Kubbemiz Balkan Alimleri Buluşması-II”, Edirne Valiliği himayesinde bir otelin Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Programa,Edirne Valisi Yunus Sezer, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, İslam Alimleri Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali el-Karadaği, Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Hafız Osman Şahin ve Edirne İl Müftüsü Ercan Aksu’nun yanı sıra Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Kuzey Makedonya, Bulgaristan ve Romanya’dan çok sayıda ilim insanı katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan buluşmada, salonda duygulu anlar yaşandı. “Birlik, kardeşlik ve dayanışma” vurgusu üzerine inşa edilen programda, konuşmacılar Gazze’de yaşanan soykırımın, İslam dünyasının suskunluğu ve dağınıklığıyla doğrudan ilişkili olduğuna dikkat çekti.
Açılış konuşmasını yapan İslam Alimleri Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, İslam dünyasında birlik ruhunun yeniden canlanması gerektiğini belirterek,“Balkan ulemasını unutmadık, unutmayacağız. Bu buluşma, geçmişin mirasını geleceğe taşıyan bir köprüdür. Bizler ümmetin birliği için buradayız. Gerçek medeniyet, insanı öldürmeyi değil; insanı ihya etmeyi, diriltmeyi amaçlayan İslam medeniyetidir.”dedi.Hacımüftüoğlu, İslam coğrafyasının son yıllarda yaşadığı parçalanmışlığa da değinerek,“Müslümanlar birbirine düşman olmaktan vazgeçmedikçe Gazze’deki mazlumun feryadı dinmez, ümmetin kalbi huzur bulmaz.”dedi.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali el-Karadaği, Gazze’de yaşananların bir insanlık suçu olduğunu belirterek,“Gazze, ümmetin imtihanıdır. Orada çocuklar ölürken biz susamayız. Balkanlardan yükselen bu birlik sesi, zulmün karanlığını yaracak kadar güçlüdür. Müslüman alimlerin görevi sadece dua etmek değil; adalet, vicdan ve direniş hattında durmaktır.”dedi.
El-Karadaği, gençliğe yönelik mesajında da “Eğer gençliği imanla donatmazsak, modern dünyanın gürültüsü onların kalbini işgal eder. Bizim görevimiz kalpleri yeniden fıtratla buluşturmaktır.” şeklinde konuştu.
Programda konuşan Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Edirne’nin tarih boyunca doğu ile batı arasında bir gönül kapısı olduğunu belirtti:“Balkanlar sadece bir coğrafya değildir. Tuna, Drina ve Meriç, kardeşliğin ve birliğin nehirleridir. Ben buna ‘Şattü’l Balkan’ diyorum. Bu kardeşlik, ümmetin yeniden dirilişinin mayası olacaktır. Edirne’nin bu buluşmaya ev sahipliği yapması, tarihin ruhuna yakışan bir adımdır.”
Erbaş, konuşmasının devamında, İslam dünyasında artan aile krizlerine ve kültürel yozlaşmaya da değinerek, “Aileyi korumak, dini korumaktır. Toplumu ayakta tutan ilk kale, evin içindeki huzurdur.” dedi.
“Gençliği korumak, geleceği korumaktır”
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Hafız Osman Şahin, Gazze’de yaşanan insani trajedinin yanında, manevi bir soykırımın da yaşandığını ifade ederek,“Bugün sadece Gazze bombalanmıyor, imanlı kalpler de hedef alınıyor. Biz Diyanet olarak bir yandan insani yardımlarımızı sürdürüyor, diğer yandan gençliğe ulaşmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar binin üzerinde yardım tırını Gazze’ye ulaştırdık. Fakat asıl yardım, kalplerdeki merhameti yeniden uyandırmaktır.” dedi.
Ev sahibi olarak söz alan Vali Yunus Sezer, Edirne’nin bu tür buluşmalarla tarihsel misyonuna yeniden kavuştuğunu dikkat çekerek,“Bu topraklar, asırlar boyunca ulemanın, sufilerin, alimlerin durağı oldu. Bugün burada sadece bir konferans yapmıyoruz; aynı zamanda bir ‘sıla-i rahim’ gerçekleştiriyoruz. Edirne, hem geçmişin izini hem geleceğin umudunu taşımaya devam edecek.”dedi.
Sezer, programın gelecek yıllarda da Balkan ülkeleriyle ortak kültürel projelerle destekleneceğini, gençlerin dini ilimlerle buluşacağı ortak platformlar kurulacağını açıkladı.
Buluşma kapsamında üç ayrı oturum düzenlendi:Gazze Soykırımı Karşısında Alimlerin Sorumluluğu,Ümmetin Birliğinde Alimlerin Rolü ve Ortak Meseleler,
Aileye Yönelik Tehditler, Modernite ve Toplumsal Dönüşüm Oturumlarda Balkan ülkelerinden gelen temsilciler, kendi bölgelerinde yaşanan sosyal, kültürel ve dini sorunları aktardı. Özellikle gençlerin seküler yaşam tarzına yönelmesi, aile bağlarının zayıflaması ve dini eğitimdeki boşluklar gündeme getirildi.
Sonuç bildirgesinde, “Balkanlar ve Türkiye’nin ortak ilim mirası korunmalı, genç kuşaklara aktarılmalı ve Gazze başta olmak üzere tüm mazlum coğrafyalar için ortak insani duruş sürdürülmelidir.” vurgusu yapıldı.
Program, toplu dua ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Mert Hamarat


